Bağış Erten

Hangi Muhammed Ali?

08 Haziran 2016 Çarşamba

Başlıktaki soru hatalı aslında. Doğru soru şu: Sizin Muhammed Ali’niz hangisi? Tamam, şu konuda hemfikiriz. Tarihin en büyük spor insanı öldü. Öyle olmasa dünyanın tüm gazeteleri, tüm TV bültenleri onunla başlamaz, herkes aynı adamın birbirinden güzel resimlerini manşete koymazdı. O başkaydı, evet. Yaptıklarıyla, söyledikleriyle hepimizi bir yerden başka bir yere taşıdı. Kimse onun kadar bir spor dalını etkilemedi. Kimse onun kadar genel olarak spor kültürünü değiştirmedi. Bir sporcu olarak kimse onun kadar toplumsal hayatın belirleyicisi olmadı.
Ama bu Muhammed Ali’nin birden çok yüzü olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Büyük bir Muhammed Ali hayranı olan ve hakkında kitap yazan New Yorker dergisinin genel yayın yönetmeni David Remnick, Ali öldükten sonra yazdığı yazıda şunu net olarak vurguluyor. Parkinson’a yakalandıktan sonra kamusal imgesi değişti Ali’nin. “Evcilleşti.” Herkesin Ali’si oldu. Reagan’a destek verdi örneğin. Çok suya sabuna dokunmaz hale geldi. Büyük bir şampiyon ve büyük bir star olarak hayatına devam etti. Aslında o günden sonra herkesin Ali’si oldu. Ondan evvel bazılarının pek haz etmediği biriydi. Hele de devletin.
Yani demem o ki, bugünün sembol Ali’si, bugünün ‘pop imgesi’, herkeslerin sevgilisi Ali başka, hayatının ilk 40 yılındaki ‘gerçek’ Ali başka. Onun sihri son yıllardaki “kullanışlı” halinde gizli değil.

Dünyayı değiştirdi
Muhammed Ali’yi ‘en büyük’ yapan şey, dünyayı değiştirmeye kalkması ve bunu yapabilmiş olması. “Ben sizin istediğiniz insan olmak zorunda değilim, ne olmak istiyorsam o olurum” diyen; kurulu düzenle derdi olan, vicdani retçi, ‘devlet düşmanı’, yani bazılarına kelebek, bazılarına arı gibi gelen biri olabilmesi.
Vietnam’la ilgili şu sözlerini iyi hatırlayalım: “Bilincim neden bilmediğim bir yerde, çamurun ortasında beyazlara göre daha koyu renkli, fakir insanları öldürmem gerektiğinin cevabını bulamıyor. Niye? Bana zenci mi dediler? Beni linç mi ettiler? Köpekleri üzerime mi saldılar? Ulusal kimliğimi mi çaldılar? Anneme tecavüz mü ettiler? Babamı mı katlettiler? Ne için öldüreceğim ki onları? Benim ülkemin asıl düşmanları burada.”
Ya da hakları elinden alındığında söylediklerini: “Gazetelerin benim hakkında yazdıklarını reddediyorum. Ya öldür ya hapis ikilemini reddediyorum. Eğer bu ülkede adalet varsa, eğer bu ülkede anayasa hâlâ geçerliyse bunlar dışında bir gerçek olmalı.”
Bu sözleri söyleyen adamın nereden geldiğini de unutmayın: “Eğer adalet, özgürlük ve eşitlik mücadelesi veriyorsanız ben sizin yanınızdayım. Ben Lousville’de doğdum ve benim insanlarım, beraber okula gittiğim arkadaşlarım, beraber büyüdüğüm çocuklar, akrabalarım özgürlük, eşitlik ve adalet istediler diye itilip kakılır, bir araba dayak yerken ben sessiz kalamam.”

Ali kimmiş?
Şimdi siz bu vecizeleri, bu sözlerin edildiği yerleri yaşadığımız coğrafyaya bir çevirin bakalım Ali kimmiş? O zaman Amerika’da Müslüman bir siyah olmak bugün neye tekabül ediyormuş? Ali’nin söylediklerini kimler söylüyormuş? Yaptıklarında başlarına neler geliyormuş? Ali’nin doğduğu yer gibi yerlerde neler oluyormuş? Kimliği, siyasi görüşü nedeniyle insanlar nasıl muamelelere maruz kalıyormuş?
Sonra da kendinize sorun. Sizin için Muhammed Ali bugün neye tekabül ediyor? Gerçekten bir efsane mi?
Tüm bunları onun cenaze törenine katılacak birçok devlet başkanının bilgisine sunarım! Kimin cenazesine gittiğinizi bilmekte fayda var.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bu sezon o sezon değil 2 Eylül 2018
Herkes biliyor 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları