Elin Avusturya’sında bir İtalya temsilcisi ile bir Türkiye temsilcisi futbol oynuyor. Ortalıkta kazanma derdi yok, tarihsel bir husumet yok. Olay çıkaracak hiçbir neden yok. Ama tribünden atılanlar, torpiller, sis bombaları derken maç iki kez duruyor. Anonslar yapılıyor. Nafile. “Böyle bir maç için ne gerginliği olabilir ki” diye düşünen yerel yetkililer güvenlik önlemleri konusunda gevşek davranmış. Kim böyle bir şey olacağını öngörebilir ki?
Bunu ne kadar sık yaşıyoruz farkında mısınız? Yurtdışında oynayan temsilcilerimizin maçlarında neredeyse vakayı adiye bu. Gurbetçi taraftar gruplarının pek çoğu aşırı milliyetçi odaklar tarafından yönlendiriliyor ve aslında tuttukları takımlar üzerinden başka dertleri ifade ediyorlar. Bu profil de yurtdışındaki bizim taraftarların simgesi oluyor. Zaten içeride de dertliyiz. Kapıkule’nin ötesinde bu sıkıntı katmerleniyor. Düşünün Almanya bizim takımlarımıza seyircili hazırlık maçı oynanmasına izin vermiyor. Yakında Avusturya da vermez kuvvetle muhtemel.

Sabıkamız aklanmıyor
Futbolumuzun ne yazık ki hiç tartışılmayan konularından biri bu. Üstelik Passolig kolaycılığıyla da çözülecek bir şey değil. Dün maç ilk yarı bitmeden tatil edildi. Oraya takımlarını seyretmek için belki yüzlerce kilometre kateden, belki de senede bir kez bu şansı yakalayanlar da mağdur olup kös kös evlerine döndü. Ne uğruna sözde sıkı taraftarlık uğruna. Madem yurtdışında Türk oyuncu aramak için onca sistem kuruyoruz, bari biraz bu konuya da eğilelim. Yoksa sabıkamız hiç aklanmayacak.
Oysa Galatasaray için önemli bir maçtı bu. İlk resmi maçına 15 günden az kalan Galatasaray için en kritik sorunun cevabını arıyorduk: Geçen senenin şampiyonu olarak bu kadro bu sezona yeter mi? Normalde, şampiyon takım birkaç ufak katkıyla yeni sezonu açar. Ama bu sefer öyle değil sanki.

Arayışlar pazarda!
Bu takım geçen sezonun özgül koşullarının sonucunda aldı kupayı ve anlamlı katkıya gerçekten ihtiyacı var. Hele de takımın en kilit oyuncularından biri, hatta belki de birincisi Melo’nun durumu belirsiz, Telles gidici gözükürken. Sağ kanatta birinci tercih Sabri, alternatif stoper gene Hakan Balta iken. Tamam, Carole, Podolski, Bilal, Jem Karacan mutlaka katkı verecektir. Ama fazlasına ihtiyacı var Cim Bom’un. Sanırım bu yüzden yönetim pazarda arayışlarını sürdürüyor. Ama doğru mevkilere mi birilerini arıyor. Orası tartışılır.
Biz bunlara bakalım diyorduk, Galatasaray çift forvet nasıl oynar diye merak ediyorduk. Her şey kursağımızda kaldı. Zaten memleket savaş çığırtkanlığıyla dolu. Futbolda da bize durduk yere esmer günler düştü.