Bağış Erten

Fener demini almış

09 Aralık 2017 Cumartesi

Önce atmosfer. Yeni stadını istediğinde hıncahınç doldurmayı başaran ender takımlardan biri Bursaspor. Takımlarına uzun bir süre susmadan, yılmadan, tutkuyla destek verdiler. Maç başındaki naif pankart da cabası: “Onurunla, duruşunla, ruhunla, Bursaspor sen çok yaşa.” Yer yer hiddetini kontrol etme sıkıntısı yaşasa da bu ligin en zorlu deplasmanlardan biri burası ve tribün güzelliklerle dolduğunda maç kadar güzel bir seyir zevki veriyorlar.
O yüzden böyle bir deplasmanda alınan galibiyetin ayrı bir önemi var. İyi oynasanız da, oynamasanız da...
İlk devre gerçekten de heba gibi oynandı aslında: İki isabetli şut ve neredeyse sıfır tehlike... Aslında birbirlerine oyun kurmaya izin veriyorlardı ama kritik bölgeleri mayınlarla döşemişlerdi. Üstüne iki takım da aynı kanadı daha fazla gözetince durum pata kaldı. Bu düğümü çözme hamlesi gerekiyordu. İkinci devrenin merak konusu olan yanı da buydu.
Gelin görün ki ikinci devre futbolla değil sahaya yağan maddelerle açıldı. Neyse ki bu “Türkiye gerçeği” çok uzun sürmedi de oyuna bakabildik. Kalite gene yoktu, ama kırılma anı fazla gecikmedi. Dengeyi değiştiren, Fenerbahçe’nin orta alanın ortasını daha çok kullanmaya başlaması ve buradan çıkan penaltı golü oldu. Fenerbahçe kalitesini değilse de oyun hâkimiyetini bir şekilde gole tahvil etmeyi başardı. Son bölüm ise Sarı-Lacivertliler için sezon başında sınıfta kaldıkları sınavın tekrarı gibiydi. Yine geriye çekildiler. Ama bu sefer (biraz da bir türlü baskı kuramayan ev sahibinin de sayesinde) gol yemeden sonunu getirdiler.
Artık en sıkı Aykut Kocaman muhalifi bile kabul ediyordur. Sonuçta onun takımlarının demlenmesi zaman alıyor ve bunu başardıktan sonra bir “toplam kalite” hep oluyor. Zevkli olmayabilirler, ama hep efektif Aykut Hoca takımları. Bakalım, Fenerbahçe bunu geleceğe nasıl bir yatırım haline getirecek?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bu sezon o sezon değil 2 Eylül 2018
Herkes biliyor 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları