Bağış Erten

Durdurun bu şovu inecek var (14.12.2016)

14 Aralık 2016 Çarşamba

Gene oldu. Bombalar patladı. Canımız yandı. Yüreğimiz burkuldu. Ama spor istifini hiç bozmadı. Şov yine yine yine devam etti. Goller tartışıldı. Herkesin teröre ortak öfke kusma anından sadece birkaç dakika sonra hakeme küfredildi. Kazanan coştu, kaybeden kızdı, rutinimize geri dönüldü. Tüm bunlar acı olaydan sonraki iki gün içinde gerçekleşti. Bazıları doksan dakikaya sığdı.
Maalesef, 44 insan katledildi. Hepimiz depresyona girdik, hayatı sorguladık. Acıyı bir nebze olsun hafifletmek için bir gün resmi yas ilan edildi. Her türlü eğlence faaliyeti durduruldu. Ama gelin görün ki spor durmadı. Neden, çünkü fikstür sıkışık. Nedir yani? Spor yas geçirmez mi? Saygı duruşu, hazırlanan tişörtler, polis memurlarıyla kutlanan gol sevinçleri... Bunlar tabii ki anlamlı şeyler. Ama birisi bize şunu anlatabilir mi acaba? Futbolla bir pop müzik konserinin, bir tiyatro oyununun farkı nedir? Bir tek fikstür meselesiyle bunu açıklamak vicdanınızı rahatlatıyor mu?
Hatta daha da ileri gidelim ve soralım. Hangisi yas dönemiyle gerçekten bağdaşmaz? Aynı zamanda hassas bir yapıya, ruhu okşayan meziyetlere sahip olan sanatsal faaliyetler mi, yoksa küfür kıyamet bir atmosferde oynanan, sıklıkla öfke nöbetlerine açık olan, bol bol nefret üreten, gol olunca sevinçten aklını yitiren insanların seyrettiği spor mu?

El insaf!..
Günün anlam ve önemine saygı gösteren bir yerden kurgulanmış bir konser mi sağaltıcı etkiye sahip yoksa aynısını deneyip bir türlü beceremeyen, becerse bile bir süre sonra dağıtan bir futbol maçı mı? Vereceği mesajlarla insanları her türlü şiddet karşısında tepki göstermeye teşvik eden tiyatro oyunları mı eğlenceye benziyor, gol atmış bir takımın tribünlerinde coşanlar mı?
Futbol bazılarımız için dünyanın en güzel konserinden de, tiyatrosundan da güzel, kabul. Spor kimileri için vazgeçilmezler listesinde. Bu da kabul. Ama el insaf! Eğlence sektörünün tam ortasında yer almıyor muyuz hepimiz Allah aşkına?
Ha diyorsanız ki, öyle basit değil, bu bir endüstri. Müzik endüstri değil mi? Eğer endüstri diyeceksek, Türkiye’de de, dünyada da müzik çok daha önce endüstri olmadı mı? Aynı şey sinema ve oyuncular için de geçerli. İnsanlık tarihinin belki de en yaşlı bacasız sanayiinden bahsediyoruz.
E, o zaman neden futbol durmuyor da diğerleri duruyor? Yoksa ideolojik bir neden mi var? Yoksa bazılarının gücü onlara mı yetiyor? Yoksa sevmediğiniz bir şeyi engellemek için bahane mi arıyorsunuz?
Sanırım durumun vahametini en çok Futbol Federasyonu’nun aldığı son karar gösteriyor. Maçlara devam, ama öncesinde ve sonrasında müzik yasak. Komik değil mi sizce de?

Hepsi yalan!
Ekmeğini spordan kazanan biri olarak bir şey söyleyeyim mi? Böyle günlerde eğer bir şey duracaksa spor dursun. Müzik, tiyatro devam etsin. Çünkü spor, özellikle de seyrederken, bizi insanlıktan çıkarabiliyor, ama diğerleri hepimizi insanlığa davet ediyor.
Bırakalım bu ikiyüzlülüğü. Fikstürmüş, endüstriymiş, ihtiyaçmış... Hepsi yalan. Ya yas ilan ettiğimizde tüm eğlenceler dursun. Ya da bırakın insanlar kendileri inisiyatif alıp tepkilerini göstersinler, tavırlarını alsınlar. Ölenlerin anısına saygıda kusur etmeden, inadına hayat devam ediyor mesajı vermek önemsiz mi? Bazen bir şarkı, bazen bir gol sevinci, bazen bir tirat sizi çok daha duyarlı yapabilir. Yasaklar ise sadece korku ve endişe verir.
Ama istediğiniz gibi ayıklayarak bazılarına yasak koyup, bazılarına yol verecekseniz, durdurun bu şovu inecek var!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bu sezon o sezon değil 2 Eylül 2018
Herkes biliyor 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları