Bağış Erten

Derbi değil ibret vesikası

08 Şubat 2017 Çarşamba

Sanırım bu bir özel gösterimdi. Eski deyimle ‘temsil’. Evet, bu daha iyi oturuyor. Kelimenin tüm anlamlarıyla...
Hakikaten derbi adı altında futbol dünyamızdaki tüm sıkıntıları ‘temsil eden’ bir ‘temsil’ sahneye kondu geçen pazar. İbreti âleme teşhir olundu futbol kültürümüz!
Stat güzeldi, zemin güzeldi, bu sezon çok az gördüğümüz bir doluluk vardı. Sonra ilk düdük çaldı ve 90 dakika gerim gerim gerildik. Derbinin eser miktarda gergin olmasını kabullenmiştik ama baştan sona bir ‘korku resitali’ beklemiyorduk. Hatta bundan ibaret olan bir karşılaşma hiç beklemiyorduk. Bu ülkede güzel futbolun adresi sayılan Beşiktaş-Fenerbahçe maçının geldiği nokta buysa yapacak pek bir şey kalmıyor.
Asıl kötüsü ne biliyor musunuz? Teker teker ne olduğunun, kimin suçlandığının ötesinde çok daha içkin bir sorunumuzun olması. Öyle olmasa, ileri geri konuşanları, sahada herkesi provoke edenleri, haddini aşanları, küfür-kıyametten vazgeçmeyenleri, her türlü iğrenç cinsiyetçi esprileri üretip duranları teker teker, sağduyuyla tespit eder, ona göre cezalar belirler, toplumsal baskı yoluyla utanmalarını sağlar, işi çözerdik.
Sonuçta bundan daha kötülerini de gördük.
Ama sorun bu değil ki! Bizim futbol kültürümüzün genel dili böyle. Nasıl oluyor da van Persie, Türkiye’ye geldikten sonra bu hareketleri yapan bir futbolcuya dönüşüyor? Nasıl oluyor da Şenol Güneş gibi simge bir isim öfkesini kontrolde bu kadar zorlanıyor, nasıl oluyor da saha dışında yakın arkadaş olarak anılanlar bıraksak horoz dövüşü gibi bir didişmeye tutuşuyor? Nasıl oluyor da onca güvenlik önlemine rağmen hâlâ birileri sahaya iniyor? Nasıl oluyor da sahaya yağan yabancı maddeyle kulüp yöneticilerinin kafaları yarılıyor? Nasıl oluyor da soyunma odası tünellerine çevik polis inecek kadar büyük olaylar çıkıyor? Nasıl oluyor da önce Beşiktaş tribünlerinin bir bölümü iğrenç bir bakirelik muhabbeti yapıyor, sonra Fenerbahçe kazanınca buna karşılık olarak onlar devralıyor?
 
Futbolun lehçesi bu
Aslında bu yukarıdaki soruların hepsini anlamsız kılacak tek bir soru var: Nasıl oluyor da biz böyle bir derbi izledik diye şaşırmıyoruz? Çünkü futbolun lehçesi bu bizde. Tamam, bütün spor oyunları kazanmaya endekslidir. Bu yüzden oyuncular da yöneticiler de makyavelisttir. Asıl mesele, onlar ‘mubah’ gördükleri şeyleri yaptığında sizin ne tepki vereceğiniz, bu davranışları nasıl okuduğunuzdur. Taraftar olarak bunu alkışlarsanız, desteklerseniz, görmezden gelirseniz, onlar da yapmaya devam eder. Zemini bulduktan sonra tetikçi yaratmaktan kolay ne var ki! Bugün siyaset de hukuk da futbol sahaları da kan davasına, intikam ateşine mahkûm olmuş durumda. Çünkü artık kimsenin vicdanı sızlamıyor. Ve kimse adaletin tecelli edeceğine inanmıyor. Gücün varsa yaşarsın, o kadar!
 
Şimdi ne olacak?
Ceza yağacak! Kime? Başroldeki birkaç kişiye. Oysa cezalar yetmez, algıyı da değiştirmek zorundayız. Toplumu kin ve nefretle besleyenler ‘intikam hukukundan’ başka bir şey üretmiyor. Bundan sonrası sığ bir çekişme: “Bilmem kaç senesinde size de ceza verilmedi”ler, “şunları unutmadık”lar, “kimse koskoca bilmem ne camiasının kaderiyle oynayamaz”lar, “bu hakemlerle yürümez”ler, “böyle federasyon olmaz”lar… Travmayı yaşıyoruz, bir travma sonrası kâbusları var yani…
Bıkmıyor musunuz bu kısırdöngüden?
Peki ne yapmalı? Önce şunu anlamalı: Düzeltilecek şey tek maçın sendromu değil. Bir antibiyotikle çözülmeyecek hiçbir şey. Beslenme alışkanlığımızı değiştirmek durumundayız. Kamu vicdanı önünde bu davranışları hep birlikte mahkûm edecek bir ortak kültür yaratmadıkça bu sarmaldan çıkamayız. O yüzden Fikret Orman’ın dün yaptığı açıklamalar iyi bir başlangıç olabilir. Bunun için de kış uykusuna yatmış gibi duran vicdanımızı uyandırsak yeter.
Yazı burada bitti aslında. Tekrar okudum. Deja vu yaşadım. Geçtiğimiz 15 sene boyunca aynı makamdan yazılmış kaçıncı yazım bu acaba? Oysa kendini tekrarlamak bir yazar için en büyük kâbustur. İyi de kendini tekrarlayan yazar değil de yazılansa ne yapacağız?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bu sezon o sezon değil 2 Eylül 2018
Herkes biliyor 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları