Ayşegül Yüksel

Turgut Özakman’ı anarken

13 Eylül 2022 Salı

1 Eylül 1930’da doğdu. 28 Eylül 2013’te aramızdan ayrıldı. Adı Turgut Özakman’dı. 83 yıllık yaşam süresine 20 dolayında tiyatro oyunu, üç müzikal, bir müzikli kabare oyunu, bir müzikli anlatı, iki roman, dört belgesel roman, üç araştırma kitabı, iki belgesel televizyon dizisi, 10 dolayında film senaryosu, radyo oyunları, oyun ve senaryo yazma tekniği ve radyo yazarlığı üstüne üç kitap ve bir şiir antolojisi sığdırmıştı. Türkiye Cumhuriyeti’nde yetişmiş yazarların en çalışkan ve üretken olanları arasında ön sıradadır.

Hukukçuydu. Yıllar içinde Basın Yayın genel müdürlüğü İç Basım Şubesi müdür vekilliği, Basın Ataşe vekilliği (Bonn), TRT Merkez Program Dairesi başkanlığı, TRT Haber ve Program genel müdür yardımcılığı, DT genel müdür yardımcılığı, DT genel müdürlüğü gibi devlet görevleri de yüklenmişti.

GENÇLERİN EĞİTİMİ İLE TARİH ARAŞTIRMACILIĞI İKİ ODAK NOKTASIYDI

Bilgisini gençlerle paylaşmaktan mutluluk duyan biriydi. TRT’de başlayan radyo yazarlığı eğitmenliğini, Basın Yayın Yüksek Okulu’nda, sonra da 1976’da öğretim görevlisi olarak girdiği DTCF Tiyatro Bölümü’nde emekli olana dek sürdürecekti. Dokuz Eylül Üniversitesi Sahne Sanatları Bölümü’nün kuruluşuna katkıda bulunmak için bir süreliğine (1978-1981) İzmir’e de giden Özakman’ın böylece yaklaşık 50 yıllık hocalık birikimi oluşmuştu. Gençlere saygı ve hoşgörü gösterilmesi konusunda yaşamı boyunca çaba gösteren Özakman, çocuk ve gençlere yönelik kimi oyunları yanında, DT genel müdürlüğü (1983-1987) yaptığı dönemde çocuk ve gençlik tiyatrosu birimini kurmuştu.

Araştırmacıydı. Türk tarihi, özellikle de Kurtuluş Savaşı ilgi alanıydı. Henüz 18 yaşındayken arkadaşlarıyla birlikte yaptığı Polatlı’dan Afyon’a ulaşan yürüyüşte gözlemledikleri ve yaşayan tanıklardan dinledikleri Özakman’da derin bir araştırma tutkusu uyandıracak, yıllar süren çalışmaları sonunda, ülke çapında ünlendiği –özellikle gençler için yazdığını belirttiği- “Şu Çılgın Türkler” (2005, Bilgi Yayınevi), yaklaşık 400 baskıya ulaşarak rekor kıracaktı. “Çanakkale 1915” ve “Cumhuriyet” başlıklı belgesel romanlarla bir üçleme oluşturan bu çalışma Cumhuriyet tarihinin en değerli metinleri arasındaki yerini almıştır.

OYUN YAZARLIĞINDAKİ USTALIĞI

Özakman, tiyatro metinlerindeki yalın ve pürüzsüz dil kullanımı, diyalog ustalığı ve gülmece öğelerinin zekice kullanımıyla tiyatro tarihimize damgasını vurmuştur.

Tiyatronun “oyunsu” özelliği, Özakman için taklit yapmaktan hoşlanan anneannesi, öykü anlatan annesi ve gazinolarda sahneye çıkan usta oyuncular aracılığıyla oluşmuş bir çekim alanıdır. Bu nedenle arkadaşlarıyla evde oyun kotarma alışkanlığı erkence pekişir. Ankara’daki öğrencilik yıllarında hem Tatbikat Sahnesi’ndeki oyunları izleyen, hem de amatör olarak sahneye çıkan Özakman’ın 16 yaşındayken yazdığı ilk oyunu “Masum Katiller” Ankara Erkek Lisesi’nin öğrencileri tarafından 1946’da yazarın rejisiyle sahneye çıkartılır. Üniversite öğrencisiyken yazdığı “Pembe Evin Kaderi”nin 1951’de Küçük Tiyatro’da sahnelenmesiyle Özakman, oyunu DT’de sunulan en genç yazar olacaktır.

‘BENZETMECİ’ BİÇEMDEN ‘GÖSTERMECİ’ BİÇEME GEÇİŞ

“Benzetmeci” biçemde yazılmış olan, “kapalı biçim”deki (sahnedeki olayı gerçekmiş gibi gösteren) “ilk dönem” oyunları birbirini izledikçe Özakman’ın yazar kişi ustalığı gelişmektedir. Bu arada DTCF’de kurulan Tiyatro Araştırmaları Enstitüsü’ndeki “oyun yazarlığı” derslerine de katılır. Üçü de DT’de sahnelenen “Duvarların Ötesi”, “Kanaviçe” ve tiyatromuzun en başarılı “aile dramı” örneklerinden biri olan “Ocak” oyunuyla 1960’ların başında artık ünlü bir oyun yazarıdır.

Özakman tiyatrosunun “ustalık dönemi” olarak da nitelendirilebilecek “ikinci dönemi” 1968’de Ankara Sanat Tiyatrosu’nda sahnelenen “Sarıpınar 1914” ile başlar. Özakman’ın, geleneksel tiyatromuzun “açık biçim” (sahnede “oyun” oynandığını belli eden) özelliğine bağlı kalarak, çok sayıda “tablo” boyutunda yazdığı, sanatçıların “göstermeci” biçemde (oyunun “oyunsu”luğunu göstererek) oynadıkları, hem düşündürücü hem de “güldürücü” özellikler taşıyan bu çalışmasında tarihten bugüne uzanan bir sayfa açtığı görülür. 1980’li yıllarda yazılan ve Özakman’ın “Sarıpınar”la biçimsel düzlemde başlattığı çığırı sürdüren “Fehim Paşa Konağı”, “Resimli Osmanlı Tarihi” ve “Bir Şehnaz Oyun” yazarın tarih araştırmacılığını da yansıtan, çok popüler yapıtlardır. Ustanın son oyunu “Töre” ise tiyatronun her iki biçemini de buluşturan trajikomik bir metindir.

“Tiyatro yalnızca tiyatroda öğrenilir” demiştir Özakman. Kulağımıza küpedir...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Öteki’nin dramı 22 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları