Ayşegül Yüksel

Metin ve Müjdat

02 Mart 2021 Salı

Cumhurbaşkanı’na “hakaret”ten dolayı Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’e açılan davanın ikinci duruşması 17 Şubat’ta yapıldı. Dava, Aralık 2018’de (2 yıl 2 ay önce) Uğur Dündar’ın Halk TV’de yönettiği bir izlencede Akpınar ve Gezen’in söylediği kimi sözlerin “hakaret” olduğu gerekçesine dayandırılıyor. Duruşmada, her iki sanatçı için de 4 yıl 8 ay hapis cezası istendi.

Metin 79, Müjdat 77 yaşında. Her ikisi de siyasal taşlama alanında engin deneyimleri olan tiyatro, TV, sinema sanatçıları. Benim akranlarım... Onlar tiyatroda toplumsal eleştiri yapma deneyimini, profesyonel sahneye adım attıkları 1960’lı yıllarda edindi. Toplum eleştirisine yönelik yapıtlar sahneleyen özel tiyatrolarda yetiştiler. 1961 Anayasası, tiyatro iklimini değiştirmiş, sahne olaylarını, bir önceki dönemde rastlanmayan bir tartışma özgürlüğüne kavuşturmuştu. İlkokul, ortaokul ve lise öğrencisi olduğumuz -Demokrat Parti erkinin güdümündeki- 1950’lerde Brecht’i ya da Ionesco’yu bilen yoktu, çünkü oyunları sahnelerimizde yer almazdı. Kimi büyüklerimizin, Nâzım’ın elle kopya edilmiş şiirlerini ancak fısıldayarak dillendirdiği yıllar...

METİN AKPINAR’I İZLEMEK ŞENLİKTİR

Metin Akpınar’ı ilk kez 1964’te Haldun Taner’in “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım” oyununun Ulvi Uraz Tiyatrosu’nda gerçekleşen ilk yapımında izlemiştim. Sanatçı, 1967 yılında, sahnede estirilen toplumsal/siyasal taşlama fırtınasıyla tiyatro dünyamıza benzersiz bir enerji katan Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nun kurucuları ve başoyuncuları arasında yer aldı. 1980’li yıllara dek uzanan DKT oyunları kışın kapalı gişe oynadıktan sonra, yaz aylarında bahçe sinemalarında halkla bütünleşmeyi sürdürmüştür. Bu yapıtların bir bölümünün video çekimleri yapıldı; bu çekimler zaman içinde birer “klasik” oldu. 

Metin Akpınar, oyunculuğunun tavan yapmış albenisiyle hep gündemde kaldı. Tiyatro, sinema, televizyondaki başarılarını sürdürürken, siyasal söylemiyle de etkili bir kişilik sergiledi.

2015 yılında, Haldun Taner’in 100. yaşını kutlama etkinlikleri arasında yer alan bir sempozyumda, Akpınar’ın tiyatro konusunu sarıp sarmalayan bir konuşmasını hayranlıkla dinlemiştim. 60 yılı aşkın bir dönemde amatör ve profesyonel olarak tiyatroya verilen emek, öylesine boyutlanıp zenginleşmişti ki o emeğin sahibi, öğrencilerinin, ağzından çıkacak her sözü havada yakalaması gereken bir düşünür kimliği kazanmıştı.

MÜJDAT GEZEN’İN ÜRETKENLİĞİ HER TÜRLÜ ÖVGÜNÜN ÜSTÜNDE

Müjdat Gezen’in sahne, sinema ve televizyon serüveni baş döndürücüdür. Bunca işe nasıl yetiştiği bilinmez. Gezen, şiirden sahne yapıtlarına uzanan yaratıcı yazarlığıyla, önce amatör, sonra profesyonel olarak içinde yer aldığı tiyatro etkinlikleriyle, kurduğu tiyatro topluluklarıyla, sahnelediği oyunlarla, sinemada, tiyatroda ve televizyondaki yüzlerce yorumuyla, binlerce genç sanatçıyı yetiştirmiş olan Müjdat Gezen Sanat Merkezi’yle, sürekli enerji üreten bir dinamo gibidir. Tiyatromuzda siyasal/toplumsal taşlama geleneğinin oluştuğu dönemin sanatçısı olarak toplumun sesine ve sessizliğine her zaman duyarlı olmuş, gerektiğinde düşüncesini sakınmadan söylemiştir. 

30 dolayında kitabın yazarı olmak başlı başına bir olaydır. Gezen, toplum içindeki duruşundan yaşama bakışına, kurgudan gerçeklere, gülmekten hüzünlenmeye uzanan bir çizgide, düşüncelerini yalnız öğrencileriyle değil, okurlarıyla da paylaşmaktadır.

Dava sonuçlandı Metin ve Müjdat beraat etti. Metin ve Müjdat, sanat alanında yaptıkları siyasal/toplumsal eleştiri eylemini -göreceli olarak özgürlükçü- 1961 Anayasası’nın ardından, sıkıyönetim süreçleriyle bezeli 12 Mart, Milliyetçi Cephe, 12 Eylül dönemlerinin baskı ortamlarından aşırarak bugüne geldi. 60 yıl boyunca kendilerini geliştirmiş, bilgeleşmiş, toplum sorunları bağlamındaki düşüncelerini sakınmadan dillendirmeyi görev bilen iki usta var karşımızda.

Değerlerini bilelim... 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özdemir Nutku anlatıyor 3 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları