Ayşe Yıldırım

Kadıgil’in suçu etkili bir ‘hayır’ demek

02 Şubat 2017 Perşembe

Önce CNN Türk’te Şirin Payzın’ın tartışma programına çıktı. AKP’nin getirmek istediği cumhurbaşkanlığı görünümlü başkanlık sistemini teşhir etti. “Bu sistemde seçilecek bir şahıs oğlunu başkan yardımcısı yapabilir. Daha sonra kendisi öldükten sonra oğlu, hiç seçilmemiş bu kişi bütün yetkileri kullanabilir” dedi. Bu sözleri çok etkili oldu.

On gün sonra yine aynı kanalda, bu kez Ahmet Hakan’ın programındaydı.

Cumhurbaşkanı yardımcılarının yetkilerini anlattı:

“Cumhurbaşkanı hastalandığında ya da yurtdışına çıktığında bu adam bütün yetkileri eline geçirir.” Altını çizdiği nokta çok önemliydi. Çünkü ‘kripto bir FETÖ’cünün de yardımcı yapılabileceğini söylüyor ve bunun sonuçları için uyarıyordu. Aynı programda bir uyarısı da MHP’ye idi:

“Yarın öbür gün siyasi ikbal kazanırım diye buna oy verecek milletvekillerimiz varsa ciddi bir tehlike var. Devlet Bahçeli ve 20 vekili cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakan olarak atadı. Atadığı anda milletvekillikleri düştü, bir hafta sonra da ‘kovdum’ dedi. Meclis’te MHP’nin izi kalmaz.”

Bunun üzerine 6-7 yıl önce attığı tweet’ler üzerinden linç kampanyası başladı.
CHP PM üyesi, avukat Sera Kadıgil’den söz ediyorum. Hani bu sırada çektiği “Neden Hayır” videosu dört milyondan fazla kişi tarafından izlenen Sera Kadıgil. Artık hedefe oturtulmuştu. Çünkü hem ekranda hem de sosyal medyada etkili bir hayır kampanyasının çarpıcı aktörüne dönüşmüştü.

Tam da bu linç kampanyası sürerken 31 Ocak’ta Çağlayan Adliyesi’nde Bilal Erdoğan’ın açtığı ‘hakaret’ davasına gitti. İfade vermeyi beklerken “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret, halkı kin ve düşmanlığa tahrikten” hakkında gözaltı kararı çıkarıldığını öğrendi.

Önce duruşmaya girdi, ifadesini verdi. Bu sırada adliyede bulunan milletvekilleri avukatlar aracılığıyla birkaç kat ötede bulunan ve Kadıgil’in gözaltına alınmasını isteyen basın savcısı ile görüşüyordu: “Kadıgil’i neden emniyete götürüyorsunuz, sizin huzurunuzda ifade vermeye hazır.”

Elbette “bağımsız savcı” bu talebi kabul etmedi.

Aslında tüm bunlar adım adım sinyalini vermişti. Sera Kadıgil beş gün önce Twitter hesabından “Sabah hakkımda dev bir karalama kampanyası ile karşılaşacaksınız. Peşinen ben açıklayayım isterim. 6-7 yıl önceki tweet’lerimi ‘bulmuşlar’ ” diye yazmıştı.

Ardından da “Budur” diyerek konuyu açıklamıştı. Tam 7 yıl önceki sosyal medya paylaşımları kesilip biçilmiş ve trol saldırısı başlatılmıştı. Bunlardan biri evine çok yakın bir camide okunan ezanın makamına ve İslam estetiğine uygun olmayan bir üslupta ve olması gerekenden çok daha yüksek bir sesle okunmasına gösterdiği tepkiydi. Kimsenin dini değeri ve inancıyla alay ya da hakaret yoktu. Üstelik sadece Kadıgil değil o dönem mahalleli de şikâyet edince müezzin camiden alınmış ve yerine başka bir müezzin atanmıştı. Ama Aktroller ve yandaş medya bu tweet’ler sanki yeni atılmış gibi saldırısını sürdürüyordu.

“CHP’li Sera Kadıgil’den skandal paylaşım”, “kan donduran ifadeler”, “nefret paylaşımları”, “İslam düşmanı”, “ezana hakaret” başlıkları büyük bir şevkle atılmıştı.
Araya bir de 15 Temmuz darbe girişimi gecesi TRT spikerine zorla okutturulan bildiriden alıntılar yaparak attığı tweet’ler makaslanıp eklenmiş ve Cumhurbaşkanı’na hakaret sosu eklenmişti.

Kadıgil, emniyetteki ifadesinde “Söz konusu ifadeler bana ait değildir. TRT spikerinin titreyerek okuduğu darbe bildirisidir” dedi ve attığı tweet’lerden birinde de “Başında silahla bekleyen askerler olduğu için titriyor olabilir mi kadıncağız? Yarattın takip et de Yarabbim” yazdığını söyledi.

Ve Cumhurbaşkanı’na hakaretten değil de “Halkın bir kesimini diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa tahrikten” yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Yani 7 yıl önce attığı ve bugüne dek hakkında herhangi bir soruşturma açılmayan ve basın kanununa göre suç tarihini çoktan aşmış tweet’leri yüzünden.

Ne demişti Sera Kadıgil bir hafta önce çektiği ve sosyal medyada 4 milyondan fazla kişi tarafından izlenen ‘hayır’ videosunda: “

Bu ülkede siyasi görüş, düşünce ve eleştirileri nedeniyle kimse suçlanmasın.”

Onun için HAYIR...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son bir soru ve veda 13 Eylül 2018
Siyasal yangın 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları