Ayşe Yıldırım

Ceylanpınar’ın gerekçeli kararına ne oldu?

08 Haziran 2018 Cuma

AKP’nin çözüm sürecini bitirme gerekçelerinden biriydi Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesi.
22 Temmuz 2015’te yaşanan bu olayın ardından Türkiye yeniden çatışmalı sürece girmişti ama olayın üzerinden üç yıl geçmesine rağmen cinayetteki gizem hâlâ çözülemedi.
Polisleri öldürdükleri iddiasıyla gözaltına alınıp, işkence gören, tutuklanan gençlerin masum olduğu da üç ay önce ortaya çıktı. Ancak ne hikmettir ki mahkeme üç aydır gerekçeli kararını yazamadı.
Hatırlarsınız, Ceylanpınar davası taziyeden dönen dört gencin somut hiçbir delil olmadan tutuklanmasıyla başladı. İlerleyen zamanda sanık sayısı 13’e kadar çıktı. Gençler hakkında elle tutulur hiçbir delil bulunamadı, aksine öldürülen polislerin evinde hâlâ görevde olan başka bir polisin parmak izleri bulundu. Gençleri tutuklayan hâkim, savcı ve kimi polisler darbe girişimi sonrası ‘FETÖ’ suçlamasıyla tutuklandı.
Ama sanık olarak tutuklu gençlerin tüm itirazları, talepleri reddedildi, davanın savcısı sürekli değiştiği için mütalaa da bir türlü yazılamadı.
Türkiye’nin kaderini etkileyen bir olay olduğu için Meclis’te de gündeme geldi. HDP olayın araştırılması için Meclis komisyonu kurulmasını istedi. Ancak bu önerge AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
Nihayet bu yıl mart ayı başında dava tüm sanıkların beraatıyla sonuçlandı. Yani gençler suçsuz bulundu.
Aradan üç ay geçti ama mahkeme bir türlü hükmünün gerekçesini yazmadı. Oysa CMK 232’ye göre en geç 15 gün içinde mahkemenin gerekçesini açıklaması gerekiyor.
Şöyle bir bakınca normal sınırın altı katı bir süre geçmesine rağmen gerekçeli karar hâlâ ortada yok. Normal bir hukuk devletinde elbette bu bir suç ve görevi ihmaldir mahkeme heyeti için.
Dolayısıyla ister istemez insanın aklına seçim öncesi yeni bir gündemden mi korkuluyor sorusu geliyor. Çözüm sürecini bitirmek için gerekçe yapılan ama sanıkların suçsuz olduğu ortaya çıkan bir davanın gerekçeli kararının başına başka ne gelmiş olabilir ki?
Ve tabii daha önemlisi o gerekçeli kararın ardından, AKP’nin “çözüm süreci”ni bitirme gerekçesi olarak gösterdiği iki polis cinayetini kimin ya da kimlerin işlediğini sormak gerekecek.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son bir soru ve veda 13 Eylül 2018
Siyasal yangın 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları