Aydın Engin

Suriye sınırının o yakası, bu yakası

24 Ağustos 2016 Çarşamba

Bu mesleğin her dalına bulaştım; siyasete de daldım, gezi röportajlarına da, çapraz bulmacaya da... İnanmayacaksınız ama acemilik yıllarımda ne görev verilirse yaparken yıldız falı yazmışlığım bile var. Ancak dış haberler sayfasından hep uzak durdum. Diplomasi dilinin incelikleri ile gerçeğin çıplak yüzü arasında at koşturmak, klavye şakırdatmak benim harcım değil.
Dün Cumhuriyet Yazı işleri Suriye düğümünün kördüğüme dönüştüğü Cerablus-Karkamış’ta olup bitenleri haberleştirmek, art arda yığılan haberleri, izlenimleri, analizleri buluşturmak gibi zorlu bir işe koyuldu. Sonucu elinizde tuttuğunuz gazetede okuyacaksınız.
Bana gelince...
Çok bilinmeyenli bir denkleme benzeyen sorulara yalın bir cevap aradım.
Suriye’de besbelli ki 46 yıldır iktidarı elinde tutan ve iktidara geldiğinde Arap halklarını “Birlik, özgürlük ve sosyalizm” hedefi ile coşturan, özgüven kazandıran, umut saçan BAAS rejiminin sonu yakın. “Arap halklarının birliği, özgürlük ve sosyalizm (İştirakiyyun)” hedefi yerini çoktan bir polis devletine ve yarı askeri diktatörlüğe terk etmişti. “Arap baharı”nın Tunus’ta, Mısır’da diktatörleri devirişinin yarattığı coşku Suriye’de çürümüş BAAS rejiminden kanlı bir cevap aldı. O gün bugündür Suriye iç savaş yaşıyor.

***

Kendisi petrol zengini olmasa da Ortadoğu’nun petrol okyanuslarını kontrol altında tutabilmek için Suriye, küresel sermayeyi elinde tutan ülkeler için yakıcı önem taşıyor.
İç savaşta Suriye halkının mutluluğuna, huzuruna, esenliğine giden bir çıkış yolu aramak, yerini çoktan ABD’nin AB’nin, İran’ın, Çin’in ve “stratejik derinlik” safsatasına sarılmış Türkiye’nin kirli ve kanlı hesaplarına terk etti. Irak’ta BAAS iktidarının nimetlerini yitiren Sünni Arapların saflarından doğan ve profesyonel cihatçı çetelerin katılımıyla semirmiş IŞİD belası da bu dev boyutlu kargaşaya eklemlendi.
Sonuç: Bugünkü Suriye...
ABD, geleceğin Suriye’sini din baz ve kontrol dışı IŞİD’e yer vermeden oluşturmak hesabında. Bunu Suriye Kürtlerinin başat siyasal örgütü PYD’nin askeri gücü olmadan kotaramayacağının bilincinde. ÖSO adı verilen yamalı bohça örgütlenmenin askeri anlamda “kıymeti harbiyesi”nin olmadığının da farkında. O yüzden Kürtlere destek veriyor.
Ama nereye kadar? İş bitince, IŞİD püskürtülünce Kürtlere dönüp “Buraya kadar” derse kimse şaşırmayacak.
İran, Nusayrilerle dinsel hısımlığının da etkisiyle Esad’ı harcamadan bir çözüm aramakta.
AB, “Ortadoğu petrollerinin Batı’nın sanayi metropollerine akışı aksamasın da nasıl bir çözüm olursa olsun” hesabıyla manevralar yapmakta.
Rusya, ABD’den tümüyle kopmuş bir Suriye peşinde...

***

Türkiye ise...
Türkiye ise uzun Suriye sınırında bir Kürt şeridini önlemeyi Suriye politikasının ana ekseni olarak seçmiş; “Tamam IŞİD kötü. Ben de artık kabul ediyorum. Ama öteki Sünni cihatçıları destekleyeyim ki sınır boyu Kürt bölgesine dönüşmesin” demekte.
Bu karman çorman ve artık uluslararası bir soruna dönüşmüş Suriye sorununda ben ise yalın bir soruya cevap arıyorum.
Suriye’nin Türkiye sınırı boyunca bir Kürt kantonları zinciri oluşması iyi midir kötü mü?
Kötüyse neden kötü?
Bana iyi olur, sınır güvenliği sağlanır, cihatçı çetelerin tehdidi yok edilir gibi geliyor.
Ama dedim a dış politika benim aklımın ermediği bir alan.
Soruyu kendime sorup cevabı kendi kendime aramakla yetineyim...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları