Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
‘Sayın muhbir’ öğrenciler
Biliyorsunuz Bilgi Üniversitesi, Profesör Zeynep Sayın’ın görevine son verdi.
Gerekçe: Profesör Sayın’ın ders arasında (sırasında değil arasında) öğrencileriyle Cumhurbaşkanı ve AKP üstüne kişisel görüşlerini paylaşması.
Uludağ Üniversitesi’nde Profesör Şermin Önder Külahoğlu’na derslerden el çektirildi.
Gerekçe: Ders sırasında devlet aleyhine propaganda yapmak.
Her iki profesör de o sırada sınıfta bulunan bir öğrencinin gizlice kaydedilip sonra da üniversite yönetimine ihbarıyla üniversitelerinden kovuldular ya da ders vermeleri yasaklandı.
Bunlar gazetelere yansıyanlar. Bir de gazeteciye yollanan ve “Lütfen yayımlamayın. İşimden olmak istemiyorum. Ama hiç olmazsa siz bilin istedim” notuyla yollananlar var. Yazıya oturmadan tutup saydım 13 e-mektup üç aşağı beş yukarı bu içerikte.
“İçerik” dediğim pek kısa özetlenebilir: Sınıfta, okulda bazı öğrenciler beni (bizleri) izliyor, cep telefonuyla ses kaydı yapıyor ve sonra da dekanlığa ya da doğrudan rektörlüğe ihbar ediyor.
Yani “Aktrol”lerden sonra şimdi de “Akmuhbirler”imiz oldu. Troller nasıl AKP merkezinden yönlendiriliyorlarsa, bu “Akmuhbir”ler de aynı kaynaktan ve aynı zihniyetle yönlendiriliyorlar.
Hedef kısa ve öz: Farklı düşünceleri olanlar “düşman”dır. Madem devlet üstüne, AKP üstüne, AKP hükümeti üstüne, Cumhurbaşkanı üstüne “farklı” düşünmektedirler. Mutlaka etkisizleştirilmelidirler.
Üniversite eğitimi görecek kadar okumuş yazmış bir gencin muhbir olması, bunu bir görev olarak benimseyip uygulaması sizde nasıl bir etki yapıyor?
Benim midemi bulandırıyor. Sahiden bulandırıyor. Kusmak istiyorum.
Hani pek, hatta hiç tanımadığınız biri bir halt eder, bir pot kırar, bir gaf yapar da siz onun yerine utanırsınız ya, işte o duygu.
***
Sınıfta arkadaşını öğretmene şikâyet edenin bile muhbir sayılıp arkadaşlarınca dışlandığı; hepsi değilse bile pek çok öğretmenin muhbirlik yapan öğrencinin sırtını sıvazlamak ne söz, azarlayıp ayıpladığı bir eğitim sisteminden bugünlere geldik anlaşılan.
Yaşı uygun olanlar hatırlayacaktır. “12 Mart utangaç faşizmi” döneminde aynı apartmanda ya da komşu binalarda kuşkulu gördükleri genç kadın ve erkekleri ihbar etmeleri için yurttaşlara TV’den ve radyodan sürekli anonslar yapılır, duyurular yayımlanırdı. Hepsi de “Sayın muhbir vatandaşlarımız” diye başlar ve biterdi.
Eh “Devlet böyle yellenirse, vatandaş da altına eder” derler ya, işte o hesap epey esnaf ya da apartman yöneticisi “sayın muhbir vatandaş” olarak devletten takdir görmüş, yakın ve uzak çevresinde, sokağında, mahallesinde ise silinmez lekelerle damgalanmıştı…
12 Mart faşizmi geçti, 12 Eylül de geçti. Geldik Tayyip Erdoğan dönemine. Bu zat muhtarlarla toplantı üstüne toplantı yaptı ve hepsinde muhtarları “Sayın muhbir muhtar” olmaya çağırdı. Esnaflarla toplantı üstüne toplantı yaptı, hepsini “Sayın muhbir esnaf” olmaya çağırdı. Anlaşılan şimdi de sıra öğrencilerde…
“Bari gencecik çocuklara kıymayın efendiler” diyeceğim ama besbelli ki kıyacaklar…
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Dünya’nın bütün çöplerini neden Güneş’e fırlatmıyoruz?