Aydın Engin

Büyük koalisyon kime karşı?

23 Haziran 2016 Perşembe

Başlık için uzun bir cümle olurdu. Ama burada daha açarak yazılabilir: 
Adım adım kurulan ve kurulmakta olan “büyük koalisyon” kime karşı? Sadece Kürtlere mi, yoksa hepimize, bütün yurttaşlara mı? 
Önce büyük koalisyon üstüne... 
2002’den beri AKP tek başına hükümet kurabileceği bir Meclis çoğunluğuna sahip. Ancak sadece hükümet kurabilmek yetmiyor. AKP’nin Türkiye’nin geleceğini biçimlendirmek için daha geniş bir “güçler birliğine” ihtiyacı var. 
Çünkü AKP: 
Eğitim sistemini sil baştan ve öncekinin hemen hemen tam tersine değiştirmek istiyor. 
Yargı erkini O yargıcı, bu savcıyı daha pasif görevlere getir, kilit noktaları hukukçuluğunu unutmuş, iktidarın memuru olmayı seçmiş yargıç ve savcılarla donat”la yetinemiyor. Anayasadan yasalara bütün sistemi yeniden biçimlendirmek; demokrasinin kul yapısı yasaları yerine İslamın göksel yasaları bağlamında yürürlükteki hukuku yeniden tanımlamak istiyor. 
Orduyu darbe yapabilecek bir tehdit unsuru olmaktan çıkarmak yetmiyor; siyasal iktidarını pekiştirmek ve kalıcı kılmak için kendi halkına karşı kullanabileceği bir vurucu güç haline getirmek istiyor. 
“Medya”yı en küçük bir çatlak sesin, muhalif görüşün yer alamayacağı bir “sahibinin sesi” konumuna getirmek istiyor. 
Kürt sorununda çözümü Kürt siyasal hareketinin bütün bileşenlerini tümüyle yok etmekte buldu ve bunda kararlı görünüyor. 
Daha da sayarım, ama bu kadar yetsin. 
Böylesine geniş kapsamlı ve böylesine bütün değerleri altüst edecek bir dönüşüm sadece hükümet gücüyle hayata geçirilemez. 
Daha geniş ve parlamentodan ibaret olmayan güçlerin koalisyonuna ihtiyaç var. 
Koalisyonun merkezini, omurgasını AKP tepe yönetimi oluşturuyor. Bu belli ve tersi düşünülemeyecek kadar açık. 
Koalisyonda yer alan öteki güçlere gelince... 
MHP bu koalisyonun olmazsa olmazı. Onun temsil ettiği Türk milliyetçisi ve ırkçısı siyasal çizginin en azından bir bölümü (muhtemelen Devlet Bahçeli’nin tayfası) ve kontrol ettiği, edeceği seçmen kitlesi bu koalisyonda yer almaya hazırlanıyor. 
Partisinin adını İşçi Partisi’nden Vatan Partisi’ne çeviren ve bu arada tepe ekibini kimilerinin adlarını ürpererek anacağımız emekli generallerle ve ulusalcılığı faşizan bir çizgi olarak kavrayan “CHP safraları” ile takviye eden Doğu Perinçek de bu koalisyonun bir unsuruna dönüşmekte. Perinçek, her zamanki söz cambazlığı ile “Biz Erdoğan çizgisine gitmedik, o bizim çizgimize geldi” diyerek olası itirazları göğüslemeyi hesaplıyor. Ancak sonuç değişmiyor. Bu büyük koalisyonda Vatan Partisi de yer alıyor. 
Siyasi partiler dışında güvenlikçi politikaları uygularken artık koruyucu bir yasal zırhla donatılan ordunun da koalisyonda yer aldığını söylemek yanlış değil. Erdoğan’ın vıcık vıcık “hamaset retoriği”ne elde tespih gözyaşı döken generalleri başka nasıl açıklayabiliriz ki? 
Kurulan ve gitgide pekiştirilen bu koalisyon şu anda sadece Kürt siyasal hareketine karşı acımasız bir savaş yürütme tercihinde buluşmuş görünüyor. 
“Kürt çoğunluklu iller”de olup bitenleri sessizce ve tepkisizce izleyen “Türk çoğunluklu iller” gerçeğinin altını bir kez daha çizip soruyu yineleyeceğim. 
Bu koalisyon sadece Kürt siyasal hareketine karşı mı kuruluyor? 
Yoksa hepimize; bu ülkenin demokrasi ve özgürlük isteyen bütün yurttaşlarına karşı bir koalisyondan mı söz etmeliyiz?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları