Arif Kızılyalın

Çılgın Proje!

07 Şubat 2022 Pazartesi

Mustafa Kemal kuşağı ne yapmış?.. Yöneticiler devletçiliğe neden ve nasıl sarılmış?.. Türkler bankacılığı nasıl öğrenmiş?.. Merkez Bankası 1930’a değin neden açılamamış?.. Özel sektör nasıl oluşturulmuş?.. Yeni devlet nasıl kurulmuş?.. Çağdaş öğretime nasıl geçilmiş?.. 1920’de 10 -11 milyon nüfusun yüzde 95’i alfabesizken savaş artığı bir toplumla okuma yazma seferberliği nasıl açılmış?..

Kitaplıklarda kitap yokken ulusal kütüphane nasıl kurulmuş?..

Okullarda tarih kitabı bile yokken tarih nasıl yazılmış?..

Yok olmanın kuyusundan çıkıp var olmanın doruğuna nasıl tırmanılmış?..

Yunan ile dostluk nasıl yapılmış?..

Avrupa’da saygınlık nasıl kazanılmış?..

Şaşıp kalıyorum...

***

2000 yılına 1.5 kala, 60 milyonluk Türkiye’nin haline bakıyorum...

Hiçbir şeyimiz yokken neler yapmışız? Her şeyimiz varken neler yapamıyoruz?..

Bir de bu ortamda Mustafa Kemal’e saldıranlara bakıyorum...”

İlhan Selçuk böyle yazmış, 27 Ekim 1998 tarihli “Pencere” köşesinde...

Belli ki ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan saldırıları şimdikiler gibi geçiştirememiş.

Peki, İlhan Selçuk, 2022’nin şubatında yaşananları görse ne derdi?

Örneğin, Samsun’daki Atatürk Anıtı’na saldırdıktan sonra ifade verirken, pişkin pişkin gülerek “Pişman değilim” diyen Celali Rahman Fidan ve Batuhan Fidan için ne düşünürdü acaba İlhan Ağabey?

İmam Mustafa Demirkan’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yardımcısı Fuat Oktay’ın yanında, Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik, “Bu ve bu gibi mabedler mabed olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze haline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir!” ifadeleri için ne yorumda bulunurdu acaba İlhan Selçuk?

Ya da 12. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 1. Cumhurbaşkanı Atatürk ve 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü ima ederek önce “ayyaş” sonra “birileri” dediğini duysaydı...

Neyse...

Liste çok uzar...

Kuşku yok ki 3 Şubat’ta sabaha karşı Samsun’daki Atatürk Anıtı’na yapılan saldırı, aslında ülkenin nereye gitmekte olduğunun kanıtıdır.

O yüzden hiç kimse, bu olayı “Provokasyon, içki içti anıtı yıkmaya kalktı, müptezelin biri..” gibi yüzeysel yaklaşımlarla geçiştirmesin.

Anıta yapılan hain saldırı, buzdağının görünen kısmıdır. “Kindar nesil” söyleminin yol açtığı “Çılgın Proje”nin başlangıcıdır. 

Ve iktidar eliyle körüklenen Atatürk düşmanlığı aslında salt Mustafa Kemal karşıtlığı değil, hilafeti bitirip ümmeti millet haline getiren cumhuriyet rejimini silme çabasıdır.

Ülkeyi yönetenler -ya da yönettiğini sananlar- bu konudaki yol haritalarını acilen gözden geçirmelidir.

Çünkü günün sonunda, bu millet, “kurucu”sunu da “kurtarıcı”sını da unutmaz, ufacık bir rüzgâr şemsiyeyi  ters çeviriverir!

***

Ülke gündemine gelince: Ekonomik kriz büyüyor. Siz bakmayın gazetelerin, TV’lerin olaya “Fransız” kaldığına, memleketin birçok noktasında, birbirini hiç tanımayan, örgütsüz binlerce kişi, sivil itaatsizlik hakkını kullanıp fahiş elektrik ve doğalgaz faturalarını yakıyor. Keza moto kuryelerin hak arayışı da beklenmedik noktalara erişti. Kaldı ki, Covid sonrası ekonomik çarkları ayakta tutan bu kesim, tüm dünyadaki gibi “iş ortağı”, “tedarikçi” gibi yasal bir kimliğe kavuşturulmaz, hakları verilmezse gıdadan giyime, hazır yemekten iletişime birçok sektörde iş durur. Örneğin Çin’de, İtalya’da, ABD ve Kanada’da kuryelerin bir iki günlük grevine restoran ve kafe çalışanları destek vermiş, yer yerinden oynamıştı. O yüzden, “moto kurye” deyip geçmeyin, karşınızdaki kişilerin, aslında atanamayan öğretmen, işsiz kalan tekniker, iş bulamayan lisans mezunlarından oluşan bir topluluk olduğunu da bir yere not edin!

***

Ve Cumhuriyet.. Türkiye’nin en nitelikli isimleri, gazetemiz çatısı altında buluşmaya devam ediyor. Haftaya yine gündem belirleyecek isimleri açıklayacağız. Bu süreçte Cumhuriyet’in olmazsa olmazı, yurt muhabirleri de yeniden örgütlendiler. Başta Samsun muhabirimiz Cemil Ciğerim olmak üzere, Bülent Ecevit (Antalya), Abidin Yağmur (Mersin), Erdoğan Erişen (Ordu), Bekir Şahin (Gaziantep), Hayri Güner (Trabzon), Selahattin Gökatalay (Malatya), Faik Bakoğlu (Rize), Mehmet Menekşe (Amasya), Can Hacıoğlu (Eskişehir), Cengiz Demirel (Sinop), Faruk Kırtay (Yalova), Seyfettin Mete (Çorum), Sergür Canıgür (Burdur), Savaş Kalkan (Tokat) bölgelerindeki gelişmeleri sizlere aktarmamızı sağlıyorlar. 

Örneğin, merkez medyanın sınıfta kaldığı Samsun’daki anıt saldırısı ve Isparta’daki kar felaketi, yurt muhabiri ekibimizdeki arkadaşlarımızın gazetecilik refleksi ile Türkiye gündemine oturdu. Hepsinin emeğine sağlık.

Yeniden görüşmek dileğiyle. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İstanbul için el ele! 28 Aralık 2024
Haliç’e son hançer! 25 Aralık 2024
2036’ya son çıkış! 24 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları