Yararı Olacak mı? - I

30 Eylül 2011 Cuma
\n

Türkiyede insan gözlemlerini yazarken dikkatli olmalıdır, çünkü geniş kitleler gözlemle özlemi karıştırmaya eğilimlidir; bu yüzden yazdıklarımın, özlemlerimi değil, gözlemlerimi dile getirdiğini, öncelikle belirtmek isterim.

\n

Partilerin TBMM Başkanı Cemil Çiçekin girişimi üzerine yeni bir anayasa yapmak üzere, bir Uzlaşma Komisyonu oluşturmaları ilk bakışta umut vericidir.

\n

Uzlaşma Komisyonunun kurulması ne anlama geliyor?

\n

Her şeyden önce, bir sivil anayasa yapmanın gerekliliği üzerinde anlaşılmıştır.

\n

İkinci olarak, bu değişikliği bu Meclisin yapacağı konusunda da mutabakat var.

\n

Üçüncüsü, anlaşmanın mutabakat ile oluşması, komisyonun adından da belli.

\n

Bütün bu hususlar güzel, desteklenesi gelişmeler.

\n

Ancak bazı sorunlar var.

\n

Birincisi, CHP daha önce, yüzde on seçim barajıyla seçilmiş olan bir Meclisin anayasa yapamayacağını söylemekteydi.

\n

Demek ki, şimdi bu görüş değişmiştir.

\n

CHPyi görüş değiştirdiği için hemen eleştirmekte acele etmemek gerek.

\n

Evet, bu Meclis yüzde on barajıyla seçilmiştir, ama temsil durumu yüksek olduğundan barajla seçilmiş olmasına rağmen onun doğurduğu sakıncaları bünyesinde taşımıyor.

\n

***

\n

İkinci sorun, sivilsözünün kitleleri aldatma amaçlı boş bir klişe olmasıdır.

\n

Daha önce yapılmış 1921 ve 1924sivilanayasaları var. Kaldı ki, asıl önemli olan, anayasanın sivil olması değil, demokratik olmasıdır. Kimi zaman anayasa sivil ama antidemokratik olabilir. Nitekim 12 Eylül 1980 Anayasasını tadil eden 12 Eylül 2010 referandumu, yargıyı yürütmenin daha fazla güdümüne sokarak, askeri anayasadan daha beter, daha baskıcı bir sivil düzenleme getirmiştir.

\n

Mesele sivillikte değil demokratlıkta düğümlendiğine göre, aslolan demokratik bir anayasa yapmaktır.

\n

Tayyip Erdoğan güdümündeki AKPnin yüzde 49 oy alarak, çoğunluğunu oluşturduğu bu parlamento acaba kuvvetler ayrılığı ilkesine, basın özgürlüğüne, kişi hak ve özgürlüklerine saygılı, demokratik yeni bir anayasa yapabilir, bu yönde bir irade beyanında bulunabilir mi?

\n

Olayları biraz izleyen, ayakları biraz yere basan kişiler için, yukarıdaki soru yanıtını da içinde taşımakta olduğundan, ben sormakla yetiniyor, cevabı gereksiz buluyorum.

\n

***

\n

Bu durumda soru yer değiştiriyor ve şu şekli alıyor:

\n

- AKP yeni bir anayasa için uzlaşma zorunluluğunu göz önünde tutarak, demokratik bir anayasa noktasına gelebilir mi?

\n

Bu sorunun da yanıtını vermeyeyim, çünkü bunun da cevabı içinde.

\n

Durum böyle oluncaUzlaşma Komisyonuile başlayan süreç bir yarar sağlar mı?

\n

Belki de, Kürtlerin demokratik hakları konusunda, baskı altında olan Tayyip Beyin bunun için uzlaşmaya yanaşabileceğini düşünebilirsiniz.

\n

Burada uzlaşma Kürtlere kimi demokratik haklarını verebilmek için, Türklerin de kimi demokratik haklarını kabul etmek anlamını taşıyor.

\n

Çünkü, Türklerin demokratik haklarını görmezden gelip, Kürtlerin demokratik haklarını tanımak olabilecek çözüm değil.

\n

Kürtlerin yüzü suyu hürmetine Tayyip Beyin demokratik bir anayasaya razı olacağını, yargı üzerindeki sultasından, basın üzerindeki baskısından vazgeçeceğini sanmadığımı söylersem bana kızmazsınız umarım.

\n

Bu durumda özetlemek gerekirse,Uzlaşma Komisyonunun bir yarar sağlamayacağını söylemek yanlış olmasa gerek.

\n

Keşke öyle olmayıp, gerçekten uzlaşmayı sağlayacak bir ortam yaratılabilseydi.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları