Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Köşe yazarı

11 Haziran 2023 Pazar

Sevgili,

Zeynep Fransa’da Canal du Midi’de çok seçkin nehir gezisinden dönüşte trüflü kaz ciğeri, şarkitöri ve peynir getirmiş. Adetti, dörtlünün hepsi sağ olduğu dönemde de kim dışarı gitse aynı şeyi yapardı. Trüf deyince aklıma hep Nadir Bey ile bir anımız var, o gelir.

Yıllar önce bir gün gazeteye vardığımda, bir gariplik hissettim.

Nadir Bey alışılandan daha erken gelmiş ve har zaman olduğu gibi, üst kattaki odasına çıkmamış da  yazıişlerinde oturmuştu. Ne olduğunu anlamak için ben de yazıişlerine girdim.

Beni görünce Nadir Bey “Hah geldi” dedi, “hoş geldin”den sonra pat diye de sordu:

- Tartuffe nedir?

Soruya bir anlam veremedim, yine de yanıtladım:

- Molière’in bir oyunun kahramanıdır.

- Tartuffe çorbası olur mu?

- Bildiğim kadarıyla olmaz.

- Peki ya ne olur?

- Truffe çorbası olur. Sonra sormasına fırsat vermeden anlattım:

- Truffe çok makbul ve pahalı bir mantardır, çorbanın üzerine de rendelenir.

Nadir Bey’in yüzü aydınlandı. Orada bulunanlardan Çetin Özbayrak’a döndü ve

- Bak nasıl biliyor, demek ki biliniyormuş, dedi.

- Ben onun gibi üç sene Fransa’da kalmadım ki diye homurdandı yazıişleri müdürü Çetin Özbayrak.

- Ben üç yıl Fransa’da mı kaldım ki diye karşılık verdi Nadir Bey.

***

Sonradan mesele anlaşıldı. O gün dış haberler servisi, Fransız Cumhurbaşkanı Valéry Giscard d’Estaing’in Elysee Sarayı personeline verdiği özel ziyafeti anlatan bir haber yaparken “truffe” çorbasını yanlışlıkla tartuffe çorbası olarak yazmışlar. Yazıişleri müdürlerinden Galatasaray çıkışlı Çetin Özbayrak okulda Tartuffe’ü falan duyduğundan trüf çorbasını görünce bir anlam veremeyip,“Bu olsa olsa Tartuffe’dür” diyerek ağaç köklerinin dibinde bulunan ender ve pahalı mantar, “truffe”ü Molière’in ünlü kahramanlarından biri olan Tartuffe ile karıştırmış.

Nadir Bey de bu yanlışa takılmış.

Olayın üzerinden birkaç ay geçti. Bir çarşamba günü Nadir Bey, 

- “Yarın öğlen bana yemeğe gelir misin? Berin briçe gidecek, bana da bir yerden trüflü kaz ciğeri ve Fransız şarabı göndermişler tadarız” dedi.

Perşembe günü saat 12’ye doğru işimi bitirdim. Nadir Bey’e gitmek üzere çıkmadan önce yazıişlerine uğradım, haber masasının başında oturan Çetin Özbayrak’ı görünce yanına gittim.

Boncuk mavisi, güzel gözleri olan ve kısa boyu yüzünden altı punto diye anılan Galatasaray’dan dönem arkadaşım Çetin Özbayrak Beyoğlu’nun göbeğindeki lise yıllarını boşa harcamadığından görenleri şaşırtacak kadar Fred Astaire gibi güzel de dans ederdi..

Çetin’i orada görünce, sordum:

- Ne yapıyorsun ?

Keyfi yoktu.

- Çalışıyoruz işte...

- Çalış, çalış iyidir. Ben Nadir Bey’in evine trüflü kaz ciğeri yemeye gidiyorum. Trüfün ne olduğunu bilseydin, şimdi sen de benimle olacaktın. Hadi eyvallah!

- Zaten bu mesleğin nimeti hep siz köşe yazarlarınındır, diye söylendi. Ziftin pekini ye!

***

Allah için söylemek gerekirse, “altı punto” haklıydı. İşin kaymağını onlar yiyorlardı.

Köşe yazarlarının bir özelliği de her konuda görüş belirtmeleriydi.

Kadim dostum Erim Gözen ile birlikte ne zaman her konuya maydanoz birini görsek, göz kırparak, teşhisi koyardık:

- Köşe yazarı! 

Bir gün Erim ile Anadolu Üniversitesi’ndeki dersinden trenle Eskişehir’den İstanbul’a dönüyoruz. Mevsim kış, hava karlı, vagon restoranda oturuyoruz. Yanımızdaki masada biri dil hocası Alman bir kadın ile biri hiç ara vermeden ve yüksek sesle konuştuğu için herkesin dikkatini çeken iki de Türk yolcu vardı.

Yüksek sesle ara vermeden konuşan lastik bayisi olduğunu söyleyen tipe hemen mim koyduk. Adam Alman kadını esir almış, durmadan anlatıyor, bu arada bir de Nescafe içmesi için ısrar ediyordu. Bir ara, nereden gerektiyse, lastik bayi ikiz çocukların önce doğanı mı yoksa sonra çıkanı mı büyüktür konusunu açıkladıktan sonra lafı kendine getirdi ve Alman kadının kolunu da tutarak, “Sen bakma benim lastik bayi olmama, ben aslında gazete yazarı olacaktım” demesin mi?

Erim ile aynı anda öyle bir kahkaha patlattık ki vagonda herkes köşe yazarını bıraktı ve bize döndü...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları