Seçimde ne oylanacak

23 Ocak 2023 Pazartesi

Her seçim daha iyi bir yaşam için bir arayışın aracıdır. Nadir durumlarda seçimin kendisi araç olmaktan çıkıp amaca dönüşebilir. Cumhuriyetin 100.yılında yapılacak seçim tam da bu özelliktedir. İktidarın sandık yoluyla el değiştirmesi ve bunun geleneksel hale gelmesi diğer bütün etmenlerin önüne geçmiş durumdadır. 

Mevcut cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, Meclis kurarak ülkeyi işgalden kurtarmış, kurduğu Cumhuriyetle bireyini özgür, halkını egemen ve ülkeyi bağımsız kılmayı amaç edinmiş ve bunu önemli ölçüde başarmış bir ülkenin gidişatına ve beklentilerine aykırıdır. En basit haliyle kuvvetler ayrılığı ortadan kalkmış, halkın egemenliğinin ortaya çıktığı mecra olan TBMM işlevsiz hale gelmiştir. Hukuk devleti ve yılların emeğiyle yüceltilen kurumlar kötürüm edilmiştir.

Devlet, görülmemiş ölçekte yozlaşmaya sahne olmaktadır. AKP’nin, iktidarında ortadan kaldırma vaadi olarak sunduğu 3Y’ye (Yolsuzluk, Yoksulluk, Yasaklar) Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu’nun deyimiyle bir dördüncüsü eklenmiştir: Yozlaşma...

Elbette iktidarı devralmaya hazır olanların her şeyi daha iyi yapacağı garantisi yoktur ancak sistemden kaynaklı sorunların çözümünü sistemi değiştirmekte aradıkları için çıkış noktalarının doğru olması münasebetiyle desteği hak etmektedirler. Başarıda kişiler ve kadrolar çok önemli ve değerli olsa da esas olan değerlere ve doğru ilkelere bağlı bir sistemle yürümektir.

Ayrıca CB Erdoğan, yönelimleri itibarıyla artık ülkeyi yönetmemelidir. Uzun süre darbe mağduru edebiyatı yapmakla birlikte, anayasayı çiğneme konusunda hiç geri durmamıştır. Üçüncü kez Cumhurbaşkanlığı’na aday olması da anayasaya aykırıdır. Darbe, sadece silahlı kuvvetlerin iktidarı silah zoruyla değiştirmesinden ibaret değildir. Anayasayı yok sayan her türden adım darbeye dairdir. Yönetim erkinde bulunanların asli görevi anayasal düzeni muhafaza etmektir. Oysa seçim güvenliği başlıca kaygı konusu haline gelmiştir.

Bazen aracın kendisi amaca dönüşebilir. 2023 seçimi tam da bu bağlama uygun bir örnek oluşturmaktadır. 

Nasıl bir liderle seçime gidilmesi sorusuna kısa bir yanıt vermem gerekirse... Dünyadaki jeopolitik değişim ve dönüşümü okuyabilen, Cumhuriyetin kurucu değerlerini referans alan, çağdaş hukuk devleti ve özgürlükler konusunda ödünsüz biri...

BALYOZ-2 KUMPASI

Hukuk devleti demişken unutulan bir davayı hatırlamak gerekecek: Balyoz-2!

Paralel devlet yapılarının suç uydurmalarını FETÖ’den biliyoruz. Buna alışığız. TSK’nin onurlu mensupları tasfiye edilebilsin diye artık isimleri unutulan birçok davaya muhatap kılındılar. Hepsi çöp oldu, biri hariç: Balyoz-2. O davada da tıpkı amiraller duyurusu davasında olduğu gibi bir süreç yürütülüyor, beraat kararlarının bazı kişiler için bozulması... 

Bilindiği gibi Balyoz davası 2015 yılında bütün sanıklar için beraat kararıyla son bulmuş ancak Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı yedi arkadaşımız için kararı temyiz etmişti. Yargıtay uzun süre bekledikten sonra söz konusu yedi kişi için adeta suç uydurdu: Suç için anlaşma suçu... 

Dönemin 1. Ordu komutanı kendi karargâhından kimseyle anlaşmamış, emrindeki dört kolordu komutanıyla da anlaşmamış; gitmiş, biri İstanbul’da, diğeri Edirne’de iki taktik tümen komutanı, yine İstanbul’da iki tugay komutanı, biri kolordu karargâhında, diğeri Vize’de garnizon komutanı olan iki albayla suç işlemek için anlaşmış! Anlaştıkları arasında da 2. Kolordu’dan kimse yok! Alenen insan aklıyla alay eden bir karar! Kararın altında Yargıtay düzeyindeki yargıçların imzaları var hem de oybirliğiyle! Dramatik! Tabii karara imza atanlar açısından da...

23 Ocak günü bu dava Kartal Adliyesi’nde görülmeye devam edecek. Siyasetin emrine girmiş bir yargı sisteminden beklenti ne olabilir? Bazen “Hâlâ Cumhuriyet yargıçları var” dedirten kararlar da çıktığı için sabırla adalet bekliyoruz. Kumpasların uzun ömürlü olmadığını bilmek de geçici rahatlama sağlıyor...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sakarya’dan Afyon’a 28 Ağustos 2023
Stratejik körlük 14 Ağustos 2023

Günün Köşe Yazıları