Kahramangiller!

05 Eylül 2022 Pazartesi

Kahramangiller ailesi, aşağıdaki rakamlar 26 Ağustos-18 Eylül 1922 tarihleri arasında üstünde yaşadığımız kutsal toprakları bizlere vatan yapan kolorduların sadece şehitlerini gösteriyor:

1’inci Kolordu: 749

2’nci Kolordu: 132

3’üncü Kolordu: 323

4’üncü Kolordu: 536

5’inci Süvari Kolordusu: 163

Kocaeli Grubu: 425

Bir fikir vermesi açısından genel zayiat ise şöyledir:

Türk ordusunda zayiat (şehit, yaralı, esir, kayıp, hasta) toplamı 14 bin 376 idi. Yunan ordusunun da 100 binin üzerinde zayiatı vardı. Demek ki savaşmışlar...

Kimse elini kolunu sallayarak gitmedi efendiler!

31 Ağustos ve sonrasına birlikte göz atalım:

O gün Uşak istikametinin kapısını açan Kaplangı Muharebeleri yaşandı. Afyonkarahisar’dan gelen 1. Kolordu birliklerine Uşak yolunu kapatmıştı. 30’unda yapılan muharebede sonuç alınamayınca 31’i sabahı bölgeyi savunan Frangos komutasındaki Tümenler (1, 2, 7) Uşak istikametinde çekilmek zorunda kaldılar. 

1 Eylül günü Uşak’ı yer yer yakarak geri çekildiler.

16. Tümen İstihkâm Bölük Komutanı Üsteğmen Celâl Bey içlerinde 4. ve 12. Tümen komutanlarının da olduğu 60 subay ve binden fazla eri esir aldı. 

2 Eylül’de Eskişehir kurtarıldığında şehir yangınlarla boğuşuyordu!

Murat Dağları üzerinde ise başka şeyler oluyordu... 5. Kafkas Tümeni ve emrindeki 23. Tümenin 69. Alayı (1. Tabur Komutanı Yüzbaşı Nihat Ok) iki kolordu komutanı Trikupis ve Digenis ile beş bini aşkın Yunan askerini esir almıştı.

3 Eylül günü Eşme’de 8. Tümen ve 57. Tümen düşmanla çatışmaya girdi. O gün Yunan askeriyle birlikte çatışanlar arasında Çerkes Ethem’in 300 kişiye düşmüş çetesi de vardı. 4. Tümen Elvanlar’da çatışmaya girdi. Yunan ordusu gün boyunca yüzlerce zayiat verdi.

4 Eylül günü Süvari Kolordusu Kula’da, Durasıllı’da çatıştı.

Bursa istikametinde ilerleyen birliklerimiz çatışarak Metristepe’yi ele geçirdi.

5 Eylül günü Süvari Kolordusu Alaşehir ve Salihli’de yoğun çatışmalar yaşadı. 

6 Eylül günü kendisinden cephane isteyen 14. Süvari Tümen Komutanına, Fahrettin Altay Paşa, “Kılıca kuvvet!” demişti!

O gün ordular ortalama 40 km yürümüşlerdi ve bir günlük istirahat önerileri reddolundu. Askerlerin ayaklarında çarık kalmamıştı!

7 Eylül günü Demirci Akıncıları Balıkesir’i düşmandan aldığında Yunanlar da Urla’ya üç alay çıkarmanın derdindeydiler zira askerler gemileri terk etmek istemiyorlardı.

8 Eylül’de Süvari Kolordusu Manisa civarında yoğun çatışmalar yaşadı. Yüzlerce Yunan askerini esir aldı. Aralarında Yunan ordusuna hizmet eden Osmanlı yurttaşları da vardı. Yunanlar da boş durmuyorlardı. Turgutlu’da yüzlerce kişiyi kılıçtan geçirmişlerdi!

Ahmetli’de, Torbalı’da, Bursa’da Kazancı Bayırı’nda ve Mustafa Tepesi’nde şiddetli çatışmalar yaşandı. 

9 Eylül günü sizlere sadece Mehmet Çavuş’un öyküsünü anlatacağım. Kendisi o gün İzmir’de kaybettiğimiz dört yiğitten biriydi. Kütahya-Eskişehir muharebelerinde yaralanmıştı. Konya’da tedavi edilmekteyken Akşehir bölgesinde yaşanan bir deprem nedeniyle eşini kaybetmiş iki çocuğu öksüz kalınca kendisine izin verilmişti. İzinliydi. Büyük Taarruz’dan haberdar olunca koşarak gelip birliğine katılmıştı. İzmir’e giriş öncesi kendilerini saldırıya hazırlayan Teğmen Ali Rıza’ya, “Sür efendi atını... Fazla laf etme... Bize bu anı gösteren Allah, onu da gösterecektir... Artık bize Azrail de bir şey yapamaz!” (Yaşar Aksoy, İstiklâl Süvarisi, Kırmızı Kedi, s. 107).

Tabii sizlerden alnında yarasıyla İzmir Hükümet Konağı’na alay sancağını asan Yüzbaşı Şerafettin’in vatan anlayışını beklemiyoruz. Ama hiç olmazsa bilmeden ya da yalan konuşmayın!

10 Eylül günü Bursa kurtarıldı. Meclis’teki kürsüyü iki yılı aşkın zamandır örten siyah örtü kaldırıldı...

Adımızı ya da soyadımızı “kahraman” olarak kimlik kartına yazdırmak yetmiyor! Herkes toprağa düşerek üstünde yaşadığımız toprakları vatan yapma ya da vatan toprağını kanıyla sulayarak kahraman olma şerefine nail olamaz! Ama gerçek kahramanlarına sahip çıkarak veya en azından saygı duyarak tarihsel sorumluluğunu yerine getirebilir. Üstümüze düşen de budur...

Tarih, bunu yapmaktan sakınan Kahramangilleri gerçek mahkemesinde yargılayacaktır. O zaman hepimiz vatanın değerini daha iyi anlamış ve şehitlerimize karşı daha sorumlu davranmanın yollarını gelecek kuşaklara taşımış olacağız...

Gerçek kahramanlara minnet ve hürmetle...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sakarya’dan Afyon’a 28 Ağustos 2023
Stratejik körlük 14 Ağustos 2023

Günün Köşe Yazıları