Adnan Binyazar

Kent Enstitüleri (23 Ağustos 2024)

23 Ağustos 2024 Cuma

Köy Enstitülerinin kuruluşunda büyük emeği geçen İsmail Hakkı Tonguç, “Köyün insanı, öylesine canlandırılmalı, bilinçlendirilmelidir ki onu, hiçbir kuvvet kendi çıkarına kullanıp insafsızca istismar edemesin. Köyün sakinlerine köle ve uşak muamelesi yapılmasın. Özellikle köylüler bedava çalışan iş hayvanı haline getirilmesin.”

Köylünün ürettiklerinin gerçek karşılığını bulamadığı bu ekonomik ortamda, emekçiler Tonguç’un vurguladığı duruma düşürülmüştür. Dar günlerin kısa sürede geleceğini sezen 9 Eylül Üniversitesi’nin bilinçli profesörlerinden Prof. Dr. Kemal Kocabaş onlarca Köy Enstitüsü üzerinde araştırma yaparak Köy Enstitülerinin yeniden canlandırılması düşüncesini güncel kılmıştır.

Sercan Ünsal büyük olasılıkla ondan da esinlenerek Bozkırda Bir Eğitim Pınar Pamukpınar Köy Enstitüsü 1941-1954 (Barış Kitap, 2022) ve iki ciltlik Köy Enstitüleri Kırsal Kalkınma ve Sağlık Kolu (Barış Kitap, 2024) adlı geniş oylumlu çalışmasında Köy Enstitülerinin önemli kurumlar olduğunun somut örneklerini vermiştir.

KÖY ENSTİTÜLERİ NE İDİ?

Köy Enstitülerinin canlandırılmasını özünden kavramak isteyenler, aydın insan yetiştirmede verimli bu yuvası olan Köy Enstitülerinin önemini kavramak için Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı’nın “Köy Enstitüleri örneğini günümüzde tarımsal üretime uyarlamak!” başlıklı yazısını (Cumhuriyet, 25.07.24) okumadan geçmemelidir:   

“Köy Enstitüleri eğitim sistemi, dönemin yapısal özellikleri dikkate alınarak kırsal kesimde aydın, zanaatçı, öğretmen yetiştirmek için kurulmuş bir sistemdi.

Köy Enstitüleri, toplumun gereksinmesi olan bireyi (kul değil) yetiştirmek için öğrenme-öğretme sürecine etkin katılımı sağlayan demokratik bir süreçti.

Köy Enstitüleri, köy çocuklarını bilgiyle donatarak geleceğe hazırlayan bir süreçti.

Gözlem, deney ve uygulamayı iş yoluyla öğrenme-öğretme yoluyla, kuramla uygulamanın bütünleştirildiği bir modeldi.

Sonuç olarak Köy Enstitüleri, öğrencilerine imece ve işbirliği yöntemi ile toplumun demokratik işleyişinde görev ve sorumluluk vermişti. Oradan mezun öğrencileri Türkiye’nin Aydınlanmasında, eğitim ve sağlık sorunlarının çözümünde, örgütlenmede, sanat ve edebiyatta etkin bir şekilde görev almışlar ve katkıda bulunmuşlardır.”

Kaymakçı, bu kuruluşların kapatılış nedenlerine de değinmeden geçmiyor:

“Köy Enstitüleri programı 1940-1947 arasında uygulandı. 1947 yılında Marshall Planı’yla, Türkiye’nin, Amerikan emperyalizminin etki alanına sokulmasıyla Köy Enstitüleri programı yavaş yavaş törpülenmeye başlandı. Çünkü Köy Enstitüleri, toprak ağalarını, şeyhleri ve işbirlikçi siyasetçileri ve devlet bürokratlarını tedirgin etmeye başlamıştı.”

CANLANDIRMA GİRİŞİMLERİ

Ortaöğrenimine Köy Enstitüsünde başlayan Prof. Dr. İsa Eşme, “Kent Enstitüleri” kavramını, Yarım Kalan Aydınlanma Atılımı (İKÜ Yayınevi, 2021) adlı kitabında enine boyuna açıklamıştır:

"Köy Enstitüleri eğitim tarihinin en parlak dönemidir. Canlandırılmak istense bile ülkemizde neredeyse köy kalmadı, nereye kurulacak bu eğitim anıtları” yolundaki sorusuna şu açıklamayı da katıyor:

“Daha önce Prof. Dr. Adil Türkoğlu tarafından gündeme getirilen ‘Kent Enstitüleri’ düşüncesi, 17-20 Nisan 2003’te dekanlık görevini yürüttüğüm Maltepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından gerçekleştirilen bir çalıştayda ele alınmıştır.”

Kapatılmasından bu yana Köy Enstitülerini canlandırma konusu hiç gündemden düşmedi. Örneğin Emre Kongar, 18 Mart günlü gazetemizdeki “Eğitimin ötesi: Köy Enstitüleri” başlıklı yazısında çağın en önemli atılımı eğitim kurumlarının toplumsal, kültürel tabanına yönelik yorumlarda bulunuyor:

“Köy Enstitüleri, bir eğitim kurumu olmanın çok ötesinde, tam bir ulusal kalkınma projesidir! Mustafa Kemal Atatürk’ün, bir din tarım toplumunda, bir endüstri toplumu ürünü olan Cumhuriyet rejimi kurmasının, toplumsal itici gücü, dinamosu olan bir atılımdır!”

ÖNERİ

Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde kurulan Dicle Köy Enstitüsü’nde okuma olanağı bulan bir öğrenci olarak öneriyorum: 

Okuma olanaklarından yoksun çocukları koruyan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bu etkinliklerini “Kent Enstitüsü”ne dönüştürürse Köy Enstitülerinin köyleri öğretmenle donattığı gibi, Kent Enstitüleri de eyleme geçirilecek geleceğin bilim insanlarının, eğitimcilerini yazarlarının, sanatçılarının yetiştiği bir bilgi yuvası olacaktır. Daha da önemlisi, bu gelişim, çağdışı uygulamalarla ülkenin geleceğini karartanların da sonunu getirecektir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Cinci hocalar 22 Kasım 2024
Sözün gücü 15 Kasım 2024
Kitap dünyası 8 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları