“Ağaç yaşken eğilir” atasözümüz, anlam içeriği yönünden eğitimin temelini oluşturacak kadar kapsayıcıdır. Masal anlatısına başlanırken kullanılan ilk tümce olan “Bir varmış, bir yokmuş” sözü de insanın dünyayla bağlantısını özetleme açısından atasözü gibi geniş anlamlıdır.  

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 28.11.2024 günü yeni kurulan çocuk merkezlerini tanıttığı toplantıda yaptığı konuşma, eğitim açısından Köy Enstitülerini andıran kuruluşların açılacağı umudu yaratıyor ülkenin eğitim sorununu çözmeye çalışan aydın kesimlerde. 

ÖNEMLİ BİR ATILIM

Uzağa gitmeyelim, kültür tarihimizde çok kısa sürede, eğitimi üç beş evli köylerde bile eyleme geçirilen örnekleri de var. Cumhuriyetin başlangıç yıllarında Atatürk’ün, Mustafa Necati, Hasan Âli Yücel, İsmail Hakkı Tonguç’la uygulamaları eyleme sokulmuştur. 

Ülke böyle bir devrim geçirmesine karşın 1950’den sonra yönetime gelen, Cumhuriyet devrimlerini içlerine sindiremeyen kesim birkaç ay içinde Köy Enstitülerini, Halk Evlerini, Tercüme Bürosu’nu eylemsiz kılmışlar. 

Bu, buna benzer uygulamalar eğitimde büyük bir boşluk yaratmıştır. Bu boşluk doldurulmadıkça toplum, eğitim sorunu yaşayacaktır. 

MİLLİ EĞİTİM BAKANI

İmamoğlu’nun İstanbul belediyelerinde çocuk merkezleri açması, sorunu temelinden alan bir atılımdır. Milli eğitim bakanı, herhalde onun yapamadığını yapanları kıskanmış olmalı ki açıklamalarıyla eğitim konusunda, dayanağı olmayan tartışmalara yol açtı. İleri sürdüklerini kimse onaylamayınca eğitim konusunu kavram kargaşasına uğrattı.  

Yarım bilgiyle ortada görünenler, üç beş çıkıştan sonra soluk darlığına düşerler. Bakan tartışmada darlığa düştüğünü anlayınca susmayı yeğledi. Ama bu suskunluğa kimse inanmadı. Şimdi yeni hazılıklar içinde olmalı.

Bence bakan, İmamoğlu’nun şu okşayıcı açıklamasını 

okuyup ona göre bir öneride bulunursa yapacağı iş, ona dostluk elini uzatmaktır.   

ÇÖZÜM 

İmamoğlu, gönül okşayıcı bir üslupla olayı gerçek yönleriyle anlattı: 

“Öyle bir feveran koptu. Şimdi geri adım atıldı. Sözlerini beyan kabul edelim. ‘Biz öyle bir şey demedik’ diyorlar. Öyle kabul edelim ama biz gene işimize devam ediyoruz” deyip başka konuyu gündeme getirdi.

İmamoğlu, “Kendileri tarafından akıl edilmeyen bir şey sizin tarafınızdan yapılınca kıskandılar mı?” diyen bir babaya, hoşgörülü sesiyle, gerçeği açıkladı: “Ben şöyle bakıyorum, mesela diyorum ki elimizden ne geliyorsa yapalım. Bu devletin bakanlığı ya da kreşi diye bir şey olabilir mi? Devletin ya da belediyesi diye bir şey olabilir. Belediye de milletin, bakanlık da milletin.”

Bu yaklaşımı değerlendirmek ancak erdemli kişilere özgü bir tutumdur.