Adnan Binyazar

Atatürk Aydınlanması

03 Mayıs 2024 Cuma

Aydınlanma denince felsefe bilgesi Macit Gökberk’in tanımı gelir aklıma:

“Aydınlanma ne demek, kim aydınlanacak, aydınlatılmak istenen nedir? Aydınlanmak isteyen, insanın kendisi, aydınlatılması istenen şey de insan hayatının anlam ve düzenidir.”

Aramızdan 43 yıl önce ayrılan Yaşar Nabi Nayır hep aydınlandı, ara vermeden okura ulaştırdığı Varlık dergisiyle de Atatürk Aydınlanmasını toplumu çağdaş ülkelerin vardığı düzeye yükseltmeye çalıştı.

Varlık dergisi; sözcüklerinin çoğunu kendisinin yarattığı şiirsel üslubuyla daha da etkili kılan Orhan Veli Kanık’ın, günümüze değin nice öykücünün onun yazdıklarının düzeyini tutturamadığı Sait Faik’in, yalın söylemli denemeleriyle Oktay Akbal’ın yaratı yuvasıydı. Gençler, yazıları Varlık’ın sayfalarında yayımlanmaya başlayınca yazarlık adımlarını atmış oluyorlardı.

ÜRETKENLİK

Nayır, benliğine işlenen Atatürk Aydınlanmasıyla, okuma kültürünü genişleten bir yayımcıydı. Cahit Külebi’nin deyimiyle “gökte yıldız kadar” çok olan, en uzak köylerdeki öğretmenlere de ulaştırıyordu Varlık’ı.

Köy Enstitüsünde yetişen Mahmut Makal, Fakir Baykurt, Mehmet Başaran, Emin Özdemir, Dursun Akçam gibi yazarların, Anadolu topraklarında yarattıkları yazınsal gelişimde Varlık’ın izi vardır.

KLASİKLER

1950 yılında iktidar olan Demokrat Parti’nin ilk eylemi, Köy Enstitülerini kapatmak oldu. Oysa köyde kâğıt kalem bile görmeyen öğrenciler, orada Çehov’larla, Gorki’lerle, Tolstoy’larla, Shakespeare’lerle, Balzac’larla karşılaşmışlardı.

Bu açılım, bizim içimizde de öyle yazarların yetişeceği güveni yaratmıştır. Böylece Anadolu kentlerinde de tiyatrolar, kitapçılar yayılmaya başlamıştı. Nayır’ın yönetimindeki Varlık Yayınları, dünya yazınının belli başlı klasiklerini yayımlayarak yönetimin aynı dönemde kapattığı Tercüme Bürosu’ndan kalan boşluğu da dolduruyordu.

OKUMA KÜLTÜRÜ

İnsan, düşünebiliyorsa insandır. İnsanı gerçeği görmeye, güzelliği algılamaya yönelten de düşünmektir. Düşünceyi eyleme geçirmek düşünsel birikimlerle oluyor. Birikimin kaynağı da okuma kültürüyle edinilen bilgidir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini kültüre bağlayan Atatürk gibi devlet adamlarının, buluşlarıyla dünyayı daha yaşanır kılan bilgelerin, yaratıcı sanatçıların gelişiminin özünde kültürel birikimler yatar.

Varlığını güzeli görmeye, gerçeği kavramaya adayanlar, bir ülkede laikliğin, demokrasinin anlamını kavrayıp toplumu özgür kılar. Bu bilince ermemiş olanlar gelişim düşmanıdır. Kültürel gelişmeleri destekleyeceklerine yıkım yolları arayan düşünsel körlerdir.

Milli eğitim bakanı göreve başlar başlamaz kızlarla oğlanların sınıflarını ayıracağını açıklamıştı. Son günlerde hazırlattığı müfredat programında “Cumhuriyet” sözcüğü bir yerde geçiyormuş, Atatürk’ün adı bile anılmıyormuş.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Cinci hocalar 22 Kasım 2024
Sözün gücü 15 Kasım 2024
Kitap dünyası 8 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları