Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yoksa bu kalkışma da Biden için ‘Tanrı’nın bir lütfu’ mu?

10 Ocak 2021 Pazar

ABD’de neler oluyor? Herkes bunu soruyor. 

Kongre binasının Trump yandaşlarınca işgal edilmesi, böyle bir eylem ilk kez olmasa da 2021’de de yaşanmasının Amerikalıları şoke etmesini anlamak zor değil. Çünkü yaşanan bir sivil darbe girişimidir. 

Yüzyıllardır dünyanın her yerinde darbe düzenleyen ya da destekleyen Amerika’nın, kendi başkentinde siyasi sistemin merkezi Kongre binasında olanlar, çoğu kişi için beklenmedik bir olaydı. 

“Muz cumhuriyeti” diye küçümsedikleri ülkelerde darbe yapanlar, kendi başkentlerinde olanlara inanamadı. Mesela Irak’ta kitle imha silahları yalanıyla milyonlarca insanın öldürülmesine yol açan George W. Bush, Kongre baskını için, “Bu ancak muz cumhuriyetlerinde olur!” diyerek olayı kınadı. Kenya’daki günlük Nation gazetesi de “Şimdi muz cumhuriyeti kim?” diye manşet attı. 

Aslında Trumpizm’in bu noktaya varabileceğini öngörmek zor değildi. Nitekim Der Spiegel dergisinin Haziran 2020 sayısının kapak görselinde, Beyaz Saray’daki odasında elinde yanan bir kibrit çöpü ile oturan Trump resmedilirken, pencerelerin gerisinde alevler içindeki Washington DC’de polisle çatışan gruplar görülüyordu. 

Ve dergi geleceği şu manşetle haber veriyordu: “Ateş şeytanı: Bir başkan ülkesini ateşe veriyor.

İşgali körükleyen Trump yalnız mıydı?

2016’da ABD’deki uyuyan ırkçı hücreleri harekete geçirerek iktidara gelen ve dört yıl boyunca ırkçı sağın desteğiyle popülist bir politika izleyen Trump, son çare olarak fanatik grupları şiddete yöneltti. 

George Floyd’un bir polis tarafından korkunç bir şekilde katledilmesinden sonra tüm ülke yangın yerine döndüğünde de seçim gezilerinde de yaptığı tek şey, kendi başarısızlıklarını gizlemek için toplumu kutuplaştırarak nefret yaymaktı. Yeniden seçilmek için umut bağladığı tek yöntem buydu. Attığı tweet’lerde de verdiği röportajlarda da stratejisi tamamen bunun üzerine kuruluydu.

Kongre’nin basılmasını bilerek, isteyerek Trump organize etti. Belli ki bu organizasyonda yalnız da değildi. 

İçeri girmenin son derece zor olduğu resmi bir binaya kostümlerle ve Konfederasyon bayrağıyla dalıp ortalığı terörize etmek, ancak Hollywood filminde olur diyeceğim ama onda bile bu kadar kolay gerçekleşmez. 

Çok açık ki, 6 Ocak’taki olaylar sırasında güvenlik kuvvetleri, Trump yandaşlarına gereken müdahaleyi uzun süre yapmadı, grupların binaya girmesini izledi. 

O zaman soru şu: Başkan Yardımcısı Mike Pence, önde gelen Beyaz Saray yetkilileri ve Cumhuriyetçi Parti’nin önemli isimlerinin bile bu olay nedeniyle istifa ettiği düşünülecek olursa, Trump’ın kendi çevresinden gelebilecek böyle bir tepkiyi hesaplayamamış olması mümkün mü?

Bu durumda insan düşünüyor. Acaba Trump kendi adamları tarafından kandırıldı mı? 

Trump’ın azli ve yargılanması gündemde

İster darbe densin, ister işgal ya da kalkışma, utanç verici Kongre baskınının da 11 Eylül 2001 saldırıları gibi önceden Amerikan gizli servisleri tarafından öngörülememesi ya da bilinmemesi olanaklı değil. Bina içine girişin ne kadar kolay olduğunu da düşününce, bu olayın Trump’a vereceği zarar hesaplanarak uzun süre müdahale edilmediğini söylemek yanlış olmaz.

20 Ocak’ta görevi devralacak Biden’ın önündeki en önemli sorun, Amerikan toplumundaki aşırı kutuplaşma, yükselen ırkçı sağ ve zarar gören demokratik hukuk devleti imajı. 

Trump gitse bile Trumpizm’in ortadan kalkmayacağını görenler, kanlı Kongre işgali sonrasında hem toplumdaki birliği güçlendirme adına önemli bir adım attı hem de Trump’ın 2024 adaylığının önünü tıkamak için büyük bir adım attı. 

Trump’ın başkanlığının sona ermesine 10 gün kalsa da azledilmesi ve yargılanması gündemde. 

Normal koşullarda olmayacak gelişmeler, Kongre baskını sonrasında mümkün hale geldi. Kim bilir belki bu kalkışma da Biden için “Tanrı’nın bir lütfudur…”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları