Öner Yağcı

Günümüzün Nazizmi

23 Kasım 2024 Cumartesi

Nazizm, büyük sermayenin sürdürdüğü ırkçı, şoven, emperyalist, militarist, insanlık düşmanı bir politikanın adıdır.

Clausewitz’in “Savaş, politik ilişkilerin başka araçların desteği ile sürdürülmesinden başka bir şey değildir” sözü ışığında, insanlığın bir bütün olarak karşı koyması özelliğiyle de önem kazanan İkinci Dünya Savaşı’nın odağını oluşturan Hitler rejimini, Alman faşizmini, Nazizmi doğru çözümlemek, barış savaşımını sürdüren insanların boynunun borcudur.

“Geçmişi unutanlar, onu yeniden yaşamaya mahkûmdurlar” demiş George Santayana.

‘YENİ DÜZEN’

Server Tanilli, Yüzyılların Gerçeği ve Mirası’nın “20. Yüzyıl: Yeni Bir Dünyanın Aranışında” adlı son cildinde “Yeni Alman Düzeni”ni anlatır.

1940 Eylülünde Almanya, İtalya, Japonya arasında imzalanan Üçlü Antlaşma’yla (Berlin Paktı-Yeni Düzene İlişkin Büyük Şart) duyurulan “Yeni Düzen”, merkezin Almanya olduğu bir Avrupa öngörmekteydi.

Yeni Düzen için Doğu Avrupa toprakları işgal ve ilhak edildi.

Germen ırkının üstünlüğü ve Avrupa’nın Almanya tarafından sömürülmesi üzerine kurulu olan “Yeni Düzen”, III. Reich için zararlı görülenlerin “beden olarak yok edilmelerini” de içermekteydi.

“Bin yıllık iktidar” için bütün düşmanlar öldürülmeliydi ve öldürüldü.

Nazizm, insanların eşitsizliği üzerine kurulmuştu, üstte “üstün insanlar” (Naziler), en altta “insanaltı olan aşağı ırklar”, ortada da diğerleri vardı.

Bunlar, Goethe’nin, “Almanların teker teker saygıya değer insanlar olduklarını, ama bir araya geldikçe kötüleştikleri aklıma geldikçe derin bir acı duyuyorum” sözündeki trajik gerçeği bir kez daha duyumsatıyor.

Polonya’daki tüm kötülüklerin baş sorumlularından Nazilerin Genel Valisi Hans Frank idam edilmeden önce, “Üzerinden bin yıl geçse bile, Almanya suçluluktan kendini kurtaramaz” demişti.

Nazizmin suçlarından insanlık dersi çıkarmak istiyorsak, bu sözlerdeki Alman, Almanlar, Almanya sözcükleri yerine insan, insanlık ve dünya sözcükleri konulmalı.

Alman ordusunun başkomutanı (1938-41) Feldmareşal Walter von Brauchitsch, “Hitler Almanya’nın alınyazısıydı, önlenemezdi” demişti, oysa önlenebilirdi, Hitler Rejiminin Korku ve Sefaleti’ni anlatan Brecht, Arturo Ui’nin Önlenebilir Yükselişi’nde önlenebileceğini yazmıştı.

NAZİZMİN TOHUMLARI

Nazizmin suçları bir ulusun suçu değildir, her ulusun başına gelebilir bu bela.

Propaganda, dehşet, askerileşme, polis rejimi altında gençliğe rejimin ilkeleri aşılanarak katiller göklere çıkarılırken ahlak yok edilir ve “efendi” olduğuna inandırılan her halk kapılabilir buna.

Gemlenmez bir gücün köle dünyası kurma isteği ve saltanatıdır bu ve Naziliğin dünyaya saçtığı tohumlar bugün ABD’de meyvelerini veriyor.

O dönemin büyük toprak sahiplerinin, sanayicilerinin yerini silah, petrol, finans sahipleri almış, iletişimin dev olanaklarıyla oluşturulan medya gücüyle şahlandırılan ve dünyanın birçok ülkesinde de canavarlaşan işbirlikçiler yaratmayı başaran ABD imparatorluğunun yöneticileri ise Hitler ve çevresindeki canavarların yerini almıştır.

Günümüzün “Küreselleşme” politikaları, insanlığın başına bela olan barbarlığın çağdaş dünyamızdaki uygulamalarından başka bir şey değildir.

Küreselleşen emperyalizmin “Yeni Dünya Düzeni”, insanlık düşmanı barbarlığın günümüzdeki adıdır.

Kısacası, insanın ve insanlığın işi zor.

Üstelik bir büyük arayış olan Sovyetler’in de olmadığı koşullarda insanlığın insanlıktan çıkmış insanlardan korunması zorunluluğunu yaşıyor dünya.

“Umut insanda” demişti Nâzım Hikmet.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Günümüzün Nazizmi 23 Kasım 2024
Büyük insan Atatürk 9 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları