Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Siyasal İslama alternatif sağ ittifak...

01 Nisan 2022 Cuma

Üç yıl önceydi. Takvimler 31 Mart 2019’u gösterdiğinde, bir haber içimizde buruk bir sevinç yaratmıştı. 

“Hopa’da CHP-Sol İttifak kazandı!” yazıyordu manşetlerde. Önceki dönemde AKP’li belediyenin olduğu ilçede, halk sandıkların açılmasıyla meydanda toplanmış, şarkılarla, alkışlarla kutlama yapmıştı. 

Neden bu kadar büyük bir coşku vardı? Çünkü CHP ve sol ittifakın adayı yüzde 48.5 oy alırken AKP adayı yüzde 38.6’da kalmıştı.

Bu sonuca sevinenlerin içindeki burukluğun nedeni, yüreklerinde Metin Lokumcu’nun acı anısını taşımalarıydı. Artvin’in Hopa ilçesi, siyasi tarihimize, emekli öğretmen Lokumcu’nun ölümü ile de geçti.

Unutanlar varsa hatırlatalım. 2011 yerel seçimleri sırasında, 31 Mayıs’ta dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, miting için Hopa’daydı. Miting öncesindeki eylemlerde polis, protestoculara yoğun bir şekilde tazyikli su ve biber gazı sıkınca ortalık savaş alanına dönmüştü.

O sırada Lokumcu, bu duruma isyan ederek ellerini arkasında birleştirerek polise “Hadi al götür, kurtar memleketi!” diye bağırıyordu. Sonrasında maruz kaldığı zehirli gazlar nedeniyle fenalaşarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi...

Erdoğan, öğretmen Lokumcu’nun ölümünün ardından şunları söyledi: “Bu arada bir tanesi de kalp krizi geçirerek ölmüş. Kimliğini bilmiyorum, üzerinde durma gereğini de duymuyorum.”

İşte bu korkunç olay nedeniyle Hopa’da belediyenin AKP’den alınması kutlamaya dönüştü.

KİME OY VERECEĞİZ?

31 Mart 2019’daki seçim haberini hatırlayınca, acaba gelecek seçim sonrasındaki haberlere nasıl başlıklar atacağız diye düşündüm...

Üç yıl içinde çok şey değişti. CHP, artık sol partilerle değil, sağ partilerle ittifak halinde ve verdiği ödünlerle sağa kaydı. Bunun tersini yapmış olsa, sol ile ittifakını güçlendirip siyasal İslamın antitezi olmayı başarabilse, bugün Türkiye’de siyaset sahnesi çok farklı olabilirdi. 

Sistemi yeniden demokrasi rayına oturtmak için bir araya geldiklerini beyan eden partilerden oluşan Millet İttifakı, demokrasinin olmazsa olmazı laikliğin savunucusu konumunda değil. Bu, tarikat ve cemaat cenderesindeki Türkiye’de inandırıcılığı sorgulatan çok büyük bir çelişki...

Aslında bu yazıyı bir okuyucumdan gelen “Kime oy vereceğiz” sorusu üzerine yazdım. Elbette herkes kendi aklı ve vicdanı ile kararını verecek ama karşımızdaki manzara şu:

AKP ve MHP’nin hazırladığı Seçim Yasası değişikliği teklifi TBMM Genel Kurulu’nda görüşülüyor. Bu teklifte yer alan bir düzenleme seçimin kaderini belirleyecek nitelikte. 

Mevcut kanuna göre, oylar önce ittifak partilerine dağıtılıyor, partiler milletvekili paylaşımı usulüne göre kendi arasında dağıtımını yapıyor. Teklifteki “artık oy” uygulamasını sonlandıran düzenleme ise oy oranı az olan partilerin ittifak içerisinde yer alması durumunda milletvekili çıkarabilmesini neredeyse olanaksız kılıyor. 

AKP-MHP teklifinin yasalaşması durumunda, oy oranı düşük olan partilerin ittifak içinde kalması, bu açıdan işlevini yitirecek.

SOLA DÜŞEN GÖREV HAYATİ

Öyle görünüyor ki bu seçimde muhalif seçmenlerin tercihini, büyük ölçüde, gazete manşetlerinde “Cumhur İttifakı kazandı” başlığını görmeme arzusu yönlendirecek. 

Bunun bedeli “CHP-Sağ İttifak kazandı” gerçeği olsa da... 

Bu durumda yine kutlama yapılacak. Çünkü halk, 20 yıldır sırtına binen AKP kamburundan kurtulmak zorunda.

Ne acıdır ki Türkiye, siyasal İslam baskısı altında nefes alamazken, halkın önüne alternatif olarak konulan da sağ ittifak oluyor. Bu, yürek yakan bir açmazdır. 

Bu ucube sistemin içinde solun sesini duyurması, ittifaklar ülkeyi sağa çektikçe tüm gücüyle sola yönlendirmesi, Türkiye için hayatidir. 

Çünkü emekçilerden yana bir sistem, demokrasi ve onun olmazsa olmaz koşulu laiklik, sağcıların egemenliğinde mümkün değildir ve bu ülke onlara bırakılamayacak kadar önemlidir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları