Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hayvancılığın sansürlenen çevre yıkımı

05 Haziran 2024 Çarşamba

Hayvancılık, iklim değişikliğine en çok katkıda bulunan etkenlerden biri fakat medya bunu çok ender olarak duyuruyor. Aksine yoksulluğu anlatmak için sürekli olarak “insanların eskisi kadar et alamayışı” haber yapılıyor.

Dünyanın bütün ülkelerinde Türkiye’deki gibi derin bir yoksullaşma olmasa da hemen hemen her yerde hayvancılığın çevreye zararları görmezden geliniyor. Yabancı araştırmacılar, medyadaki bu yanlı haberleri incelediğinde hayvan tarımı ile iklim değişikliği arasındaki bağlantıya çoğunlukla yer verilmediği ve bunun çevre açısından ciddi sonuçlar doğurduğu ortaya çıktı.

2023 tarihli yeni bir araştırma1, İngilizce yayınlarda yer alan 92 bin iklim değişikliği makalesinin yalnızca 450’sinde yani yüzde 0.5’inde hayvan tarımının emisyon kaynağı olarak gösterildiğini ortaya koydu. Yine 2023 tarihli bir anket2 ise Amerika’da on kişiden yedisinin endüstriyel et üretimi hakkında hiçbir şey bilmediğini gösterdi.

KÜRESEL HAYVAN TARIMINDAN SAVUNMA TAKTİKLERİ

Oysa gerçekte hayvansal tarım, BM Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre, fosil yakıtlardan sonra insan yapımı sera gazı emisyonlarına en fazla katkıda bulunan ikinci kaynak; ormansızlaşma ile biyolojik çeşitlilik kaybının önde gelen nedeni ve dünyanın en büyük küresel su kirleticisi.

Aynı zamanda son derece verimsiz. Gezegenin buzsuz kara yüzeyinin üçte biri ve küresel tatlı suyun yaklaşık yüzde 16’sı hayvancılık sektörü tarafından kullanılıyor. Dünya çapındaki tahıl üretiminin tam üçte biri hayvan beslemek için kullanılıyor.

Buna karşın, FAO’nun 2006’da hayvancılığın ekoloji üzerindeki yıkıcı etkisine ilişkin ilk sarsıcı raporunu yayımlamasından bu yana, trilyon dolarlık küresel et sektörü savunmaya geçti. Gezegeni ısıtan sera gazlarını yayanların yalnızca otomobiller ve kömür santralları olmadığını, hayvan yetiştiriciliğinin de iklim krizinin en büyük nedenlerinden olduğunu ortaya koyan rapor, endüstrinin baskısıyla çoğunlukla sansürlendi.

ALDATILACAK HEDEF KİTLE Y VE Z KUŞAKLARI

Bu rapordan yaklaşık 20 yıl sonra et ve süt sektörleri yeni bir yol buldu. İklim krizinin yarattığı acil duruma karşın, et tüketiminde kesintiye gerek olmadığını, sığır etinin bile “gezegen dostu” olabileceğini iddia ediyorlar. Hatta Amerika’nın en büyük sığır eti ihracatçısı Tyson Foods, “daha iyi biftek, daha iyi gezegen” sloganıyla “iklim dostu” ürün zinciri Brazen Beef’i piyasaya sürdü.

Sentient Media’nın haberine göre bunun için de ABD Tarım Bakanlığı’ndan 61 milyon dolar hibe almışlar! Şirketin yöneticileri, “Y ve Z kuşağı tüketicilerine hitap eden bir üretimle iyimser ve farklı olmaya” çalışıyorlarmış.

İddialarına göre yaptıkları üretim yüzde 10 daha az sera gazına neden oluyormuş. Bunu eleştirenler ise haklı olarak normal bir burgerin yol açtığı emisyonların yüzde 90’ını üretmeye devam eden bir burgerin “iklim dostu” olarak adlandırılamayacağını belirtiyor. 

Bu ister istemez aklıma, liranın alım gücünün dibe çakıldığı bugünlerde ülkemizde açlıkla boğuşanları, “Enflasyonun artış hızı yavaşlayacak” diyerek oyalamaya çalışanları getirdi. 

Çevre konusunda da dünyada durum böyle. Hayvan tarımı yüzünden ortalık yangın yerine dönmüş; birileri de diyor ki bundan sonra birazcık daha az yanacak. Ortalığı alevler sarmış kimin umurunda, yeter ki kodamanların çıkarları sürsün!

1 https://madrebrava.org/media/pages/insight/people-don-t-see-industrial-meat-as-a-key-cause-of-global-warming-poll/e502b3de61-1678981785/meat-and-climate-media-coverage-analysis_madre-brava_16-march.pdf

2 https://madrebrava.org/insight/people-don-t-see-industrial-meat-as-a-key-cause-of-global-warming-poll



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları