Gül, ‘Yeşil Devrim’, BOP ve Millet İttifakı

01 Eylül 2020 Salı

Bir süredir Abdullah Gül’ün adı yine cumhurbaşkanı adayı olarak ortaya atılıyor. Üstelik bu kez AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı eski AKP’li Gül için zemin yoklanıyor! Hem de muhalefetin oluşturduğu Millet İttifakı’nın adayı olarak…

Önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İpek Özbey’in Cumhuriyet’te yayımlanan röportajında, “Bu konuda bize gelen hiçbir şey yok. Olmayan bir konuda bir düşünce beyan etmemizin mantığı yok. Soru şu: Abdullah Gül’den neden bu kadar korkuyorlar?” dedi.

Böyle bir olasılığın mümkün olmadığını kesin bir dille belirtmedi.

Sonra İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Gül’e olumlu sinyal vererek Halk TV’de konuştu:

Sayın Gül benim arkadaşım, kendisi ile ilgili olumsuz bir düşünceye sahip değilim. Ama o günün şartlarında Sayın Erdoğan’ın yıkılmaz armada olduğu dönemde atacağı adımların hesaplanması gerektiğine inandım. Bunun da doğru olduğuna bugün dahi inanıyorum. 24 Haziran’da gördüğüm şu oldu: Sayın Gül’ü isteyen genelde sol liberal diyeceğimiz dostlar grubu var.

***

Acaba yakın geçmiş Kılıçdaroğlu ile Akşener’in hafızalarından silindi mi diye düşünüyor insan…

Kılıçdaroğlu’na sormak istiyorum: Kendi partisinin tabanının, siyasal İslamcı eski bir AKP’liyi neden istemediğini gerçekten bilmiyor mu?

Kısaca hatırlatırsak, Gül, 1995’te Refah Partisi’nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı iken, The Guardian gazetesine verdiği röportajda ne demişti?

“Türkiye’de Cumhuriyetin sonu geldi. Kesinlikle laik sistemi değiştirmek istiyoruz” demişti. Gazete de bu sözleri, “Refah Partisi ‘Yeşil Devrim’in yolunu açacak” diye yorumlamıştı.

2006 yılında AKP hükümetinin Dışişleri Bakanı iken söylediklerini de unutmamalı: “Büyük Ortadoğu Projesi, Türkiye’nin dış politika ilkelerine uygun. ABD ile hareket ediyoruz. Amacımız İslam ülkelerine özgürlük ve demokrasi getirmek.”

Aynı dönemde MHP MYK üyesi olan ve “BOP’un önünde en büyük engel olarak MHP ile Ülkücülerin görüldüğünü” iddia eden Meral Akşener, ne diyordu? “12 Eylül İhtilali ve 28 Şubat postmodern darbesi Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir parçasıdır.”

O zaman nasıl oluyor da Akşener, Gül hakkında olumsuz bir düşünceye sahip olmuyor? Gül, BOP konusunda günah çıkardı da bizim mi haberimiz olmadı?

Akşener’in “arkadaşım” dediği Gül, “Atatürk ve Cumhuriyet değerleriyle ilgili rahatsızlığı var” dediği AKP’nin içinden çıkan ve yıllarca o partide en üst düzeylerde görev yapmış bir politikacı…

Yoksa Akşener ve Kılıçdaroğlu, bütün bunların unutulduğunu mu sanıyorlar?

***

CHP tabanının neden Gül’ü istemediğini bilmeyenler, bugünlerde sadece sosyal medyaya kısa bir göz gezdirerek bile öğrenebilir.

30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamasında ilk kez Atatürk’ü de anarak paylaşım yapan Abdullah Gül’e çok sayıda kullanıcı, “Hayırdır, bugün hasta değil misiniz? Ağrınız başlamadı mı?” diye sormuş. Malum, 7 yıllık Cumhurbaşkanlığı süresince 5 kez 30 Ağustos’ta hasta olmayı başararak tıp literatürüne geçti kendisi.

Herhalde kendi tarihini de unutmaya başladı CHP. Gül, AKP’nin önüne koyduğu her yasa ve atama kararını imzaladığı için “Çankaya Noteri yasamatik gibi çalışıyor” diyorlardı. CHP yönetimi, siyasal İslamcıların duruma göre takıyye yaptığını ama değişmediğini hâlâ anlayamadıysa, asıl bundan korkulur.

Akşener’e de ayrıca hatırlatmak gerekir: “Sol liberallerin” ipiyle kuyuya inilmez. Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu karanlık tablo, o grubun AKP ile işbirliğinin eseridir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakoz 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları