Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Fernas işçilerinden tokat gibi yanıt!

09 Ekim 2024 Çarşamba

Çıplak ayakla TBMM’ye yürüyen Fernas işçileri, 45 gündür direniyor. Ne istiyorlar?

AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’nun sahibi olduğu Soma’daki Fernas Madencilik’in çalışma koşullarını protesto için her yolu denediler, 2 Ekim’de başkente vardılar ve TBMM’de tüm siyasi partilerle görüşüp basın açıklaması yaptılar, günlerdir Ankara’daki Kurtuluş Parkı’nda nöbet tutuyorlar, 10 Ekim Perşembe 12.00’ye kadar çözüm için bir adım atılmasını bekliyorlar. 

Bağımsız Maden İş Sendikası’na üye olduktan sonra işten atılan madenciler, hakları için mücadele ediyor ve çalışma koşullarının düzeltilmesini istiyor.

Önemli bir kısmı daha önce 301 madenciyi kaybettiğimiz ocaktan sağ kurtulmuş işçiler olan madenciler, yeni bir Soma katliamı olmasın, Ermenek’teki cinayet yaşanmasın istiyor!

***

7 Ekim’de yayımlanan Fernas İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Raporu’nda ocaktaki durum 12 madde ile açıklandı. Özetleyerek aktaracağım:

Diyorlar ki yeraltı madenciliğine hâkim olmayan bir anlayışla çalışma yapılıyor. 2019’da ilk kurulduğunda inşaat olarak gösterilen çalışma alanında 6. irtibat (yani 2 bin 300 metreye kadar) günde 12 saat ve asgari ücret düzeylerinde işçi çalıştıran Fernas yönetimi, ceza aldığı için günde 8 saat ve 3 vardiya sistemine geçse de çalışma sistemi değişmedi, asıl alanı olan inşaat sistemleriyle hazırlık faaliyetleri sürdürüldü.

Yeraltında kullanılmaması gereken araçlar ve sirkülasyonundaki eksiklik yüzünden karbonmonoksit sorunu var. Taşıma işlemleri konveyör bant sistemiyle değil, mazotla çalışan loder, kamyon gibi araçlarla yapılıyor. Elektrikli jeneratör kullanılması gerekirken dizel jeneratör kullanıldığından egzoz dumanına neden oluyor. Bu dumana uzun süre maruz kalan işçilerde göz yanması, nefes almada zorluk ve baş dönmesi şikâyetleri ortaya çıkıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın denetime geleceği öğrenildiğinde bu araçlar yer üstüne çıkarılarak saklanıyor.

Elektrik sistemleri ile yeraltı suyunun bir arada bulunduğu için toplu ölüm riski yüksek.

Gaz ölçüm ve izlemedeki ihmalkârlık ve manipülasyon nedeniyle toplu ölüm riski var.

Kârı artırmak için yetersiz sayıda işçi çalıştırıldığından işçiler uzmanı olmadıkları alanlarda risk doğuracak işlere zorlanıyor.

İşçiler emniyetsiz çalıştırıldığı için yüksekten düşerek ölüm riski söz konusu.

Hiçbir toz emici alet olmadığı için solunum riski mevcut.

Kimyasal kullanılmasına karşın yeterli koruyucu ekipman verilmediği için ciddi zarar görme riski var. Paylaşılan görsellerde de görüldüğü gibi, birçok madencinin kollarında, kasık bölgelerinde, ayaklarında ve saç bölgelerinde yapı kimyasalları, çimento katkıları nedeniyle cilt yanıkları meydana geldi.

Yeraltı trafiğinde kullanılan araçların genel olarak fren sistemlerinde sorunlar olduğundan ve önlem alınmadığından ölüm riski var.

Yeraltında kullanılan bütün makine ve ekipmanların ATEX (alev sızdırmazlık) belgeli olması gerekirken madende kullanılan enjeksiyon makinelerinin motorları bu sertifikaya sahip değil ve bu yüzden patlama riski var.

Galeride bazı noktalarda baskı ve kabarma olduğu halde, işi hızlandırmak için yetersiz tahkimat kurulduğu için göçük riski var.

Daha önce dört kez olduğu gibi ocağı su basması sonucu ölüm riski var.

***

Raporda belirtilen sorunlara karşı Nasıroğlu ne diyor? “Marjinal grupları arkalarına almış eylem yapıyorlar” diyor!

Madencilerse tokat gibi bir yanıt veriyor:

“Biz arkamıza ailelerimizi aldık. Taleplerimiz karşılanmadan dönmeyeceğiz. Dönsek de çocuklarımıza vereceğimiz harçlık yok, paramız yok. Dönsek öleceğiz. Ölmemek için işten kaçınma hakkımızı kullandık ama bize çıkış verdiler. O zaman bu işten kaçınma hakkını kaldırsınlar, biz hep beraber toplu ölelim! Çoluğumuzu çocuğumuzu arkamızda bırakalım, en azından devlet maaşını verir!”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çukur! 6 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları