Ezen taraftaysanız, ezilen kim olursa olsun, zalimsiniz

20 Ekim 2020 Salı

Lidia Thorpe’u tanır mısınız?

Avustralya’da Victoria eyaletini temsilen seçilen ilk Aborijin senatör. 6 Ekim’de yemin etmek için, parlamentoya, sağ yumruğunu havaya kaldırıp Siyah Güç Selamı vererek girdi. 

Sol elinde ise uzun bir sopa tutuyordu. Avustralya’da 1991’den bu yana gözaltında ölen Aborijinleri temsilen, üzerinde 441 çizik bulunan bir sopa…

Dimdik yürüyerek salona girdi.

Yemin ederek defteri imzaladı.

Ardından yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Ülkede Aborijinlere yönelik sistematik şiddeti sona erdirmek zorundayız. Bunu  hatırlatmak için bu sopayı taşıyorum. Bugüne kadar 441 insanın ölümünden dolayı kimse sorumlu tutulmadı.

Parlamentoya iyi vakit geçirmek için girmiyorum. Sadece siyahların değil, ayrımcılığa maruz kalan herkesin yaşayabilmesi için sistemi değiştirmek amacıyla giriyorum.”

***

Bunu okuduktan sonra siz de onu parlamentoda alkışlayanlar gibi takdir edebilirsiniz. 

Ancak ben bu haberi görüntülü izlediğimde, Thorpe’un üzerinde gerçek bir kürk olduğunu gördüm. Kim bilir kaç hayvan katledilerek elde edilen uzun kürk pelerini sırtına atmış, gururla konuşuyordu…

Sistematik şiddeti çok sert ve kararlı bir ses tonuyla eleştiriyordu.

Sistemi değiştirmeyi vaat ediyordu.

Ayrımcılığa maruz kalanların yanında olduğunu beyan ediyordu.

Adalet için mücadele edeceğini bildiriyordu. 

Ne var ki bu mücadelesi, toplumsal şiddetin yöneldiği en alt katman olan insan dışı hayvanları kapsamıyordu… 

Bu türcü tezat mı daha ürkütücü, yoksa Thorpe’un doğadaki yıkıma karşı politikalar savunduğunu iddia eden Yeşiller Partisi’ne üye olması mı?

Kendisine bu eleştirileri söyleseniz, kuşkusuz üzerindekinin yöresel bir giysi olduğunu ve insanların yüzyıllardır onu giydiğini söyler…

Ve tabii bunu söylediği anda da sistemi değiştirmeyi hedefleyen siyasetçi maskesi düşer. 

Çünkü sömürüyü sürdürerek, zulmederek, yaşam hakkının yok edilmesine destek olarak sistem değiştirilmez. Bugün var olan sistem, güçlünün zayıfı ezmesi ilkesine dayalıdır; tamamen bireysel faydacılık temelinde ayrıcalıklılar tarafından kurgulanmıştır. 

***

Gerçek basit ama çarpıcıdır:

Ezen taraftaysanız, ezilen kim olursa olsun, zalim siz olursunuz. 

Elinde bulundurduğu maddi manevi gücü kendinden zayıf gördüklerinin üzerinde kullanan herkes zalimdir.

Emperyalistler zalimdir. 

Devlet otoritesini kullanarak halkı ezen iktidar zalimdir.

Makamına güvenerek vatandaşı ezen kamu yöneticisi zalimdir.

Sermayesine güvenerek çalışanları ezen patron zalimdir.

Çoğunluk olmaktan güç alıp azınlıkları ezen ırkçılar; farklı cinsel yönelime sahip olanları ezen yobazlar zalimdir. 

Kendi inancını dayatarak farklı inançta olanları ve inançsız olanları ezen gericiler zalimdir. 

Geri kalmış kültüre dayanarak kadını ezen erkek zalimdir. 

Aşiret kurup köylüleri ezen ağalar, tarikat/cemaat kurup müritleri ezen şeyhler, şıhlar zalimdir. 

Mahkûmları ezen gardiyanlar zalimdir. 

Otorite kurarak çocuğunu ezen anne baba, öğrencisini ezen öğretmen zalimdir.

Doğayı yağmalayan, yeryüzünün nefes kanallarını tıkayanlar zalimdir.

Kuşkusuz hayvanlara zulmeden, katledilmelerine seyirci kalan, bununla kalmayıp onlara sistematik işkence yapılan sektörleri parasıyla finanse eden insanlar zalimdir. 

***

Herkes için daha yaşanılabilir bir dünya yaratmak istiyorsak, dürüst ve tutarlı olmak istiyorsak, öncelikle kendimizi sorgulayıp içimizdeki zalimi yok etmekle sorumluyuz.

Toplumsal adalet mücadelesi vereceksek, ezilenler zincirinin en alt katmanında yer alan hayvanların mezbahalardan, deney laboratuvarlarından, fabrikalardan, yarış pistlerinden, hayvanat bahçelerinden, çiftliklerden, akvaryum parklarından, pet shoplardan, sokaklardan yükselen çığlıklarını duymak zorundayız.

Yaşamın her alanında insanlar tarafından esir edilip çalıştırılan, işkenceden geçirilen, dövülen ve gaddarca katledilerek yaşam hakları ellerinden alınan milyarlarca hayvanı görmek zorundayız.

Yarattığımız bu vahşetle yüzleşmek zorundayız.

Türcülüğü yenmek zorundayız!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakoz 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları