Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Dindarların gazabı

22 Eylül 2021 Çarşamba

 “Bizim dindar insanlarımızın bile tamamen tersine döneceğini bir gün göreceksiniz. Çünkü onlar hamaset dolu konuşmaların yanında cebine giren paraya bakar, cebinden çıkan paraya bakar. Orada bir eksilme görüyorsa din, iman, vatan, millet bunlar bir kenarda durur yine onlara saygısını eksik etmez ama değer yargıları tamamen değişebilir. Dindarların gazabından korkmak lazım. İşlerine gelmeyen bir şeyle karşılaştıklarında ne aslandı ne kaplandı hiçbirisini dinlemez bu insanlar.”

AKP’nin kurucularından, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, siyasetteki deneyimini TV 5’te böyle anlattı. 

Sözleri büyük tepki aldı. “Kişi kendinden bilirmiş işi” diyenler, “Bu ne hadsizlik!” diye çıkışanlar oldu. Bazıları “Doğru söylemiş, bunlar paraya tapar!” diyerek hak verdi. Kimisi de “Kendimden de biliyorum demeyi unutmuş” diye alaycı bir yorumda bulundu.

Belli ki anlatmak istediğini yanlış kavramlarla aktarmış Arınç. İşine geldiği için dönüşüm geçirenlere, “dini kendi çıkarları için araç olarak kullanan” anlamında “dinci” demek gerek. Çünkü aksi halde Arınç’ın sözleri, “Dindar insanlar için en belirleyici değer paradır” anlamına gelir. Bu durumda, yaşam felsefesini maneviyat üzerine kurma iddiasındaki insanlara hakaret etmiş olur...

Arınç, aslında, dindar insanların sonsuza kadar AKP’yi desteklemeyeceğini, geçinemez hale gelirlerse, ekonomik zorluklar yüzünden zarar görürlerse, bu partiye sırtlarını dönebileceklerini anlatmaya çalışmış.

Değer yargılarını para nedeniyle değiştiren insanlar sadece dinciler arasından çıkmıyor elbette. Parayla satın alınabilen insanlar, dinci de olsa inançsız da olsa karaktersizdir. Ama bu ülkede din kisvesi altında menfaat sağlayanlar, halkı sömürenler o kadar fazla ki çoğu kişi, Arınç’ın sözlerini ister istemez din bağlamında yorumladı.

İSRAF ARTARKEN ADALETSİZLİK YAYILIYOR

İşsizlerin açlıktan intihar ettiği, yolsuzlukların ayyuka çıktığı bir toplumda bu konularda tek kelime etmeyen Diyanet İşleri Başkanı, israf fetvası verip kendisi lüks makam araçlarıyla dolaşıyorsa...

İnsanlar tek bir maaş alamazken AKP’li bürokratlar çoklu maaşlarla ülkeyi arpalığa çeviriyorsa...

“Porsiyonlarımızı küçültelim” diyerek vatandaşa tavsiyede bulunan Emine Erdoğan, dehşet verici hayvan katliamlarıyla üretilen on binlerce dolarlık lüks çantalar kullanıyorsa...

Asgari ücretliler karınlarını doyuracak ekmek bulmakta zorlanırken Saray, 4 milyar 39 milyonluk bütçesiyle, bir asgari ücretlinin 1 yıllık ücretini 4 dakikada harcıyorsa...

THK’nin yangın söndürme uçakları, bakımları için 4-5 milyon dolar gerekiyor denilerek hangarda çürümeye terk edilirken Cumhurbaşkanlığı için 8 VIP uçaktan oluşan bir filo yaratılıyorsa... 

Zarar ettiği gerekçesiyle çalışanlarının maaşından kesintiler yapan THY’nin üstlendiği uçak filosu bakım maliyetinin ise en az 13 milyon dolar olduğu biliniyorsa...

Her felakette “Biz bize yeteriz” diyerek kendi yurttaşlarına IBAN verip para toplayanlar, Arnavutluk, Sudan, Suriye ve Somali’ye milyonlarca dolar hibe yardımında bulunuyorsa...

Böyle bir ülkede adalet istemenin din ya da inançla ilgisi yoktur! 

Haksızlığa karşı ses çıkarmak, onurlu bir insan olmanın gereğidir. 

Ne yazık ki dindarlar, israf, hak yeme ve yolsuzluk üzerine kurulu AKP düzenini bugüne kadar fazlasıyla sırtında taşıdı. AKP’ye yıllardır oy veren dindar seçmenler, yandaş medya her ne kadar gizlemeye çalışsa da artık kendilerini de etkileyen gerçekleri görmezden gelemeyecek. 

Çünkü sadaka kültürüyle, kurduğu devasa çıkar ağıyla, kendisinden önceki 80 yıldaki borcun yedi katı kadar biriktirdiği borçla bugüne kadar gelen iktidar, sonunda tencerelerin altındaki ateşi tamamen söndürme noktasına getirdi.

Arınç’ın bahsettiği dindarların gazabının, ülke için hayırlara vesile olmasını dileriz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları