Devlet, namus borcunu yine ödemedi

24 Ocak 2021 Pazar

28 yıl önceydi...

Ankara’da çok soğuk, yağışlı bir pazar günüydü.

Öğleden sonra evdeyken, TV’de Son Dakika haberi olarak Uğur Mumcu’nun suikast sonucunda yaşamını yitirdiğini duydum. 

Annem, babam ve ben ekranın önünde donakalmıştık.

Eve aniden çöken ölüm sessizliğini babamın “Alçaklar!” diye haykırışı bozdu.

Biz annemle birbirimize sarılıp ağlarken, milyonlarca yüreğe ateş düşmüştü...

Ağlıyorduk, çünkü bir insan katledilmişti.

Dehşet içindeydik, çünkü katliamda C-4 tipi plastik bomba kullanılmış; bir insan bedeni paramparça edilmişti.

Aşırı derecede üzgündük, çünkü cesur ve dürüst bir gazeteci susturulmuştu.

Korkuyorduk, çünkü suikastlar zinciri devam edebilirdi.

Endişe içindeydik, çünkü ülkenin geleceğini düşünüyorduk.

Lanet ediyorduk, çünkü bir hayatı bu şekilde sona erdirmenin FAŞİZM olduğunu biliyorduk!

UĞUR MUMCU FİKİRLERİYLE YAŞIYOR

Sağanak yağış altındaki bir günde uğurladık Uğur Mumcu’yu... 

Türk bayrağına sarılı tabut, Ankara Adli Tıp Morgu’ndan alınıp Cumhuriyet gazetesinin Ankara bürosunun önüne getirildi. Yol boyu halk, “Türkiye laiktir, laik kalacak!” sloganları attı. 

Gazetenin önünde toplanan yüz binlerce vatandaş, ‘kalpaksız Kuvayı Milliyeci’ yoldaşını alkışlarla karşıladı. Ben de o kalabalığın arasındaydım. O sırada çalan türkünün “Ankara’nın taşına bak, gözlerimin yaşına bak, Uyan uyan Gazi Paşa, şu feleğin işine bak” sözleri eşliğinde keder ile öfkenin birbirine karıştığı çok ağır bir hava vardı.

Uğurlar ölmez, katillerden hesap sorulsun!” diyordu halk. 

500 bin civarında insanın katıldığı belirtilen kortejin arasında yürürken, Uğur Mumcu’nun benim için taşıdığı anlamı düşündüm. 

O güne kadar bazı toplantılarda konuşmalarını dinlemiştim, kitaplarını eksiksiz okumuştum ama şahsen hiç tanışmamıştım. Çocukluğumdan beri her gün eve alınan Cumhuriyet gazetesinde merakla baktığım ilk köşelerdendi Gözlem. 

Dik duruşunu, düşüncelerini yalpalamadan savunuşunu, laiklik konusundaki ödün vermez tavrını, kusursuz araştırmacılığını imrenerek izledim. Onun varlığı aydınlanma mücadelesine müthiş güç katıyordu. Üniversitede gazetecilik eğitimi alma isteğimin ardındaki önemli etkenlerdendi Uğur Mumcu...

Böylesine değerli bir aydın niye yok edildi?

28 yıl önce, “Tarikatlara ve cemaatlere alınan genç çocuklar 30 sene sonra general olacaklar ve Cumhuriyete karşı ayaklanacaklar” diye yazarak gerçeği olacakları haber verdiği için!

BERAAT ETTİRİLEN SANIKLAR!

Cenaze töreninde hükümet yetkilileri, “Mumcu’yu öldürenleri bulup adalete teslim etmenin devletin namus borcu olduğunu” söylemişti. Sonra hükümetler değişti, yeni iktidarlar geldi geçti ama Uğur Mumcu’nun katilleri adalete teslim edilmedi.

Aksine gazeteci Alican Uludağ’ın geçen hafta yaptığı özel habere göre, kırmızı bültenle aranan Selahattin Eş, Ali Akbulut ve Aydın Koral adlı 3 sanık beraat ettirildi!

Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerinin arkasındaki örgüt olan yasadışı Tevhid-Selam Kudüs Ordusu üyesi olmak suçundan yargılanan bu sanıklar, mahkemenin “tutuklanmama güvencesi” vermesinin ardından Türkiye’ye gelmiş ve savunma yaptıktan sonra da beraat ettirilmiş.

Gerekçe ne dersiniz? 

Skandal kararda, “sanıkların dini inanç ve düşünceleri çerçevesinde Türkiye’de çalışırken 28 Şubat süreci ile birlikte kendilerini güvende hissetmediklerini düşünerek İran’a gittikleri” savunulmuş! 

Uğur Mumcu’nun arabasına bombayı yerleştiren terörist Oğuz Demir ise hâlâ firari.  

28 yıl geçti ama devlet, Uğur Mumcu suikastını gerçekleştirenleri bulup adalete teslim etmedi. Nedenini biliyoruz.

“Ben, Atatürkçüyüm...

Ben, Cumhuriyetçiyim...

Ben, laikim...

Ben, antiemperyalistim... 

Ben, tam bağımsız Türkiye’den yanayım...

Ben, insan hakları savunucusuyum...

Ben, terörün karşısındayım...

Ben, yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. 

Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın! 

Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar doğacaktır” dediği için...

Devlet, namus borcunu ödemedi.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakoz 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları