Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Asıl mesele yaşam tarzına müdahale

20 Aralık 2020 Pazar

Prof.Dr. Ebubekir Sofuoğlu’nun Akit TV’de kullandığı ifade nedeniyle başlayan tartışmada meselenin özü gözden kaçırılıyor. 

Program sırasında, “üniversiteler fuhuş yuvası” dediği söylenen Sofuoğlu’nun eleştirilere karşı açıklaması şöyle: 

“Ben üniversite ile ilgili açıklama yapıyorum, yanımdaki konuk sözümü kesiyor, işte üniversite şehrin yapılarına katkıda bulunuyor derken ‘yapılar’ diyor. Ben ‘o yapılar’ diyerek o özne ile açıklamaya başlıyorum. Üniversiteyi anlatmıyorum ki orada ve üniversiteyi anlatmadığımı devamında söylüyorum, apartlar diyorum. Ondan sonra gidin emlakçılar, komşular size anlatsın diyorum. Emlakçılar, komşular üniversiteyi ne bilir. Çok ilginç yani, özür dileyecek bir şey yapmadım ki ben, şu sözü söylemedim, böyle bir şey olabilir mi?”

***

Bu açıklamayı okuyunca, zihnim 7 yıl öncesine gitti:

Tarih: 4 Kasım 2013. 

Yer: AKP Kızılcahamam kampı.

Kürsüde dönemin Başbakanı R.T. Erdoğan konuşuyor. Üniversite öğrencilerinin yurt sorunlarına değinirken birden ilginç bir “denetim” hazırlığından söz ediyor.

“Denizli ilinde şahit olduk. Yurtların yetersizliği beraberinde çeşitli sıkıntılar doğuruyor. Üniversite öğrencisi genç kız, erkek öğrenci ile aynı evde kalıyor. Bunun denetimi yok. Muhafazakâr demokrat yapımıza bu ters. Vali Bey’e bunun talimatını verdik. Bunun bir şekilde denetimi yapılacak.”

O sırada CHP İstanbul Milletvekili olan Umut Oran, soru önergesi vererek sözü edilen denetimin, bireysel hak ve özgürlükler bağlamında anayasaya aykırı olduğunu vurguluyor.

Ve soruyor: 

Bu ‘bir şekilde denetim’ nasıl yapılacak, Emniyet müdürlüklerindeki ahlak bürosu polisleri ev baskınları mı yapacak?”

***

Tarih: 5 Kasım 2013.

Yer: Esenboğa Havalimanı.

Başbakan Erdoğan, Finlandiya ziyaretinden önce basın toplantısında konuşuyor.

“Bir defa biz artık kız-erkek karışık yurt dönemini kapattık. Kızlarla erkeklerin aynı kampusu paylaştığı yurtlar aynı yerlerde kalmalarına fırsat verecek yurtlar bundan böyle olmayacak. Ev olayına gelince aynı daireyi kız erkek paylaşımı noktasında şikâyetler var. Bu konuda muhafazakâr demokrat bir iktidar olarak ne gibi bir düzenleme yapılabilir, bu çalışmaları yapıp bu şikâyetleri değerlendireceğiz” diyor.

Bunun üzerine bir gazeteci ile Erdoğan arasında şu konuşma geçiyor. 

Gazeteci: “Valiliklerin ne gibi bir yetkisi var bu evler için?” 

Erdoğan: “Bu düzenlemeden sonra gerekli yetkiyi alırlar.”

Gazeteci: “Bunlar özel ve müstakil. Kişilerin özel evleri. Nasıl bir yetkiyle?”

Erdoğan: “Kişilerin müstakil, özel evlerinde bir farklı kız, bir farklı genç, ikisinin aynı evde kalması ne denli acaba uygun olabilir... Bu konuda yasal düzenleme yapılması gerekiyorsa biz bunu da yaparız. Şu an valiliklerin bu konuda inisiyatifleri varsa bu inisiyatifleri de kullanmaları gerekir.”

Erdoğan bunları söylerken hemen sağında oturan da dönemin Başbakan Yardımcısı Ali Babacan... 

***

Bunları bir arada değerlendirince kolay olanı değil, zor ama gerekli olanı söylemek gerek. 

Şu anda herkes, bazı AKP’liler dahil, Sofuoğlu’nu kınıyor. Videoyu defalarca izledim. Her ne amaçla olursa olsun, kullandığı ifade çok çirkin. Böyle sığ birini mazur gösterme gibi bir düşüncem asla olmaz. 

Ancak programda o sırada üniversitelerin çevresindeki yapıların gelişimine yaptığı katkıdan söz ediliyor. Tam da Erdoğan’ın 2013’te gündeme getirdiği, üniversitelilerin birlikte kaldıkları evlere geliyor konu.

Öyleyse biz de gelelim asıl meseleye... Yani “kızlı erkekliye”...

18 yaşındaki bireyler yasalar karşısında yetişkinse, oy verme yeterliliği olan, doğru ile yanlışı ayırt etme kabiliyeti bulunan insanların aynı evde kalmasının sakıncası nedir? 

2013’te Erdoğan’ı sessizce dinleyen Babacan’ın yeni partisi DEVA adına açıklama yapılarak Sofuoğlu eleştirilmiş. Bu iyi elbette ama acaba Babacan, 18 yaşındaki iki bireyin özel mülklerde birlikte kalması ya da karma yurtlar konusunda şu anda ne düşünüyor? 

7 yıl önce AKP’nin savunduğu düzenleme, İran’daki ahlak polislerinin yaptığı gibi yaşam tarzını kontrole varan bir uygulamadır. 

Aynen alkollü içki satışının salgın bahanesiyle yasaklanması gibi!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları