Taşlanmadığımız günlere...

11 Mayıs 2023 Perşembe

Şu seçim kampanyası döneminde neler gördük neler... 

Yalan, iftira ve tehditlerle insanların nasıl korkutulduğunu gördük. Yalan olduğunu herkesin bildiği iftiraları, tekrar tekrar söyler, yayarsak, cahil kesim inanır diye insanların aşağılandığını, aklımızla alay edildiğini gördük. 

Bol bol küfür işittik. Sürtük, çürük, düşük, ahlaksız, yalancı, sahtekâr, terörist, bölücü terörist, hedef fukarası, geri zekâlı, eşkıya... 

Muhalif partileri kurşunlatmaya, liderlerini taşlatmaya, iktidarın maşası yargı yoluyla muhalifin önünü kesmeye çalıştılar... Kendileri gibi düşünmeyeni “düşman”, “işgalci”, “vatan haini” ilan ettiler. 

Üstelik hiç ama hiç eşit koşullarda olmayan bir yarışta, halkın parasını kendi propagandaları için kullandılar. 

Bunlar dürüst, namuslu, ahlaklı, samimi, vicdan sahibi insanların yapabileceği şeyler değil. Bu saydıklarım bir kişilik bozukluğu değil de nedir... Kendine güvensizlik, kendini bilmezlik mi? Elindekini kaybetme korkusu mu? Çıkar tutkusu mu? Yoksa salt kötülük mü? 

YAŞASIN GENÇLER 

Öte yanda, yine bu kampanya boyunca ülkemde güler yüzlü bir muhalefet gördük... Sevgi, sükûnet dolu bir muhalefet. 

Gençlerin ne denli yaratıcı olduğunu gördük... Bu ülkenin mizahtan asla yoksun kalmayacağını gördük... İçinde yaşanılan tüm güçlüklere, yokluğa, yoksulluğa karşın kendine güvenen, namuslu insanların, geleceğe umutla bakabildiklerini gördük. Bundan güç kazandık. 

Ülkeyi terk eden Boğaziçili gençlerin “Siz isteyin döneriz” kampanyasını izlerken gözyaşlarımı tutamadım. (Dünkü Cumhuriyet’te ayrıntılı haberi vardı.) Dünyaya dağılmışlar, ilim, bilim üzerine çalışıyorlar. “Yüz yıl önce kurulan bir hayalin mirası ve mirasçılarıyız. Kıvılcım olarak geldik, alev olarak döneriz” diyerek Ata’nın sözleriyle sesleniyorlar. Muhteşemler! 

Sosyal medya fenomeni gepegenç bir kadının (yüzbinlerce takipçisi varmış: busra_kilic02) videosu beni hem gülümsetti hem de ona sarılıp öpmek istedim. Bir yandan boyanırken bir yandan da kadın erkek eşitliğini savunarak niçin Kemal dedeye oy vereceğini anlatıyordu. “Başka siyasi görüşte olduğumuz için taşlanmadığımız günlere...” diye bitirdi sözünü...

Hayatımızın en adil olmayan seçimine giderken aklımızı başımıza toplayalım ve sakın umudumuzu yitirmeyelim. 

ON İSTEK 

Bir ara (2008-2018) sivil toplum kuruluşları önderliğinde TkMM (Türkiye küçük Millet Meclisleri) çalışması vardı. Şanar Yurdatapan 2018 seçimleri öncesinde STK’lerin belirlediği 10 İSTEK metnini yollamış. “Hepsi bugün de aynen geçerli. Koyalım adayların önüne, ne diyecekler acaba” diye soruyor...

Buyurun 10 İstek metnini paylaşıyorum: 

“1) Görevimin YASAMA olduğunu unutmayacak, sadece el kaldırıp indirmekle yetinmeyeceğim.

2) Kapım sosyal işler için gelenlere açık. Bireysel iş takibi memuru olmayacağım. 

3) Siyasi rakiplerimi yıpratarak yükselmeye çalışmayacağım. Hedeflerime odaklanacağım.

4) Sivil toplumun karar süreçlerine aktif katılımı için çaba göstereceğim.

5) Konuşma ve eleştirilerimde herkese saygılı bir üslup konusunda duyarlı olacağım.

6) Bütün yurttaşların ırk, dil, din, cins farkı gözetmeksizin eşitliği tartışılmaz ilkemdir.

7) Bütün çalışmalarımda her türlü ayrımcılığı dışlayan bir yol izleyeceğim.

8) Devlet kurumlarının yıpratılmamasına özen göstereceğim, açılmış yaraların onarılması öncelikli görevlerimden biri olacak.

9) Ekonominin ‘günü kurtaracak’ ama yarını tehlikeye sokacak önerilere imza atmayacağım.

10) Halkın oylarıyla oturacağım koltuk benim için geçici bir sınav mekânıdır. Günü geldiğinde onu yeni sahibine elim titremeden devretmeye hazırım.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları