Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Türk romanında hekim imgesi - Prof. Dr. Süleyman Kalman
Tıbbiyeliler Türkiye’deki çağdaşlaşma çabalarında hep ön saflarda, Jön Türk hareketi içinde ve Kurtuluş Savaşı kadrolarında yer almışlardır. İlk Jön Türk karakterlerinden birini Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “Bir Sürgün” romanında buluruz. Buradaki Dr. Hikmet özelinde, Doğu ile Batı arasında bocalayan bir neslin dramı anlatılır. Reşat Nuri’nin Çalıkuşu romanı, Osmanlı aydınının Anadolu’yu keşfini anlatır. Buradaki hekim Feride’nin idealist bir öğretmen olmasına yardımcı olur.
Peyami Safa’nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanında da doktor, roman kahramanın karşısında alabildiğine kozmopolit bir karakter olarak belirir. Yakup Kadri’nin “Sodom ve Gomore” romanında işgalci Batı, başkentimizde zevk âlemleri yapmaktadır. Anadolu’daki kurtuluş hareketine hayranlık ve nedametle bakan roman kahramanı İstanbul’un çürüdüğünü söylediğinde hekim arkadaşı “Ateşin temizlemeyeceği pislik yoktur” diye yanıt verir. Kemal Tahir ise Yorgun Savaşçı’da, Dr. Münir’in ağzından cumhuriyet fikrinin galip devletler eliyle ortaya atıldığı biçiminde spekülasyona açık bir kuram ortaya koyar.
AYDINLANMANIN İTİCİ GÜCÜ
Cumhuriyet döneminde yeni ülkenin sağlık sorunlarında hekimlerin alacağı görevler çıkar karşımıza. Bunlardan Reşat Nuri’nin “Kavak Yelleri” romanı Anadolu’ya geçen hekimlerden birinin orada yaşadıktan sonra ideallerini yitirmesini ve bir esnafa dönüşmesini anlatır. Bu Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte hekimlikte yaşanan kırılma noktasıdır. Toplumsal dönüşümler sonucunda oluşmakta olan toplumsal sınıfların üst kısmında yer almaya çabalayan hekim tipi karşımıza çıkmıştır. Ona benzer bir hekim portresini Halide Edip Adıvar’ın “Kerim Usta’nın Oğlu” adlı romanında görürüz. Ailelerin çocuklarına ideal meslek sahibi olarak gösterebilecekleri bir eğitim-öğretim broşürünün parlak öznesidir.
Salgın hastalıklarla mücadelede Sadri Ertem’in “İki Sıtmalı” öyküsünde devlet, köylülere sıtma ilacı dağıtır, sıtma ile mücadele başarılır ama iki ihtiyar ısrarla ilaçlarını içmez ve iyileşmez. Öyküde devletin Osmanlı’dan beri sürüp gelmiş ceberrut tavrının, halkta yarattığı, korku vurgulanmıştır. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü iki kültür arasında bocalayan toplumumuzun çelişkilerini ele alır. Romanda ruh doktoru Ramiz’e giden Hayri İrdal hasta adam olarak Osmanlı’nın son dönemini, doktorun ona kurgulanmış bir rüyayı zorla gösterme isteği toplumun devrimler yoluyla dönüştürülmesi çabalarını simgeler.
Cumhuriyetin koruyucu hekimlikteki başarılarının yanında, bir başka önemli kazanımı da kız çocuklarına eğitimde fırsat eşitliği tanımasıdır. Böylece kız çocukları tıp eğitimi alarak sağlık ordusunun saflarına katılmaktadır. Erendiz Atasü’nün “Yaşlı Bir Genç Kız” isimli öyküsünde karamsar ama gerçekçi satırlarla, tıp eğitiminin ağırlığı ve okulun bitiminde olması olası sorunlar yansıtılır.
TİCARİLEŞEN İLİŞKİ
Çukurova’nın, yoksul insanlarını, ilk sanayileşme sancılarını yazan Orhan Kemal, eserlerinde köylülerin “memleket hastanesi”nde çektikleri sıkıntılardan, sıtma, trahom ve saplıcandan ve ölümcül iş kazalarından söz eder. Büyük kentte eğitim görüp Anadolu’ya tayin olmuş hekimler, bazen koyu bir yabancılaşma sorunu yaşarlar. Bunu yazan romanlardan biri de Erhan Bener’in “Yalnızlar”ıdır.
Çileli bir yaşam sürmüş, ancak bu yaşama anlam arayışlarıyla farklılık katmış Tezer Özlü, 12 Mart döneminin savruluşları, kişisel sıkıntılar nedeniyle ruhsal problemler yaşamış ve yazılarında çok sert hekim gözlemleri de olmuştur. Hekim, hasta, hastane üçgenini en sık anlatan, en canlı, en yürek burkan portreleri çizen yazar, hastanelerde uzun süre çalışmış olan Nihat Genç’tir. Yoksul ve felçli hastaları, işinden bıkmış doktorları, hastanelerde olmazsa olmaz meslekleri (lağmancı, etekçi vs.), hastanelerin gizli patronları “hademeleri” ve icraatlarını dile getirir.
Sonuçta, Osmanlı’nın son, Cumhuriyetin ilk dönemindeki idealist, siyasetin içinde yer alan hekim tipi, toplumsal işbölümü gereği daha çok mesleki sınırları içine çekilmiştir. Cumhuriyetle birlikte birçok salgın hastalık yok edilmişse de, günümüzde sağlıkla ilgili sorunlar sürmekte, özelleşme yaygınlaşmakta, hasta-hekim ilişkileri daha da ticarileşmekte ve hekimlerin saygınlıkları azalmaktadır. Edebiyatımızın bu yeni döneme bakışı ayrıca bir merak konusudur.
PROF. DR. SÜLEYMAN KALMAN
GATA, ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI EM. ÖĞRETİM ÜYESİ
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
Mezhep çatışması değil insanlık suçu
-
Emekliye bayram ikramiyesi ne kadar olacak?
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
-
Trump döneminde ABD ve dünya nereye gidiyor?
-
Yurttaşın Ekonomi Çığlığı:
En Çok Okunan Haberler
-
Oyuncu Şinasi Yurtsever hayatını kaybetti
-
Flash TV ve Pozitifbank'a el konuldu
-
Yeni Akit yazarı görevinden uzaklaştırıldı
-
İstifa eden dekandan ilk açıklama
-
Özgür Özel istifasını istemişti: Yusuf Özcan istifa etti
-
'Kendi cebinden ödeme' suçu
-
ATM'den para çekmede yeni dönem!
-
Zafer Algöz, 'Şinasi Yurtsever' paylaşımını sildi
-
'Amerika'nın müşterisi yapıldı'
-
Erdoğan, 92 yaşındaki yurttaşa el öptürdü