Beter bir yılın son yazısı. Hemen hiç iyi bir şey olmamış bir yıl. Salgın binlerce can almış. Ekonomik kriz vurmuş; insanlar aç kalmış, buzdolapları boş; çocuklar açlıklarını unutmak için su içiyor! Anneler elindeki son parayla bez mi, süt mü alayım derdinde? Türk Lirası erimiş. Döviz uçmuş gitmiş. (“Bırak gazeteyle uğraşmayı, dolar molar yaz” dediler, anlamam dedim ama ben ekonomistim diyen de anlamıyor, yazayım bari!)

DOLAR ÇIKINCA ALANLAR

19 Aralık’ta ne konuşuyorduk? Dolar 22 lira olana kadar durmayacak bu çılgın gidiş, 22’de anlaşmışlar diyorlardı, değil mi? Dolar 18 lira olmuştu ve insanlar son paralarıyla deli gibi dolar aldılar! Sonra ne mi oldu? Nebati’nin gözleri ışıldadı. Işığı gören büyükler, dolarlarını 18’den sattı. Dolar lunaparktaki araçlar gibi son sürat düşmeye başladı. Gece yarısı 12 TL’ye kadar indi mi? Sabah 18’den satanlar ellerindeki TL ile bu kez 19 milyar dolar satın aldı!

Kılıçdaroğlu diyor ki: “20 Aralık gecesi, Vakıfbank 4.5 milyar dolar, Halkbank 3.6 milyar dolar, Ziraat bankası 6.5 milyar dolar, Merkez Bankası’nın arka kapısından 4.5 milyar dolar, toplamda 19.1 milyar dolar satıldı.” Nebati ne diyor? “Olan küçüklere oldu, pahalıdan alıp düşünce zarar ettiler.” Çünkü işin kuralı, çıkarken değil, düşerken almaktır, çıkarken satmaktır ama bunu küçükler, fakirler bilmez ki?

HERKES TERÖRİST

Ekonomi böyle! Adalet ne durumda? Cumhurbaşkanı en yüksek yargı organı olarak konuşup önce “Durmuş Yılmaz’a dava açın” deyip ceza biçti. “Milletvekili olarak yırtar ama para cezasını ödemek zorunda kalır” dedi. Ardından İçişleri Bakanı Soylu, İBB’ye müfettişlerini yolladı, terörist avı başlattı. Sonrasında İBB’ye kayyım mı atanacak lafları ortalığı sardı. Ekrem Ankara’ya gidip Mansur’la türkü söyledi. Boji, kaka kumpasından sonra ortaya çıkıp otobüste görüntülendi. AKP İstanbul İl Başkanlığı, Edirne’deki Selimiye Camisi’nin önünde RTE’nin fotoğrafının bulunduğu “İstanbul Tamam” yazılı bir afiş bastırdı! Bu ne demek şimdi? Ekrem, Cumhurbaşkanı; Tayyip Bey, İBB Başkanı; Nebati, Cem Yılmaz’a rakip stand up’çı mı olacak? Dolar vurgunu yemiş halk perişan, doları vurmuş zenginler daha da zengin; sokaktaki lif satıcısı teyze ekonomist, ekonomi bakanları falcı!

SOKAKTAKİ CANLAR

Yeni yıldan beklentilerin ne derseniz, günah keçisi yapıp cezaevinde tuttuklarınızı serbest bırakın demiyorum, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş tamamen siyasi ve kişisel nefretler nedeniyle içerde. Müebbete mahkûm edilmiş, günah keçisi yapılmış öğrenciler için adalet istemek neye yarıyor? Mektuplarınızı alıyorum, okurken içim kıyılıyor. Şakran’dan yazan güzel kızım, dosyaların elime geçiyor. Ben ne yazayım size?

Yeni yılda insanlara yaptığınız kötülükler yetti de bari sokakta yaşayan canları rahat bırakın diyorum! Kötücüllüğün de bir sınırı yok mu? Elbette bu hayvanların sağlıklarına bakmak, kısırlaştırmak, satın alınanların sahipleri tarafından terk edilmesini sağlam cezalarla önlemek, mahalle içlerinde çeteleşmelerini önlemek halk sağlığı açısından zorunludur. Ama çare onları öldürmek ya da açlıktan ve hastalıktan ölmeleri için RM’lere doldurmak değildir! Aynı dünyayı paylaşıyoruz onlarla, ne hakkımız var öldürmeye?

Tımarhanede hâlâ akıl sağlığını tam yitirmemiş, tansiyon ve depresyon sorunlarıyla boğuşmayanlar için huzurlu bir yıl diliyorum, diğerlerine sabır ve sağlık! Güzel günler gelecek, tünelin ucu gözüktü, az daha dayanırsanız hep beraber sonunu göreceğiz!