Yazgülü Aldoğan

Maskeli balo!

30 Nisan 2020 Perşembe

Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı; İslam âleminin müstakbel halifesi, dünyanın kıskanılan lideri; korona krizinden memleketinde günde 100 kişi ölürken yaptığı “Ulusa Sesleniş” konuşmasında emrinde çalışan bir memurun vakıflara ait bir araziyi aylık 258 liraya kiralamasına öyle bir sahip çıkıyor ve muhalefet partisine öyle bir hakaret ediyor ki sanırsınız memlekette başka hiçbir sorun yok!

Diyanet İşleri Başkanı, ramazan gibi en uhrevi günde, müminlerin hepsini hastalık ve ölüm korkusu sarmış, kimileri yakınlarını kaybetmiş, cenazesine bile katılamamış, yasını tutarken acılarını paylaşmak yerine, başka konu yokmuş gibi zinadan, korona salgınını eşcinselliğe bağlayıp insanları aşağılıyor. Karşı çıkan barolara tabii ki Cumhurbaşkanı ağzının payını veriyor: “Diyanet İşleri Başkanı İslamı temsil eder!” Yine laiklik diye başlamayın, maskeli balo bu; ne tesadüf, bizden beter krizde olan ABD’de de gündemi değiştirmek için kaç yıldır rafta bekleyen UFO görüntülerini yayına soktu, ha din, ha uzaylılar, uyuşturucu etkisi yapar!

İnsanlar bir lokma ekmeğe muhtaç, muhalif belediyelerin yardım yapmasını engelliyor. Herkes sadece ona muhtaç olsun istiyor ama ta Avrupa’dan Amerika’ya gururla yolladığı maskeleri, belediyeleri saf dışı ettiği için, kendi vatandaşına ulaştıracak yöntemi bulmayı beceremedi! Dün yine iki polis geldi kapıma, kolonya ve maske getirmişler, beni seviyor! Bin lira para dağıtılacak, PTT önündeki kuyruklarda insanlar sabahtan akşama kadar bekliyor. CHP’li belediye bedava ekmek verirse terörist! Sizin belediyelerden başka derdiniz, iktidarda kalmak için belediyeye saldırmaktan başka yönteminiz yok mu?

Kim bu ölenler?

Bu “maskeli balo”da eğlenmeyi bırakıp ciddiye gelelim. Korona ile ilgili istatistikler ne kadar doğru? Sayılarda indirime gidildiğine ilişkin kanıtlar var. Doğru kabul etsek bile eksik. Kim bu ölenler? Ben bir gazeteci ve sosyolog olarak incelemek ve yazmak istiyorum. Bilim insanları da ama veri namus gibi verilmiyor! ABD’de hasta hakları gözetilerek kayıpların isimleri dışında bütün bilgileri veriliyor. Virüsün yaş almış, erkek, kronik hastalığı olan, sigara içen kitlede daha büyük tahribat yaptığını biliyoruz. Ya gerisi? Kurbanların sosyoekonomik grupları nedir? Eğitimleri, gelirleri, meslekleri, işleri, yaşam biçimleri, yaşadıkları yer, ırk, etnik kökenleri belirleyici midir?

Yaşlı var, yaşsız var

Ve risk grubunda diye 45 gündür tecrit ettikleri, sağlığa mı çürümeye mi mahkûm ettikleri belli olmayan 65 yaş üstü gruba gelince. Biraz daha hapis kalırlar ve dışlanırlarsa virüs kapmadan zaten her türlü hasta olacaklar! Ağaç budar gibi yapıp genç fidanlara yer açıyor, emekli maaşından, sağlık giderlerinden mi kurtulmak istiyorsunuz? Sokağa çıkma yasağı olan günlerde iki saat çıkıp yürüsünlermiş. Gözümün önündeki tablo; evlerinden çıkan titrek bacaklı, beyaz saçlı, gözleri güneşten kamaşan zombiler, unuttukları sokakta düşe kalka yürüyor, korku filmi! O insanlar sokağa çıkmayı bankaya, markete, eczaneye gitmek ve tabii biraz da hareket etmek için istiyor!

Kötü bir rastlantı mıdır, 1 Mayıslar’ın işçinin bayramı değil, kâbusu olması? İşi olan çalışırken virüse yakalanmaktan, işten çıkarılmış olan, aç kalmaktan korkuyor! İnşaatlar durmuyor, maden ocakları durmuyor, kargo şirketleri durmuyor, kuryeler maskesiz koşturuyor.

Ama ne gam, suratlardaki maskeler kiminin ikiyüzlülüğünü örtüyor, kiminin çaresizliğini, kiminin korkusunu. Maskesi olmayanlar ise maske peşinde koşuyor! Ve ben bir şey daha merak ediyorum: Kriz duyulur duyulmaz neden Saray’ı bırakıp Huber Köşkü’ne kapandı ve hiç çıkmadı? Ne maskeli, ne maskesiz?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları