Yahya Arıkan

Kazanç Yok Ama Vergi Var!İhbar tazminatı uygulamalarına dikkat

14 Ekim 2011 Cuma
\n\n\n

Modern vergi sistemleri kazanç”, “harcamave servetüzerinden alınan vergiler olmak üzere üç ana başlık altında incelenir. Kazanç üzerinden alınan vergide, gelir ve kurumlar vergisi devreye girer. Gelir vergisi gerçek kişilerin elde ettikleri kazançlar üzerinden, kurumlar vergisi ise şirketler ve diğer kurum ve kuruluşların kazançları üzerinden alınan vergidir.

\n

Bu açıklamaları yazdım, çünkü dünyanın neresinde olursanız olun, vergi hukuku şu basit tanımlamayı mutlaka yapar: Elde edilen kazanç üzerinden, kazanç vergisi alınır. Nitekim Gelir Vergisi Kanunumuzda gelirin tanımını şöyle yapılır: Gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır.

\n

İşte bu tanımdan, gelir vergisinin konusuna giren gelirin, unsurları çıkartılır. Buna göre vergilendirilecek gelir; kişisel olmalı, yıllık olmalı, elde edilmiş olmalı ve safi (net) tutar üzerinden vergi alınmalıdır.

\n

Durum bu kadar net, basit ve anlaşılırken ne yazık ki ülkemizde elde edilmemiş kazanç üzerinden gelir vergisi alınır. Hatta yargının mükellefler lehine verdiği kararlara rağmen bu yanlışa ısrarla devam edilir. Nasıl mı?

\n

Konu özetle şöyle...

\n

Halen bireysel emeklilik sistemine girip sonra ayrılanlardan, bireysel emeklilik şirketleri tarafından yapılan ödemelerin tamamı üzerinden gelir vergisi alınıyor.

\n

Örnekle açıklayalım. Sisteme girip yıllar içinde toplam 10 bin TL ödeyen bir sigortalıdan ayrılırken vergi ödemesi isteniyor. Üstelik bu vergi, örneğin şirket sigortalıya 12 bin TL geri ödemişse bunun üzerinden hesaplanıyor. Oysa şirket topladığı primleri bir fon ya da yatırım mecrasında kullanarak bu rakama ulaştırıyor ve bunu sigortalıya ödüyor.

\n

Yani bu olayda elde edilen gelir en fazla 2 bin TLdir ve bu rakam tartışılamaz. Dolayısıyla verginin de bu tutar üzerinden alınması gerekir. Ancak Maliye Bakanlığı bu olayda 12 bin TL gelir elde edildiğini söylüyor ve bu tutarın tamamı üzerinden vergi kesintisi yapıyor.

\n

Evet gerçekten şaka gibi. Ve sıkı durun; bu uygulama yaklaşık 10 yıldır sürüyor. Oysa son yıllarda bu şekildeki vergi kesintisine muhatap olan mükellefler açtıkları davaları kazandı ve fazla kesilen vergileri Hazineden geri aldı. Başına aynı olay gelen mükellefler kazanılan davaları emsal göstererek olumlu sonuçlar alıyor. Ancak hatalı vergi kesintisi uygulamasına da ısrarla devam ediliyor. Alınan vergi bireysel emeklilik sisteminde kalma süresine ve bu sistemden ayrılma şekline göre yüzde 5, 10 ve 15 oranlarında uygulanıyor. Oran ne olursa olsun sonuçta elde edilmeyen bir kazanç üzerinden vergi alınıyor. Bireysel emeklilik sistemine yapılan ödemelerin, ücret matrahlarından indirilmesi de bu uygulamanın mantığı olarak dayatılmaya çalışılıyor.

\n

Özetle; bireysel emeklilik sistemi yatırdığınız paradan herhangi bir gelir yaratamamış ise sistemden zararlı ayrılma ihtimaliniz ortaya çıkıyor.

\n

Sisteme güven ve geleceği için artık bu sorun çözülmeli.

\n\n\n\n\n

İş sözleşmesi, işçi veya işverenin tek taraflı irade beyanı ile sona erdirilebilir. Hizmet akdinin feshinde iki taraftan biri yasalara uymazsa, diğer tarafa ihbar tazminatı ödemekle yükümlüdür.

\n

Yani; pek bilinmiyor, ancak ihbar tazminatı, işvereni olduğu kadar işçiyi de bağlar. Bir işçi fesih bildiriminde bulunuyorsa ihbar sürelerine uymalıdır, yoksa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü ile karşı karşıya kalabilir.

\n

Gelelim işveren tarafına. İş Kanununda işverenin, işçinin ihbar sürelerine ait ücretini peşin vererek iş sözleşmesini feshedebileceği belirtilir. Yargıtay, peşin ödeme ve akdin feshiyle işin derhal sona ereceği görüşündedir. İhbar tazminatına esas olacak ücretin hesabında ücrete ilaveten işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün sözleşme ve kanundan doğan menfaatlerin de göz önünde tutulması gerekir.

\n

Bildirim süresi beklenmeksizin iş sonlandırılıyorsa, işçinin ihbar tazminatına da hakkı vardır ve ödeme derhal olmalıdır. İhbar tazminatı, süresinde ödenmezse mahkeme faize hükmedebilir. Mahkeme, ihbar ve diğer işçilik hakları için temerrüt tarihinden veya temerrüdün ispat edilememesi halinde davanın açıldığı tarihten itibaren kanuni faize hükmedebilir.

\n

Uygulamada iş sözleşmesi feshedilen işçi ise noter tebligatıyla alacaklarının ödenmesini isteyerek işvereni temerrüde düşürebilir. İşverenin temerrüde düşerse davanın açıldığı tarihten itibaren kanuni faiz uygulanır.

\n\n\n

HAK SAHİBİ ÇOCUKLARA

\n

NE ORANDA EMEKLİ AYLIĞI BAĞLANIR?

\n\n\n

Babam Emekli Sandığından emekli. Onun sağlık yardımından yararlanan işsiz ve bekâr kız kardeşime babamın vefatı halinde maaşının ne kadarı bağlanır?Yaşar Ertuğ

\n

\n

Hak sahibi çocuklara yüzde 25 oranında aylık bağlanır.

\n

\n\n\n

SORU - CEVAP

\n\n\n

Sorularınız için malicozum6ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek cevaplanacaktır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları