Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kazanç Yok Ama Vergi Var!İhbar tazminatı uygulamalarına dikkat
Modern vergi sistemleri “kazanç”, “harcama” ve “servet” üzerinden alınan vergiler olmak üzere üç ana başlık altında incelenir. Kazanç üzerinden alınan vergide, gelir ve kurumlar vergisi devreye girer. Gelir vergisi gerçek kişilerin elde ettikleri kazançlar üzerinden, kurumlar vergisi ise şirketler ve diğer kurum ve kuruluşların kazançları üzerinden alınan vergidir.
\nBu açıklamaları yazdım, çünkü dünyanın neresinde olursanız olun, vergi hukuku şu basit tanımlamayı mutlaka yapar: “Elde edilen kazanç üzerinden, kazanç vergisi alınır.” Nitekim Gelir Vergisi Kanunumuzda gelirin tanımını şöyle yapılır: “Gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır.”
\nİşte bu tanımdan, gelir vergisinin konusuna giren gelirin, unsurları çıkartılır. Buna göre vergilendirilecek gelir; kişisel olmalı, yıllık olmalı, elde edilmiş olmalı ve safi (net) tutar üzerinden vergi alınmalıdır.
\nDurum bu kadar net, basit ve anlaşılırken ne yazık ki ülkemizde elde edilmemiş kazanç üzerinden gelir vergisi alınır. Hatta yargının mükellefler lehine verdiği kararlara rağmen bu yanlışa ısrarla devam edilir. Nasıl mı?
\nKonu özetle şöyle...
\nHalen bireysel emeklilik sistemine girip sonra ayrılanlardan, bireysel emeklilik şirketleri tarafından yapılan ödemelerin tamamı üzerinden gelir vergisi alınıyor.
\nÖrnekle açıklayalım. Sisteme girip yıllar içinde toplam 10 bin TL ödeyen bir sigortalıdan ayrılırken vergi ödemesi isteniyor. Üstelik bu vergi, örneğin şirket sigortalıya 12 bin TL geri ödemişse bunun üzerinden hesaplanıyor. Oysa şirket topladığı primleri bir fon ya da yatırım mecrasında kullanarak bu rakama ulaştırıyor ve bunu sigortalıya ödüyor.
\nYani bu olayda elde edilen gelir en fazla 2 bin TL’dir ve bu rakam tartışılamaz. Dolayısıyla verginin de bu tutar üzerinden alınması gerekir. Ancak Maliye Bakanlığı bu olayda 12 bin TL gelir elde edildiğini söylüyor ve bu tutarın tamamı üzerinden vergi kesintisi yapıyor.
\nEvet gerçekten şaka gibi. Ve sıkı durun; bu uygulama yaklaşık 10 yıldır sürüyor. Oysa son yıllarda bu şekildeki vergi kesintisine muhatap olan mükellefler açtıkları davaları kazandı ve fazla kesilen vergileri Hazine’den geri aldı. Başına aynı olay gelen mükellefler kazanılan davaları emsal göstererek olumlu sonuçlar alıyor. Ancak hatalı vergi kesintisi uygulamasına da ısrarla devam ediliyor. Alınan vergi bireysel emeklilik sisteminde kalma süresine ve bu sistemden ayrılma şekline göre yüzde 5, 10 ve 15 oranlarında uygulanıyor. Oran ne olursa olsun sonuçta elde edilmeyen bir kazanç üzerinden vergi alınıyor. Bireysel emeklilik sistemine yapılan ödemelerin, ücret matrahlarından indirilmesi de bu uygulamanın mantığı olarak dayatılmaya çalışılıyor.
\nÖzetle; bireysel emeklilik sistemi yatırdığınız paradan herhangi bir gelir yaratamamış ise sistemden zararlı ayrılma ihtimaliniz ortaya çıkıyor.
\nSisteme güven ve geleceği için artık bu sorun çözülmeli.
\n\n\n\n\nİş sözleşmesi, işçi veya işverenin tek taraflı irade beyanı ile sona erdirilebilir. Hizmet akdinin feshinde iki taraftan biri yasalara uymazsa, diğer tarafa ihbar tazminatı ödemekle yükümlüdür.
\nYani; pek bilinmiyor, ancak “ihbar tazminatı, işvereni olduğu kadar işçiyi de bağlar”. Bir işçi fesih bildiriminde bulunuyorsa ihbar sürelerine uymalıdır, yoksa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü ile karşı karşıya kalabilir.
\nGelelim işveren tarafına. İş Kanunu’nda işverenin, işçinin ihbar sürelerine ait ücretini peşin vererek iş sözleşmesini feshedebileceği belirtilir. Yargıtay, peşin ödeme ve akdin feshiyle işin derhal sona ereceği görüşündedir. İhbar tazminatına esas olacak ücretin hesabında ücrete ilaveten işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün sözleşme ve kanundan doğan menfaatlerin de göz önünde tutulması gerekir.
\nBildirim süresi beklenmeksizin iş sonlandırılıyorsa, işçinin ihbar tazminatına da hakkı vardır ve ödeme derhal olmalıdır. İhbar tazminatı, süresinde ödenmezse mahkeme faize hükmedebilir. Mahkeme, ihbar ve diğer işçilik hakları için temerrüt tarihinden veya temerrüdün ispat edilememesi halinde davanın açıldığı tarihten itibaren kanuni faize hükmedebilir.
\nUygulamada iş sözleşmesi feshedilen işçi ise noter tebligatıyla alacaklarının ödenmesini isteyerek işvereni temerrüde düşürebilir. İşverenin temerrüde düşerse davanın açıldığı tarihten itibaren kanuni faiz uygulanır.
\n\n\nHAK SAHİBİ ÇOCUKLARA
\nNE ORANDA EMEKLİ AYLIĞI BAĞLANIR?
\n\n\n“Babam Emekli Sandığı’ndan emekli. Onun sağlık yardımından yararlanan işsiz ve bekâr kız kardeşime babamın vefatı halinde maaşının ne kadarı bağlanır?” Yaşar Ertuğ
\n\nHak sahibi çocuklara yüzde 25 oranında aylık bağlanır.
\n\n\n\n
SORU - CEVAP
\n\n\nSorularınız için malicozum6ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek cevaplanacaktır.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin en ünlü tekstil devi kapandı
- SMA'lı bebeğin babası intihar etti!
- Soğuk havada TIR kuyruğu 30 kilometreyi geçti
- Muğla'da helikopter kazası: 4 kişi öldü!
- CHP'den Erdoğan'a sert yanıt!
- Öğrencisinin Suriye'de Bakan olduğunu öğrendi
- Evini kiraya verecekler için geri sayım
- ‘Binadan çıkamıyorum, bu çaresizliğe...'
- 'Su sorununu çözmek, DSİ'nin görevi değil'
- Fidan ve Colani yeni dönemi açıkladı