Veysel Ulusoy

Kurnaz ekonomik politikaları ve döviz kuru

06 Ekim 2024 Pazar

Uluslararası ticaret ulusların zenginliğini belirleyen mal akımıdır diye tanımlanır literatürde. Yalın anlamıyla ihracat ile ithalatın toplamıdır genel olarak.

Bu öneme sahip veriler hakkında dikkat ederseniz fazla konuşulmuyor artık. Eskiden ihracatımız şöyle arttı, ticaret yaptığımız ülkelerin sayısı ve bölgesel dağılımı böyle oldu gibi makyajlı verilerle dolu olurdu etrafımız.

Artık böyle bir güzelleme yapmanın olanağı kalmadı. 

Kalmadı çünkü her yerde olduğu gibi dış ticaret piyasasında da arz ve talep dengesi bozuldu. Dış ticaretin bir bakıma fiyatı olan döviz kurundaki baskılama toplumsal maliyet ve fayda dengesini altüst etti. 

Baskılanan döviz kuru ile ihracat kazancı azaldı, döviz gelirleri taban yaptı. 

Bakmayın siz yıllık ihracatımız şu kadar oldu diyen siyasetçilerin (siyaset satanların) söylemine. Potansiyel iharacat kapasitemiz olan 300 milyar dolar verinin çok ama çok altında yıllık bir veriye ancak ulaşabildik.

İHRACATÇI ESASINDA MUTLU

Uluslararası ticareti sadece ihracat yönünde miktar ya da kazanca göre yorumlamak çoğu zaman doğru olmaz. Sürecin yansımasını oluşturan ithalatta resim biraz daha farklı gözükmekte bugünlerde. Tam da bu yüzden sanayicinin (ihracatçının) kur hakkındaki serzenişleri cılızlaşmaktadır.

Sanmayın ki korkularınında seslerini yükseltemiyorlar...

Yurtiçi satışlarında ihracatlarında elde ettikleri kazanç ve hükümet yardımlarındaki (teşvik adı altında vergisizlik süreci diyelim buna) memnuniyet seviyelerinden bu sessizlik, bu mutluluk... 

Dahası da var. 

Hem içeride perakende satışların seyri hem de dış ticaretteki sanayi yanlı artış hızının verdiği kâr hazzına bir de döviz kurunun desteğiyle ithalattaki ürün kompozisyonunu ekledikleri için seslerini kıstılar.

Açalım bu noktayı biraz isterseniz.

Ülkemizde ihracatı yapan sanayi(ci) kompozisyonu ithalatçı olanlarla hemen hemen aynıdır. Diğer bir ifadeyle, ihracatçılar aynı zamanda aramalı (hammadde) sanayi malı ve tüketim mallarını ithal eden grubun ta kendisidir. Hal böyle olunca ihracattan kaybedilen artık değerin ithalat yoluyla fazladan yerine konması yani düşük döviz kuru ile ucuz girdi ithalatı, (sözde) ihraç kaybının hepsini yerine koymaktadır.

Kurnazca uygulanan bu düşük kur politikası ihracatçıyı (ithalatçıyı) her durumda memnun eder niteliktedir.

Öte yandan bu oyunun uygulanmasında ve ithalatın kompozisyonundaki değişme can sıkıcı bir hal almaktadır. 

Kur politikası ülke genel verimliliğini azaltmakla kalmamakta, ithal ürünlerin paylarında değişime de neden olmaktadır. Geçmişten günümüze sanayi ve aramallarının ithalattaki payının yüzde 90’larda oluştuğu, kalanın da tüketim ürünleri olduğu ithalat kompozisyonunda, tüketim mallarının payı şimdilerde yüzde 15’lere çıkmıştır.

Sanayideki küçülmeyi toplama yayacak bu kompozisyon değişimi, KKM ve carry-trade benzeri kurnaz politikaların ülkeye verdiği zararı ortaya koymaktadır.

Bu zararın eşik noktası toplum açısından çoktan aşıldı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları