Üstün Dökmen

Reyting mi önemli sanat mı?

05 Kasım 2023 Pazar

Tarih boyunca sanatçıların önüne onları ikileme sokan çatallı seçenekler çıkmıştır. Örneğin sanatçılar sanatlarını özgürce ifade etmek ya da iktidarların görüşleri doğrultusunda sanat icra etmek seçenekleriyle karşı karşıya kalmışlardır. Oysa sanatın temelinde sorgulama ve eleştirme olmalıdır. Ancak bunu yapabilenlerin sayısı fazla değildir. Moliere bile oyunlarının sonunda konuyla ilgisi olsun olmasın kralı övmüştür. Günümüzde Asya’da Türk destanlarını söyleyenler ve ülkemizdeki bazı denkbejler, Molier’den daha atik davranarak iktidarı övme işini sona bırakmamakta söze iktidar sahiplerini överek başlamaktadırlar. Divan edebiyatımızda da günün padişahını övmeden konuya giren yoktu.

Bugün ülkemizde televizyon dizilerini yapan sanatçıların önüne çıkan ikilem ise “Sanatı mı yoksa reytingi yani parayı mı tercih edeyim?” ikilemidir. Para kazanma hırsı, reyting baskısı yeni gibi gözükse de aslında oldukça eskidir. Beethoven bestelediği bir eserine “Güvenli Liman” adını koyar ve basması için yayımevine götürür. Yayımcısı ise eserin bu adla satmayacağını, besteye “Ay Işığı Sonatı” adını vermeleri gerektiğini söyler. Büyük usta da bu öneriyi kabul eder, bir anlamda reyting baskısına boyun eğer.

SANAT NE İÇİN OLMALI?

Osmanlı’nın son döneminde “Sanat, sanat için mi olmalıdır, toplum için mi?” tartışması revaçtaydı. Bana sorarsanız sanat her ikisi için de olmalıdır. Zaten yapan ve izleyen insan olduğuna göre toplumdan tamamen kopuk bir sanat olamaz.

Günümüzdeki televizyon dizilerine baktığımızda artık adeta, “Sanat, sanat için mi, toplum için mi yoksa reyting/para için mi olmalıdır” sorusu var gündemde. Bu soruya hiç kimse açıkça para sanattan ve toplumdan daha önemlidir cevabını vermez ancak bazı dizilere baktığımızda reytingin yani paranın her şeyden daha önemli olduğu izlenimini ediniriz.

SONU GELMEYEN DİZİLER

Öncelikle şunu söylemekte yarar var, günümüz dünyasındaki televizyon dizileri arasında Türk dizileri önemli bir yer edinmiştir. Bununla gurur duyuyorum. Ancak kanımca dünyada ses getiren dizilerimizin bazılarında sanat ve insani değerler ön planda tutulmaktadır, bazıları için durum farklıdır. Kaliteli televizyon dizilerimizin yanı sıra bir de bir türlü bitmeyen, bitirilemeyen, adeta sulandırılmış dizilerimiz var. Bu diziler, sanat para içindir mantığına dayanıyor galiba.

“Satıyor” gerekçesiyle bir yemeğe çoğalsın diye gereğinden fazla su katarsanız yemeğin kalitesi düşer. Bazen bir dizi başlangıçta çok kaliteli oluyor, seyirci bunu anlıyor ve dizi yüksek bir reyting yakalıyor ancak yapımcılar, senaristler adeta, ‘Hazır satarken sözümüzü bitirmeyelim’’ diyerek lafı uzattıkça uzatıyorlar. Dizideki ailenin başına gelmeyen kalmıyor. Aksi babalar, ruh hastası anneler, kötü kalpli kayınvalideler, kıskanç akrabalar, yuva bozan fettan kadınlar, mafya ve daha nicesi senaryoya gelip yerleşiyor, konu uzadıkça uzuyor. Bu durum kanal için kârlı olsa da kanımca sanat, izleyiciler ve oyuncular istismar edilmiş oluyor. Ekranlarda tutan bir dizinin büyüsüne kapılan sanatçılar sanatlarını başka dizilerde de sergilemek yerine tek rolün sanatçısı olmaya başlıyorlar. Bu duruma karşı çıkabilen para yerine sanatı tercih edip gereğinden fazla uzatılan dizilerden ayrılabilen az sayıda sanatçı var.

Elbette ki sanat uğraşanlara para getirmelidir ancak para kadar sanat da toplumsal sorunlar da önemlidir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yalan üçlemesi 17 Kasım 2024
Hatırlamak 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları