Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yüzüne gözüne...

11 Haziran 2016 Cumartesi

14 yıllık iktidarlarının kirli çamaşırlarını saklamak, ülkenin ekonomik- sosyal-siyasal çatışmalar içinde dibe çekilişinin sorumluluklarından sıyrılmak, gerçekleri yalanla, pislikleri çamur atarak kapatmak, beraber çıkılan yollarda paylaşılarak işlenmiş suçları yolları ayırdıklarına atarak sıyrılmak zorlaştıkça... En profesyonelce hazırlandığı sanılan algı oyunları bile çarçabuk yüze göze bulaşıveriyor... Seçmeni kandırmak giderek zorlaşıyor...
Kuşkusuz toplumsal olaylarda kesin, keskin ölçümlemeler olamaz ancak kıyaslama yapmak için ikisini de içinden, saatlerce izlediğim AKP’nin lider odaklı İstanbul’da aynı alanda, benzer örgütlenme çabalarıyla hazırlanmış “bayrak” ve “fetih” mitingleri arasında seçmeninin katılımına yönelik; “İnandırıcılık, gönüllülük, coşku, destek, yandaşlık” adına ne derseniz deyin, kıyaslamalarda, çok çarpıcı, olumsuza dönük farklılaşmalara tanık olduğumu söylemeliyim...
Bayrak mitinginde PKK’nin, özerklik ilan etmeyi seçtiği, hendeklerle silahlı savunmaya geçerek yaşatmaya çalıştığı bölgelerde yaşatılmayacağına ilişkin; İktidarları adına verilen sözlere, AKP seçmenleri inanarak, coşkulu destek vermişler, ellerindeki bayrakları sallayarak güven tazelemişlerdi... Fetih mitinginde, fatih, fetih ruhu kullanılarak, dünyanın en görkemli şovunun gerçekleştirildiğinin ilanı ile altı çizilen “Yeniden diriliş, yeniden yükseliş...” vurgusu beklenen etkiyi yaratmadı? İzleyen yandaş tarihçilerin canlı yayınlarda itiraf ettikleri gibi “Neden AKP’nin gözlemlenen en coşkusuz...” mitingine dönüşüverdi?.. Yüze göze bulaşan gerçeklerle, siyaseten kök salmaya başlayan bir panik sürecinden söz edilebilir mi?

***

Ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu’nun, Meclis’in, AKP milletvekilleri de içinde oluşturulmuş komisyonunun cezaevleri koşullarını, hasta tutukluları ziyaretlerinin ürünü, insan hakları savunuculuğu, ilkeleri çerçevesinde sosyal demokrat partilerin olmazsa olmaz duruşları çerçevesinde hazırlanmış CHP İnsan Hakları Komisyonu raporundan aktarım yaptığı gerçekler üzerinden konuşmasından cımbızla seçilmiş cümlelerle “CHP-Kılıçdaroğlu PKK terör örgütü ilişkisi” algısı çamuru oluşturmak nasıl bir düzeysizlik?
Yetmez, bu algıya öncelikli yandaşlarının inandırılması, sonra da toplumsal algıya dönüştürmeye yönelik, şehit cenazelerinde alelacele en lümpen, sabıkalılar kadrolarına dayalı provokatif eylemlerle, yumurta atılması, doğrudan ölüm tehdidi içerikli mermi sahnesi... Rejim medyasında “Halkın tepkisiyle kovuldu...” algısının oluşturulmaya çalışılması... Meclis’teki ayrımcı “dokunulmazlıklar” projesinin, AKP’lileri kayıran ayrımcılığının eleştirilmesinin dahi, “PKK yandaşlığı, teröristlerin desteklenmesi” çamuru olarak sunulmasının sırıtması... Cenazenin başında çiçeği burnunda Başbakan’a sarılan, sahte polis giysili sabıkalı... Ana muhalefet liderine ölüm tehdidi yapan suçlu, AKP ile ilişkileri ortaya çıkan çamurcular ilk sorgularında serbest kalıyorlar...
Ülkenin, yüze göze bulaştırılmış, tüm komşuları, dünya ilişkileri içinde yalnızlaştırmış, her türden ayrımcılığa, çatışmacılığa, Ortadoğu bataklığına çekmiş 14 yıllık, sivil otoriter, lider odaklı tek partili güçlü İktidarından söz ediyoruz... Cumhuriyet tarihinin en uzun soluklu, en sivil otoriterleşmiş, bir o kadar antidemokratik, toplumsal duruş sergilemeye çalışan örgütlülüklere, gençliğe, hak arayan işçilere, mesleki örgütlenmelerin duruşlarına karşı silahlı, orantısız güç kullanmayı alışkanlık edinmiş İktidarları icraatlarının öfke, şiddet dozu tırmanışta... İnsan hakları, hukuk devleti düzeni işleyişi, güçler ayrılığı, örgütlü demokratik kurumlarının işlerliğini tanımak hak götüre... Biat etmeyen örgüt ve kurumlara yaşam hakkı tanınmıyor... Nereye kadar?..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları