Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yeniden merhaba (11.03.2017)

11 Mart 2017 Cumartesi

Beyaz sayfa açma sevdalısı siyasilerimiz özünde siyasi ayıplarını belleği zayıf topluma yutturma ustası kesilmişlerdir. Demokrasi, hukuk devleti düzeni, toplumsal gelişimin olmazları süreklilik, sorumluluksa... Siyasi iktidarlar erki, Liderliğin, yanlışları, suçlarının bedelini, hesabını vermeden yola devam şansları olamaz...
Demokratik düzenlerle, otoriterleşmenin, diktatörlüğün ayracı, ince çizgisini; tek başına sandık, seçmen çoğunluğu olarak pazarlamak en büyük tehdit, tuzak...

***

Kuşkusuz bireyler olarak da, toplumsal olarak da yaşamımızı olumlu, olumsuz değiştiren dönemeçleri yok sayabilecek lüksümüz yok... Kendi özelimde gazeteciliğin etiği, sorumluluklarına bağlı kalma çabası içinde oldum. Bir Annem bir de Babamın ölüm acısı günlerinde birer köşe yazısı yazamadım.
Kalça kırığı ameliyatının şakası yokmuş... Mesleki deformasyon sayabilirsiniz; her gün haberlere takılı birden fazla yorumu kafamdan geçiriyorum. Açık oturum söyleşilerde derdimi, önceliklerimi sizlerle paylaşıyorum. Katılamadığım gazetecilik, kadın hakları, referanduma ilişkin dayanışma hak arama etkinlikleri için hayıflanıyorum. Yetmiyor telefonla kimi dostlardan kendi adıma da katkı istiyorum...
Kalça kırığı özel yaşamımda yarattığı zorluklarla milat olacak ya.. Bu kadar kısacık bir toplumsal zaman değişimi içinde, gerek referandum gerekse ülkemizi de içine alan Ortadoğu dengelerindeki tepetaklak oluşları kaygıyla izliyorum.

***

Sanki gerçekten “evethayır” oylarımızla, referandumla, anayasa değişikliği irademiz gündemdeymiş gibi. Medya güdülemesinin baskıcı, hukuksuz araçları tam gaz, kamu gücü kaynakları seferber, tehditle “evet” oyuna zorlanan seçmenle, demokrasinin olmazsa olmaz, çoğulcu, güçler ayrılığına dayalı tüm kurumları varmış gibi yapılıp işlevsiz kılınıyor.
12 Eylül askeri darbe anayasası metni bile bu kadar ağır sonuçlarla demokrasinin olmazsa olmaz kurumlarını işlevsiz kılamamış varmış gibi yok sayamamıştı. Demokrasimiz, demokrasinin örgütlü kurumlarına bu kadar ağır darbeler verildikten sonra dünyanın en diktatoryal, geri kalmış ülkelerinde görülmeyen tek adama verilmesi hedeflenmiş haksız, hukuksuz yetkiler neyin nesi?
Ancak “hayır” oyları çokluğunda var olan rejim kurumları ile ayakta kalabilecek. İktidarları, liderliği korunabilecek. Bu büyük korku, baskı niye mi? İktidarları sorumluluğunda işlenmiş hak hukuk ihlallerinden olabilir mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları