Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yapayı, dayatması, yalanı.. yaşamsalı ile gündem seçmece..

04 Temmuz 2017 Salı

Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Kalın’ın dünkü basın toplantısına göre, milletin birinci, temel gündemi 15 Temmuz haftası, anma etkinlikleri. Kutlu nöbetin, kimi sürpriz anma etkinliklerinde, millet 15 Temmuz ruhunu, yaşananları yüreğinde canlandıracak..
Basın toplantısında sorular, G20 zirvesi, öncesinde Erdoğan’ın öncelikleri olarak ilan edilmiş zirve sürecindeki ikili görüşmeler, toplantıların gerçekleşememesine ilişkin değerlendirmelere yönelik olunca, “olmayabilir, sürprizler de olabilir..”le geçiştiriliyor..
Son birkaç günün en yaşamsal, aynı ölçeklerde en kapalı kapılar arkasında; Trump-Erdoğan-Putin’in bire bir telefon görüşmeleri, Amerika-Türkiye-Rusya’nın savaş ve siyasette en yetkin silahlı güç komutanları, hükümet temsilcileri, bakanlarının bir günde birkaçı ile ikili görüşmeler trafiğinden su sızmıyor..
Irak-Suriye iç savaşları bataklığında daha ne kadar terör örgütlenmelerine, mezhep çatışmalarına indirgenmiş, en çok da yüz binler, milyonlarla sivili yakan yeni çatışma alanları üzerinden, en güçlülerin çıkar çatışmaları, parçalanmış yeni haritalar planları gündemde öncelik alacak?
Suudiler-Katar çatışması, Amerika- Rusya-İran-İsrail ağırlıklarının satranç oyunlarında, Türkiye tam göbeğinde.. Geçerli anayasal düzenimize göre, sorumlu Gazi Meclisimizin geleneklerine de aykırı olarak, iradesini unutun, katılımcı siyasi partilerinin bütünlüğü içinde olup bitenlerden haberi yok.

***

İktidarlarının sözcüleri, dün dahi, anayasal düzenin, hukukun, Gazi Meclis’in çalıştırılmaması, muhalefetin yok sayılması, demokrasinin, basın özgürlüğünden yola çıkılarak, tüm muhalefeti hedef alan, haksız, hukuksuz, yargısız infazlar karşısında, “adalet” yürüyüşünü, sellere, çöl sıcaklarına, provokasyonlara papuç bırakmadan, tüm hukuksuzlukların mağdurlarına umut olan.. Kılıçdaroğlu’na yönelik izansız suçlamalarıyla asıl provokasyonların peşindeydiler.
İktidarları, sivil diktatoryal biat kültürüne özgü dayatmalarla talimatlar yağdırmaktalar.. Gazi Meclis için geçerli, yürürlükte olan laik Cumhuriyet rejimi, parlamenter Meclis’in çalıştırılmasının koşulları, hukuku yok sayılacak. Meclis’in çatısı altında anayasa değişikliği, yasa yapma hukukunun tüm ilkeleri ayaklar altına alınacak.. Ana muhalefet partisi, CHP’nin Başkanı, 20 Temmuz’la dayatılan sivil otoriterliğin dayatmalarına boyun eğecek.
Ana muhalefet partisinin var olan anayasal düzen, hukuk devleti, Meclis’in çalıştırılması, bireysel, toplumsal her tür hak-hukuk ihlallerine, “adalet”in katledilmesine, sorumluluklarını yok sayarak seyirci kalacak..
Daha bir yaşamsalı kendi siyasal var oluşlarını da hedef almış siyasal saldırılar karşısında korkuyla teslim olacak..
Bir kez daha altı çizilmeli.. Hani şu kamu vicdanı için yara, tarihe yazılacak, sayısız hak-hukuk ihlali içinde, Meclis’in anayasa yapma ilkeleri, hukuku, adil seçimler, yargı bağımsızlığı zedelenmiş olarak ortaya çıkmış referandum metni bile ayaklar altında..
Bu metne göre yapılacak seçimlerde seçilene kadar laik Cumhuriyet’in anayasal parlamenter rejiminin tüm hukuku geçerli, yürürlükte.
Geçici madde ile parti üyeliği, başkanlığını resmen seçmişseniz, var olan anayasal rejimin Cumhurbaşkanlığı yetkileri ile çatışan tüm hukuksal yetkilerinden vazgeçmek konumundasınız. Meclis Başkanı, Başbakan ise tüm sorumluluklarıyla Meclis, hükümet çalışmalarını sürdürmekle yükümlüdürler.
Kılıçdaroğlu’nun Meclis içinde görev yapabilme sorumluluğu için, öncelikle İktidarları erkinin Meclisi, Hükümeti, anayasal düzen içinde çalıştırmama suçlarını işlemekten vazgeçmesi zorunluluğu var. Elbette gündemimizde “adalet” için büyük Ankara- İstanbul yürüyüşü, her renk, her kimlikten mağdurların, milyonlarla sayılıyor olarak destekleri, hak arayışları olunca..
İktidarlarının hem provokasyonlara karşı önlem alma, hem de “adalet” arama çığlığına karşılık, güven verecek, umut olabilecek somut adımlar atma zorunluluğu var. Ölümün eşiğindeki açlık grevinden, yargısız infaz içerikli siyasetçi, gazeteci tutukluların özgürlüklerinin verilmesinden başlayabilirler.
Gerçekten 15 Temmuz kutlamalarının hakkını verebilirler..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları