Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Türkiye’yi sözde değil özde merkez yapmak

22 Mayıs 2015 Cuma

Ekonomiye hep insan, emek eksenli, düzenin eleştirilerine, yamukluklarına odaklanmış, sol pencereden yaklaşmış gazeteci dost Mustafa Sönmez yanıma otururken “Merkez Türkiye ne demek?” sorusuyla söze girdi. Kulis bilgisi almamıştım, sözcüklerin anlamı, duvarlara asılmış sloganlar üzerinden attım.. “ Galiba Türkiye’nin ağızdan düşürülmeyen stratejik konumunu işlevsel kılacak bir projeden söz edecekler” dedim.. Dünden bugüne “Türkiye’nin kaderini değiştirecek yüzyılın mega projesi..” iddialı sloganı ile, gerek Kılıçdaroğlu’nun yaptığı sunum, dağıtılan broşürde özetlenen tezlere ilişkin bilgileri haberlerden aldığınızı gözeterek yineleyecek değilim..
Çıkışta çok sayıda siyasette kurmay sayılabilecek CHP’linin ikimize birden yönelttikleri sorulardan, onların da ilk duyumları ile bağlantılı sorgulamalarından yola çıkarak, ilk izlenimlerimizi, algılarımızı paylaşmakla yetineceğim.. Kısa görsel sunumda Türkiye’nin 4.5 saat uçuş mesafesi ile 58 ülkeye, 1.5 milyar nüfusa, 21.6 trilyon dolarlık bir pazara erişim olanağı ile söze girilirken haritada kurulacak merkez için konulmuş noktayı görünce, Sönmez “Galiba Malatya civarı” dedi. Ben “Aslında Erdoğan da başında benzer bir proje ile yola çıkmıştı, ama İstanbul’u merkez seçmekle kilitlendi. Burada hem bütün ulaşım ağlarını birden kullanma, hem de ülkenin tüm var olan merkez dinamiklerinden yararlanma, en önemlisi tüm Anadolu’ya dengeli yayılma, nefes aldırma var galiba” yanıtını verdim.
Sönmez, “3. havaalanı projesindeki çevre katliamının benzerleri yaşanmayabilir’i..” yapıştırdı. Görüntüler, Kılıçdaroğlu’nun broşürde de yer alan ana çerçevelerdeki söylemlerine dayanarak, satır arası notlarımı Sönmez’le paylaşıyorum.. “Çevreci kaygılarının altının çizilmesi anlamlı. En çok da halen genç nüfusu yüksek ülkede kalkınma için en büyük engel eğitim kalitesi, işsizlik gerçeklerinin altı çizilmiş. Kısa dönem için 15 bin öğrenciye yurtdışında doktora yapmalarını sağlayacak burslarla kaliteyi yükseltmekten, mega kent, Merkez Türkiye’nin özel yasasının çıkarılması ile uygulamaya geçilecek.. Proje için hedef seçilmiş bu seçim için uzak 2023’ten söz ederken, kazma vurulması ile gündeme girecek yeni yatırım olanaklarının da altı çizilmiş.. Türkiye genelinde toplam 317 milyar dolarlık bir yatırımdan, uygulanabilirliğinin güvencesi de verilerek kapı açılmış..”

***

Sönmez, aslında küresel pazarlar oluşturulması gelişmelerinin bütünü içinde, dünyada gerçekleştirilmesi tamamlanmak üzere olan üç projenin 4.’üncüsü olarak gündeme getirilecek projenin Dünya Bankası başta evrensel sermaye, pazarlarının da desteği ayağının olacağı yargısını eklemliyor.. Özal’ın da genel söylem olarak gündeme getirdiğini ancak somut uygulamaya dönüştüremediğini anımsatıyor. Ben de aslında Erdoğan’ın da dünya ile bütünleşme çerçevesinde İktidarlarının ilk yıllarında benzer yaklaşımları olduğunu, ancak İslam dünyası liderliği, mezhep siyasetini de bulaştırmış olarak, ilk yıllardaki sıcak para akışını, yatırımlara, üretime aktaramadan rant, vurgun, yağma düzeni içinde sonrasında yüzüne gözüne bulaştırmış olarak kilitlendiğini, günümüzde götürüsü getirisinin çok üstünde bir kaosa sürüklendiğini.. gözlemlemelerimi ekliyorum.. Sönmez, “Doğrudan üretim, insan odaklı olacak denilemese de, ben bu projeyi sevdim..” sözleri ile noktayı koyuyor

***

Besbelli iz bırakması, kafa karışıklığı olmamasına yönelik kısa tutulan proje sunumunun ardından gazeteye döner dönmez, televizyon kanallarından ekonomist gazeteciler ağırlıklı alınan yorumları dinlerken de, “Uygulanabilir doğru..”, “Değerler zincirine eklemlenebilir..”, “Geleceğe dönük söyleyeceklerinin olması, Türkiye’nin var olan konumu, kaynaklarının kullanılmasının hedeflenmesi önemli..” benzeri izlenimler dikkatimi çekiyor.. Bana göre en anlamlı izlenim ise çıkışta CHP’lilerin bize yönelttikleri sorular, sorgulamalarda.. İktidarları, diğer partilerde söz konusu olamayacak özgünlükte, rahatlıkta, üretime, ülke insanımıza yansıtılabilirliği, piyasalar düzeninin projelerinin bir benzerine dönüşmemesi yolunda kaygılarını öne çıkaran, sosyal demokrat parti kimliği güvenceli, patentli olması arayışları üzerinden olmasında...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları