Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Tehdit-korku; demokrasi askıda

03 Kasım 2015 Salı

7 Haziran-1 Kasım seçimleri sonuçları üzerinden daha ilk gecede ortaya çıkan veriler, AKP’nin MHP, HDP’ye kaptırdığı oylara ilişkin dersini almış olarak hazırlandığını, kaptırdığı oyları geri alarak seçim zaferini ilan ettiğini sorgulamasız ortaya koyuyor. CHP’yle geçişkenliğin yaşanmadığı da CHP’nin iki seçim arasında, düşük oranlı oy artışı da almış olması ile de kanıtlanmış bulunuyor.. Ülkemizde hukuk devleti düzeni, demokrasi ilkeleri geçerli olsaydı, İktidarlarının, bu kadar uzun soluklu İktidarları sürecindeki başarısı, dünya demokrasi tarihine de, bir siyasi partinin örnek başarısı olarak kayıtlara yazılırdı.. Oysa evrensel insan hakları, demokrasi kriterleri üzerinden görevli, gözlemci kuruluşlarının ilk saptama, raporlarındaki bilgilendirmelerde, zafer kutlaması yerine eleştirel vurgulamalar, sorgulamalar var..
Eşit, demokratik koşullarda, hukuk devleti düzeninin işlemediği, İktidarlarından yana eşitsiz kamu gücü, kaynaklarının kullanıldığı, medyanın çok ağır baskılar altında olduğu, ağır bir seçim öncesi haksız rekabetin söz konusu olduğunun altı çiziliyor.. Ayların içine sığdırılmış terör travmalarının etkisi, şiddeti karşısında seçmenin büyük baskı ve tehdit algısı ile güce sığınmasının ötesinde bir seçim sonucunun söz konusu olamayacağı vurgulanıyor.. Zaten iktidarlarından yana yandaş medya, seçim sonuçları uzman yorumcuları da aksine bir savunma yapamadan seçim sonuçlarını değerlendirirlerken, iki seçim süreci arasında AKP’nin oy patlamasında seçmenin özgür iradesi ile doğal oy kayışını kanıtlayan gerekçeler sayamıyorlar. İktidarlarının sözde tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanlığı ve AKP yönetimi çalışmalarında, bir önceki aleyhine noktalanan seçim sonucundan gereken dersleri çıkardığını söylemekle yetiniyorlar..
Yandaşlar, İktidarlarına iki seçim arası kısa süreçten, ekonomik, sosyal, siyasal başarı hanesine yazılabilecek tek bir gerekçe bile ortaya koyamadıklarından, üç muhalefet partisinin başarısızlık hanelerine dikkat çekmeyi yeğleyerek, bir adım ileri koro halinde seçmenlerine hesap vermeleri, kongrelere gitmeleri, liderliklerini tasfiye etmelerini istiyorlar..

***

Keşke sorunumuz muhalefetin başarısızlığı ile sınırlı olsaydı? Keşke ülkemiz gerçeklerinde rejimi değiştirmek iddiası ile yola çıkmış, hukuk devleti, demokrasi ilkelerini, icraatları ile yok saymış, kamu kurumlarını, bağımsız yargıyı, özerk örgütlenmeleri ele geçirmiş olarak, siyaseti, demokrasi güçleri, seçmeni baskı, denetim altına almış.. İktidarları icraatlarının sınır tanımayan baskı ve tehditleri ile yüz yüze kalmasaydık.. Haziran seçim sonuçlarının ortaya çıkması ile birlikte, yürürlükteki anayasalyasal sorumlulukları içinde tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanlığı, AKP iktidarlarının yenilgisini içine sindiremediğinin ilanı ile birlikte, “seçimlerin yenilenmesi” iradesini ortaya koymakla seçmen üzerindeki ilk travmatik saldını, tehditle yüz yüze geldik.. Satranç hamleleri ile seçime gidilmesi kararına kadar gelinen süreçte, AKP’nin koalisyon yapmasının kapıları kapatıldı. Diğer sıcak tehdit MHP’nin Meclis’e kendisi kadar güçlü destekle girmiş HDP’yi terörü reddetme adına her türden koalisyon, uzlaşma dışına itelemesi ile CHP’nin de muhalafet içinden iktidar alternatiflerine kapı kapatmasıyla geldi. Aynı hızla PKK, kanlı terör eylemlerine hızlı geçiş, şiddeti ile, HDP’nin Meclis, demokrasi içinde var olmasına darbe vurdu.. HDP’nin PKK terörü, silahla çözüm üretme, şiddet çıkışlarına karşı duramaması tuz biber..
Ülkemizin çoğunluk muhafazakâr, çağdaş demokrasilerin liberal demokrat kültürü, kimliğinden uzakta seçmenlerinin, sermaye örgütlenmeleri başta, yaşamlarını, çıkarlarını tehdit altında gördükleri koşullarda hukuk devleti düzeni, demokrasiye ihanet sabıkaları ortada.. 12 Mart, 12 Eylül askeri darbeler süreçlerine verilen destekleri, sevdikleri siyasi sivil liderlerin başlarına gelenlere seyirci kalınması unutulabilir mi? Sivil İktidarlarının sınır tanımaz tehditkorku salmasının sonucu, demokrasinin askıya alınmasına mı karşı duracaklar?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları