Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Tamtamlar bir savaş, bir barış çığırıyor...

16 Temmuz 2015 Perşembe

Hafta sonu ölümlü çatışmaların yaşandığı bölge üzerinden köyüne tatile gitme planları yapmış arkadaşımız, hafta başı gerilimli haberleri, eh çok da liderliklerin en ağırından karşılıklı suçlamalarını izlerken, “Ne yani, gönül rahatlığı ile tatilimi yapamayacak mıyım” diye söyleniyordu... Dün sabah aynı dikkatle haberleri izlemeye çalıştığını gözlemlerken “Rahat ol, senin tatil gününe kadar bayram havası olacak...” şakayla karışık müjdesi benden geldi...
Kürt cephesinin hafta sonu yaşanmış çatışmalara yönelik, ilk ateşin askerlerden geldiği ortak suçlamaları, Cumhurbaşkanı-Hükümet-TSK odaklı resmi açıklamalarda Kandil’in gerekçesiz “savaş ilanı-sabotaj, saldırılarla kan akıttığı...” yargısının pekiştirilmesi... ülke çapında, hepimizin yüreğinde kaygı yaratmayacak gibi değildi... Sivil minübüs yolcularını hedef alan saldırının, PKK cephesinden, köylülerin sivil görevliler sanılarak gerçekleştirildiğinin telsizlere yakalandığı işin ciddiyet boyutlarını hafifletmiyordu...
Dün koalisyon turları kapsamında AKPHDP arasında yapılan resmi görüşme sonrası gerek Davutoğlu, gerekse eş genel başkanlar katından gelen açıklamalarla, topu topu üç gün içinde, gerilim nasıl olup da böylesine bayram havasına dönüşüverdi?
Kuşkusuz adım adım, saat saat yaşanan gelişmeleri, haberler sıralamasında izlerken, aklımızın yattığı kimi mantıklı ilişkileri kurabiliyoruz...

***

Sonuçlar üzerinden akla yakın haklılıklara ulaşmak başka, yaşanan çatışmacılıklar, can yakan eylemler üzerinden kaygılanmak, kaosu yaşamak çok başka. Yaşanan acılar, ödenen bedellerin üzerine çok kolay sünger çekmek, cepheleşmenin karşı tarafına en ucuzundan suçu atarak ödenen bedelleri, insan hakları, demokrasi suçlarını yoka çıkarmak, hafife almak... Çağın medyatik siyaset sanatı, ustalığı gibi pazarlansa da... Ucuz siyasetin ötesinde, gelişmemiş insan hakları, demokrasi, biat kültüründe ancak her zaman değil, zaman zaman yutturulabilen şark kurnazlığı...

***

“Sınırlarından, ırklar, mezhepler savaşları bataklığında kuşatılmış ülkemizin insanlarının, barıştan yana örgütlü, bilinçli olamasa da yaşamdan güçlenen dip dalga direngenliği kirli savaş hesaplarını, siyasetin kirli çıkarlar egosu çıkışlarını kırıyor, oyunları bozuyor...” diyerek ne kadar rahat nefes alabiliriz ki? Sonuçta sınırlarının dışında yaşanan kanlı çatışmaların, cepheleşmelerin en ağır bedellerini, çatışan radikal terör örgütlerinin ülkelerine sığınmaları gibi bir nedenle ödemekte olan Pakistan gibi örnek ülkeler de var. Bizim “Kurtuluş, Kuruluş” savaşımlarını kazanmış laik Cumhuriyet birikimlerimiz, Atatürk devrimlerinin uygar yaşama dönük çimento gücü, Anadolu uygarlıkları, aydınlanmasından beslenmiş direngenliklerimiz... Pakistan paranoyasını uzaklaştıracak etkinlikte... çıkarımlarımız, bataklıklara çekilme risklerini ortadan kaldırabiliyor mu?
Uzatmadan, emperyal çıkarlar adına dünyayı yönetme iddiasındaki ABD’nin, dünya halklarına yazılan senaryoların yazılımında en güçlü ülke konumda iken, son 10-15 yıllık projelerde yaşanmış sorunlar, ödenmiş bedellerden dersler çıkarmış olarak İran’la yaptığı anlaşma ile Ortadoğu dengelerini değiştirme atağından da ders çıkarmayacak mıyız?..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları