Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Tahterevalli..

15 Aralık 2015 Salı

Tahterevalli’de oynayan çocukların biri yukarı çıkarken diğerinin yere inişini değiştirebilecek bir yol olabilir mi? Dahası oyunun çocukları mutlu edebilmesinde ağırlıkların denk olması ya da olmaması hallerinde hafif kalan için ek güç zorlanması ya da çocukların oyununda kaza olmaması için başlarında duran büyüklerinin dengeyi sağlama boyutunda destek vermeleri gerekmez mi? İnsan hakları, hukuk devleti düzeni, demokrasinin işleyişinde, çocuklar oynayamıyorken oyuncak görüntüsü bile olmayan, işlevsiz tahterevallinin kurallarının şaşmazlığından yola çıkmak çok anlamsız gibi gelse de kimi çıkarımlara yarayabilir..
1990’lı yılların çok sert çatışmacı süreçlerini o zamanki gazetecilik görevlerimin kapsama alanı içinde yakından, içinden izlemiş olarak, çok can yakan çatışmalardan ders çıkarılmış gibi gelen barış sürecinden sonra, en azından insanca yaşam, nefes alabilmenin tadına varılmışken nasıl olup da sil baştan, yeniden daha çok canlar yakan, yakıp yıkan bir sürece çok hızlı geçişimizi kafamda sorgulayıp durmaktayım.. Kafamda en çok dolanıp duran sorgulamaların başında, kuşkusuz haziran seçim sonuçları ile en antidemokratik yasal yapılanma içinde halkın oy dağılımı ile en adaletli gibi oluşmuş Meclis aritmetiği içinde, Kürt siyasal hareketinin çok anlamlı bir ağırlıkla Meclis’te temsili, dahası birlikte yaşam, barış, siyaset içinde çözüm umutlarını beslemişken.. Kurgulanmış gibi sahneye konulan, 1990’lı yılların çatışmacılığında taş atarak büyümüş PKK’nin gençlik örgütünün öfkeli yapılanmasına suçlamaların yoğunlaşması ekseninde PKK’ye odaklanmış olmasını, bir saptama olsa da yeterince açıklayıcı bulamıyorum..
Benim önyargım olarak görebilirsiniz, ama en baştan AKP, Liderliği ile, PKK siyasal hareketleri cephesinin ortak iradesi gibi pazarlanmış “barış sürecinin” amacı çok iyi niyetli, sonuçları çok olumlu gibi yaşansa da, yanlış hesaplar, dengeler, daha doğrusu hiç de dürüst olmayan dengesizlikler üzerinden kurgulanmasına bağlıyorum.. Hani şu “ucu açık” kavramı üzerinden oynanan kirli oyunlar var ya..

*** 

Nasıl ki 1990’lı yıllarda PKK’nin terör örgütü şiddeti üzerinden ülkemizde yaşayan Kürtlerin barış içinde birlikte insanca yaşam koşullarına kavuşamayacaklarına çok fazla olumsuz örnekle tanıklık etmişsem.. Dahası devleti, hukuk devleti düzeni, demokrasiyi temsil eden güçlerinin ellerindeki güç ve denge terazisini haksız, suç niteliğinde her kullanışlarının; barış içinde yaşam umutlarını yıkmanın yanında, en çok ülkemizin iki cepheden vatandaşlarının haklarını ayaklar altına alan sonuçlarına tanıklıklar çok daha yakıcıydı..
Kabaca otuz binlerle sayılan can kaybımızın sonrasında, gerçek barışın önünü açmaktan çok uzak, ama barışın tadına vardıran sürecin öğretici, ders verici olabilmesi tek umuttu.. “Ucu açık” bırakılarak özünde ucuz siyasal hesap ve çıkarlar üzerinden evrensel insan hakları, hukuk devleti düzeni, demokrasi ilkeleri yok sayılarak; Meclis ve Meclis dışındaki tüm siyasal demokratik örgütlenmeler, toplumsal güçlerin dinamikleri, yani demokrasinin olmazsa olmaz işleyiş ilkeleri umursanmadan.. mezhebine göre beklentilere oturtulmuş “barış süreci”, hepimiz için barış sürecinin tadını almada geçerliliği olsa da, çok kolay kırılabilirdi..
İktidarlarının siyasal İslam kimliği, aşiretlerle sıcak ilişkiler içinde, bölge halkının ağırlıkla yoksulluk-yoksunluğun üzerinden çıkarlar ağı oluşturarak sonuçta siyasi güçle egemen olma hesapları baştan ne kadar yanlışsa.. Çok daha önemlisi sonuçta güçle kazanacağına güvenli; barış içinde birlikte yaşam koşullarını sarsan, olmazsa olmaz evrensel ilkelerin sınırlarını yıkan, parçalanmanın önünü açacak eylemleri yok saymanın, ucuz, dönemsel siyasal kazanımlarının sonrasında bedelleri çok ağır olacaktı..
Hendeklerin yüksekliğine bakarak kentlere taşınan terör, ayrımcı eylemleri hafife almak ise saflıktan öte bir durum kuşkusuz.. Yerel özerklik ile özerk kantonlar kurma amaçları arasında, birlikte yaşam ile parçalanmış devletçikler kurma gibi uçurum farklar söz konusu...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları