Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sınırda SıfırNoktasında...
Röportaj televizyon ana haberlerinde döne döne görüntüleri ile veriliyor... Sınırda sıfır noktasında, yerin tam saptanmaması için iki dağın arasındaki vadide kapalı, dinlenmek için kullanılan evde yapılmış çekimlerde konuşmacıların Suriye ordusundan kaçmış komutanlar olduğunun altı çiziliyor. Çekinmeden direniş ordusunun içinde sıcak çatışmalarda, Suriye iç savaşının içinde, direniş cephesinde görev aldıklarını, arada dinlenmek için birkaç günlüğüne nöbetleşe söz konusu evlere geldiklerini anlatıyorlar. Sık sık kendilerine maddi ma-nevi yardımlarını esirgemeyen Türk hükümetine, cömertliklerine teşekkür edip duruyor, başka ülkelerin de yardım etmesi gerektiği çağrılarını yineliyorlar...
\nTelevizyon, gazete haberlerinde gündemin sıcaklığı ile bağlantılı ama nedense bu günlerde öne çıkan yabancı medyadaki yayınlardan aktarımlar var. Batı medyası bugünlerde Erdoğan hükümetinin Suriye iç savaşında direniş güçlerine vermekte olduğu maddi manevi yardımların bilançosunu çıkarmada yarışıyor. Esad karşıtlarına siyaseten açıldığı bilinen kucaklar, insan hakları, barış ayağı önde, vitrinde maddi manevi desteklere ilişkin bilinenler, İstanbul toplantıları.. devede kulak. Kimi çok çarpıcı askeri, ekonomik yardım verilerinin doğruluğu su götürse de, Esad karşıtları için Türkiye’nin, sığınma kamplarının üs olarak kullanılması, silah taşınmasında aracı roller, sınırlarımızın kevgir gibi olmuş, kullanılıyor olması tartışılmaz...
\nBeylik soru PKK’ye sil baştan Suriye’den verilen desteğe duyduğumuz tepki ile Suriye’nin duyacağı tepkinin karşılaştırılmasından geçtik... Batı dünyasından bizi dönüşü olmayan bir çatışmaya sürüklemek, itivermek istercesine sızdırılan sansasyon haberler gerçekten ürkütücü. Elbette Rusya, İran, hatta Çin kaynaklı eleştiri dozu öne çıkan, üstlenilmiş role ilişkin suçlama haberleri cabası. Özgür Suriye Ordusu’nun Türkiye’ye sığınmış generalinin Suriye cephesinden Türkiye sınırına yönelik tank sevkıyatı haberlerini de unutmayalım. Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarında da yer alan, Türkiye’den caydırıcı amaçlı olarak verilen sınırımızı silahlandırma, üst düzey komutanlıklara dönüştürme haberleri de katarsak... Savaş hali ilanını savaşa dönüştürmemek, barışa dönüş yapabilmek bugün dünden, her gün gelecek günlerden çok daha zor...
\nHiç anlayamadığımız, paranoya boyutları da olabilecek, İran’dan gaz sevkıyatının teknik zorunluluk değil de siyasi rest içerikli durdurulması, İran’a Türkiye’den gönderilen dudak uçurtan rakamlı altınların anlamları.. üzerinden senaryoların külliyen yalan olmasını dilemekten başka ne yapabiliriz?
\n***
\nÇivisi çıkmış gidişata ilişkin senaryolar sadece Suriye iç savaşının, sonuç olarak Ortadoğu bataklığının içine sürüklenme tehdidi ile sınırlı değil ki... PKK üzerinden çarpıcı çelişkili gelişmelerde, birbirinden çarpıcı senaryolarda da siyah-beyaz zıtlığında yazılımlar.. somut verilere de dayalı almış başını gidiyor. Bugün Başbakan Erdoğan ile Leyla Zana görüşmesine yüklenen misyonlar örneğin... Zana’nın Batı siyasileri, Kuzey Irak-Barzani ile özel ilişkilerine ilan edilmiş arabuluculuk, “Erdoğan çözebilir” çıkışı da eklenince... Apo’nun ev hapsine çıkarılacağı, hatta çıkarıldığı açıklamaları AKP-muhalefet en üst düzeyden siyasilerin dilinde... Ya da korumalı uçak peşinde İmralı’ya gitmekte olduğu haberi verilen lüks, esrarengiz yat görüntüsü eşliğinde, “ABD yetkin istihbaratçıları-Kuzey Irak liderlerinin adaya gelip Apo ile pazarlık yapmakta oldukları” yorumlamalarına, “Apo nerede” sorusunun MHP’den iktidara yöneltilmesi noktasına gelinmiş olması bir başka uç...
\nKasıtlı, zaman ayarlaması değilse pazartesi günü başlayacak KCK davası üzerine, kampanya gibi gelen yeni operasyonlar... BDP’nin olağan dışı sıkıştırılması, gerçekten iç-dış odaklı büyük iktidar ittifakının, son projelerinden birinin halkalarından sayılabilir mi? Şaka kaka gibi... Özel yargıya ilişkin, sivil darbe hukukunun açtığı büyük yaraların onarılması adına, kanatılması sonuçlarını getiren, Meclis tatile girerken paketin içine sıkıştırılmak istenen yasa da var. Belki benim yazdığım saatle sizin okuyacağınız saatler arasında yönlendirme, gidişat çok farklı noktalara varacak. Sanki kasıtlı yara kanatma boyutunun değişmeyeceğinden nedense kuşkum yok gibi. Dünün son oturumlarından umudumuzun üzerinde tahliyeler olsa bile, paketin bütününde kanayan yarayı kanatma işlevi aklanamayacak...
\nRamazana kaç gün var? Bizim mahallenin çıkışında, bilebileceğiniz en uzun boyutlu TIR’ın içinde silme dolu ramazan erzak paketleri bir günde sahiplerine teslim edilerek boşaltılıverdi. İktidarlarının aceleleri, telaşları büyük... Baksanıza dört çarpı dört yasası çıktıktan sonra sözde maddi koşullara bakılarak, zamana yayılarak uygulamaya geçilecekti... Altyapısı gelişmiş, yılların birikimi ile donatılmış okullar bir bir seçilmiş, imam hatiplere teslim. Ancak yeterli başvuru olmazsa eski öğrencilerine kalabilecek. En yakıcı gündemlerde bu acelecilik, bu aculluk korkutmalı değil mi?
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması
- 'Açız' diye bağırdı, yaka paça dışarı atıldı!