Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sınırda SıfırNoktasında...

30 Haziran 2012 Cumartesi
\n

Röportaj televizyon ana haberlerinde döne döne görüntüleri ile veriliyor... Sınırda sıfır noktasında, yerin tam saptanmaması için iki dağın arasındaki vadide kapalı, dinlenmek için kullanılan evde yapılmış çekimlerde konuşmacıların Suriye ordusundan kaçmış komutanlar olduğunun altı çiziliyor. Çekinmeden direniş ordusunun içinde sıcak çatışmalarda, Suriye iç savaşının içinde, direniş cephesinde görev aldıklarını, arada dinlenmek için birkaç günlüğüne nöbetleşe söz konusu evlere geldiklerini anlatıyorlar. Sık sık kendilerine maddi ma-nevi yardımlarını esirgemeyen Türk hükümetine, cömertliklerine teşekkür edip duruyor, başka ülkelerin de yardım etmesi gerektiği çağrılarını yineliyorlar...

\n

Televizyon, gazete haberlerinde gündemin sıcaklığı ile bağlantılı ama nedense bu günlerde öne çıkan yabancı medyadaki yayınlardan aktarımlar var. Batı medyası bugünlerde Erdoğan hükümetinin Suriye iç savaşında direniş güçlerine vermekte olduğu maddi manevi yardımların bilançosunu çıkarmada yarışıyor. Esad karşıtlarına siyaseten açıldığı bilinen kucaklar, insan hakları, barış ayağı önde, vitrinde maddi manevi desteklere ilişkin bilinenler, İstanbul toplantıları.. devede kulak. Kimi çok çarpıcı askeri, ekonomik yardım verilerinin doğruluğu su götürse de, Esad karşıtları için Türkiyenin, sığınma kamplarının üs olarak kullanılması, silah taşınmasında aracı roller, sınırlarımızın kevgir gibi olmuş, kullanılıyor olması tartışılmaz...

\n

Beylik soru PKKye sil baştan Suriyeden verilen desteğe duyduğumuz tepki ile Suriyenin duyacağı tepkinin karşılaştırılmasından geçtik... Batı dünyasından bizi dönüşü olmayan bir çatışmaya sürüklemek, itivermek istercesine sızdırılan sansasyon haberler gerçekten ürkütücü. Elbette Rusya, İran, hatta Çin kaynaklı eleştiri dozu öne çıkan, üstlenilmiş role ilişkin suçlama haberleri cabası. Özgür Suriye Ordusunun Türkiyeye sığınmış generalinin Suriye cephesinden Türkiye sınırına yönelik tank sevkıyatı haberlerini de unutmayalım. Başbakan Erdoğanın açıklamalarında da yer alan, Türkiyeden caydırıcı amaçlı olarak verilen sınırımızı silahlandırma, üst düzey komutanlıklara dönüştürme haberleri de katarsak... Savaş hali ilanını savaşa dönüştürmemek, barışa dönüş yapabilmek bugün dünden, her gün gelecek günlerden çok daha zor...

\n

Hiç anlayamadığımız, paranoya boyutları da olabilecek, İrandan gaz sevkıyatının teknik zorunluluk değil de siyasi rest içerikli durdurulması, İrana Türkiyeden gönderilen dudak uçurtan rakamlı altınların anlamları.. üzerinden senaryoların külliyen yalan olmasını dilemekten başka ne yapabiliriz?

\n

***

\n

Çivisi çıkmış gidişata ilişkin senaryolar sadece Suriye iç savaşının, sonuç olarak Ortadoğu bataklığının içine sürüklenme tehdidi ile sınırlı değil ki... PKK üzerinden çarpıcı çelişkili gelişmelerde, birbirinden çarpıcı senaryolarda da siyah-beyaz zıtlığında yazılımlar.. somut verilere de dayalı almış başını gidiyor. Bugün Başbakan Erdoğan ile Leyla Zana görüşmesine yüklenen misyonlar örneğin... Zananın Batı siyasileri, Kuzey Irak-Barzani ile özel ilişkilerine ilan edilmiş arabuluculuk, Erdoğan çözebilirçıkışı da eklenince... Aponun ev hapsine çıkarılacağı, hatta çıkarıldığı açıklamaları AKP-muhalefet en üst düzeyden siyasilerin dilinde... Ya da korumalı uçak peşinde İmralıya gitmekte olduğu haberi verilen lüks, esrarengiz yat görüntüsü eşliğinde, ABD yetkin istihbaratçıları-Kuzey Irak liderlerinin adaya gelip Apo ile pazarlık yapmakta olduklarıyorumlamalarına, Apo neredesorusunun MHPden iktidara yöneltilmesi noktasına gelinmiş olması bir başka uç...

\n

Kasıtlı, zaman ayarlaması değilse pazartesi günü başlayacak KCK davası üzerine, kampanya gibi gelen yeni operasyonlar... BDPnin olağan dışı sıkıştırılması, gerçekten iç-dış odaklı büyük iktidar ittifakının, son projelerinden birinin halkalarından sayılabilir mi? Şaka kaka gibi... Özel yargıya ilişkin, sivil darbe hukukunun açtığı büyük yaraların onarılması adına, kanatılması sonuçlarını getiren, Meclis tatile girerken paketin içine sıkıştırılmak istenen yasa da var. Belki benim yazdığım saatle sizin okuyacağınız saatler arasında yönlendirme, gidişat çok farklı noktalara varacak. Sanki kasıtlı yara kanatma boyutunun değişmeyeceğinden nedense kuşkum yok gibi. Dünün son oturumlarından umudumuzun üzerinde tahliyeler olsa bile, paketin bütününde kanayan yarayı kanatma işlevi aklanamayacak...

\n

Ramazana kaç gün var? Bizim mahallenin çıkışında, bilebileceğiniz en uzun boyutlu TIRın içinde silme dolu ramazan erzak paketleri bir günde sahiplerine teslim edilerek boşaltılıverdi. İktidarlarının aceleleri, telaşları büyük... Baksanıza dört çarpı dört yasası çıktıktan sonra sözde maddi koşullara bakılarak, zamana yayılarak uygulamaya geçilecekti... Altyapısı gelişmiş, yılların birikimi ile donatılmış okullar bir bir seçilmiş, imam hatiplere teslim. Ancak yeterli başvuru olmazsa eski öğrencilerine kalabilecek. En yakıcı gündemlerde bu acelecilik, bu aculluk korkutmalı değil mi?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları