Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İzmir ve Ege, CHP siyasetinde daha ağırlıklı olmalı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Örgütü’nün bu hafta sonu İzmir’de çalıştayı var. Geçtiğimiz yıl çalışmalarının değerlendirileceği ve yeni yılın yol haritasının belirleneceği etkinliğe, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile genel merkez yöneticileri de katılacak.
Öncelikle vurgulayalım, 31 Mart 2024 yerel seçimleri sonrasında CHP Ege’deki etkinliğini ve kapsama alanını daha da genişletti. Son yerel seçimde, başta büyük kentler olmak üzere neredeyse bütün Ege Bölgesi CHP kırmızısına büründü. Bu durum, CHP’nin bölgedeki etkinliğini ve bölge halkına karşı sorumluluğunu daha da artırdı.
İZMİR’İN ÖNEMİ VE FARKI
İzmir’in CHP için çok farklı bir anlamı ve önemi var. İzmir, büyükşehirler içinde en başından beri AKP iktidarına karşı en net karşı duruşun gösterildiği kent. 23 yıllık AKP iktidarına gösterilen bu direnç ve direniş, siyasi açıdan çok değerli. Öyle inanıyoruz ki ilerideki kuşaklar ve siyasal tarihçiler, ülkemizin bugünlerini değerlendirirken; İzmir’in bu konumuna özel bir dikkat çekeceklerdir. Bu durum, İzmir’e ve özellikle de CHP İzmir örgütüne özel bir misyon ve sorumluluk yüklüyor. İl örgütüyle, yerel yönetimleriyle, CHP İzmir; tüm Ege’ye ‘rol model’ olmalıdır. Biz, önceki dönemlerde de, CHP siyasetinde İzmir’in daha önemli bir konuma gelmesi gerektiğini her fırsatta vurguluyorduk. Örneğin geçmişte şöyle yazmıştık:
“İzmir, farklı duruşuyla, çağdaş kent değerleriyle, modern yaşam anlayışıyla ve ilerici yerel yönetimleriyle, günümüzde kendine has özgün bir model oluşturuyor. Ancak bütün bu olumluluklara karşın, İzmir’in günümüzde siyaseten hak ettiği düzeye ve ağırlığa ulaştığını söylemek / yazmak, maalesef mümkün değildir. Bunda elbette tutucu merkezi yönetim anlayışının, İzmir’e karşı izlediği hasmane tutumun önemli payı vardır. Ancak, konuyu yalnızca bu yönüyle ele almak ve eleştirmek, meseleyi eksik bırakır ve yanıltıcı olur.
Çünkü yıllardır AKP iktidarına karşı duruş sergileyen özellikle de ana muhalefet CHP’ye destek veren İzmir’in ve İzmir’in siyasal dinamiklerinin, muhalefet cephesinde özellikle de CHP siyasetinde yeterince ağırlığı yoktur. Bu durum, İzmir’in siyasal ve toplumsal yerel dinamiklerince üzerinde önemle durulması ve değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Bu konunun, aynı zamanda, İzmirliler açısından ciddi bir sorgulamayı ve özeleştiriyi de içermesi gerektiğini düşünüyoruz.”
BELEDİYELERDE DURUM
Son dönemde CHP’li belediyelerin idari ve mali kıskaca alınması, CHP’li başkanların elini kolunun bağlanıp hizmet üretemez hale getirilmek istenmesi, en çok bu bölgeyi ilgilendiriyor. Çünkü İzmir’de ve Ege’de çok sayıda CHP’li belediye var. Bu kritik dönemde, CHP örgütleri ile belediyeler arasındaki dayanışmanın daha da güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. CHP’li başkanlar, kendilerine yönelen baskılara ve kıskaca karşı; meclisleriyle, örgütleriyle, çalışanlarıyla ve kendilerine oy vermiş, güven duymuş hemşehrileriyle daha çok kenetlenmeli ve bütünleşmelidir. Bu zorlu süreçte, CHP’li belediyelerde örgütlü sendikalara da önemli sorumluluk düşüyor. Onlar da iktidarın kendi işyerlerine yönelik baskılarına, dayatmalarına karşı koymalı ve zorluklar ortaklaşa göğüslenmelidir.
Özellikle İzmir’deki CHP’li belediyelerde bir başka güncel konu, belediye başkanları ile meclis üyelerinin uyumu konusudur. Konak, Karşıyaka, Karabağlar gibi kimi önemli ilçelerde yaşanan çekişmeler, CHP’ye zarar vermektedir. Bu sorunlar hızla giderilmelidir. Çünkü bu zor dönemde, CHP’li başkanların ve meclis üyelerinin birbirleri ile uğraşma lüksü olmadığını düşünüyoruz.
CHP ÖRGÜTLERİNE DÜŞEN
Bu zorlu ve kritik süreçte İzmir’deki CHP örgütleri, İzmirlilerin bunca yıldır hemen her genel ve yerel seçimde kendilerine verdikleri desteği hak ettiklerini, siyasetin pratiğinde göstermelidir. Belediyelere yönelik baskıları bıkmadan usanmadan halka anlatmalı ve iktidarın tutumunu teşhir etmelidir. Ayrıca, ülkeyi yönetmeye hazır olduklarının güvenini de halka vermelidir. Unutulmamalıdır ki hem CHP’li belediyeler ve hem de CHP örgütleri, halkın gözünde önemli referans noktalarıdır.
CHP’liler bu sorumluluğun gereklerini, hem siyaset ve hem de yerel yönetim alanlarında en iyi şekilde yerine getirmelidir. Yazımızı noktalarken; CHP’nin İzmir’deki örgüt çalıştayı vesilesiyle, öteden beri savunduğumuz, İzmir’in ve Ege’nin CHP siyasetinde daha belirleyici ve etkili olması gerektiğinin altını bir kez daha kalınca çizmek istiyoruz.
***
Zeus Sunağı, Bergama’ya dönmeli
Her gittiğimizde yeni yerler keşfettiğimiz ve çok sevip beğendiğimiz Bergama, yöremizin ‘tarihi derin’ kentidir. Tarihte adı Bergama ile birlikte anılmış ama sonra yurt dışına çıkarılmış ünlü Zeus Sunağı, ilk olarak 1990’lı yıllarda, Bergama’nın o dönemdeki başarılı belediye başkanı Sefa Taşkın’ın girişimleri ile kamuoyunun gündemine gelmişti. Bugünlerde ise, geçmişte götürüldüğü Berlin’den Paris’e Loure müzesine taşınacağı haberleri ile yeniden gündemde…
ZEUS SUNAĞI’NIN HİKÂYESİ
Belediye başkanlığının ötesinde yaptığı araştırmalarla ve yazdığı kitaplarla, yalnız Bergama’nın değil, Ege’nin antik tarihi konusunda da uzmanlaşan sevgili dostumuz Sefa Taşkın, Zeus Sunağı’nın hikâyesini şöyle anlatıyor:
“Tarihte gelmiş geçmiş en büyük sunakların başında Bergama Zeus Sunağı sayılıyor. “Zeus” eski Ege dininde en büyük tanrıdır. Bergama Sunağı Zeus’a sunu, adakta bulunulan bir merkezdi. Sunak, neredeyse o zamanının Hac merkezi gibi bir yerdi. Bütün Anadolu, Ege dünyası burayı ziyaret ederdi. Onun için Antik Bergama yöneticileri, Zeus Sunağını görülmemiş bir tasarımla yapmış, eşsiz güzellikteki mermer heykellerle, friz/rölyef/fresklerle süslemişti. Bu muhteşem, kutsal sayılan mermerler 160 yıl önce kurnaz Prusyalı/Alman memurlar tarafından Bergama’dan Berlin’e, yasa dışı, gayrı meşru yollarla götürüldü.”
BERGAMA’DAN PERGAMON’A
Bergama’dan yurt dışına kaçırılıp, halen Berlin Pergamon Müzesi’nde sergilenen Zeus Sunağı’nın hikâyesi ve zaman yolculuğu, aslında tarihsel ve kültürel değerleri sahiplenmenin ne denli önemli olduğunu çarpıcı biçimde gösteriyor.
Bergama Akropolü’nü bilenler ve gezenler, bir zamanlar bu yüksek alanda bulunan sunağın yerinde şimdi birkaç ağacın bulunduğunu bilirler. Akropol’ü her ziyaret edişimizde, işte bu ağaçların altında oturup, bir yandan güzelim Bergama kentimizin panoramik görüntüsüne bakarken; bir yandan da -sunağın burada olduğu zamanların görüntülerini belleğimizde canlandırıp- buranın sunaklı halini düşlerdik. Sonraları Berlin’e gidişlerimizde, Zeus Sunağı’nı Pergamon müzesinde görme fırsatı bulmuştuk.
ZEUS SUNAĞI’NA SAHİP ÇIKMAK
Bu toprakların kalıtı olan Zeus Sunağı’na ve benzeri kalıtlara sahip çıkmanın önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu aynı zamanda tarihe, üzerinde bulunduğumuz topraklara ve geçmişte bu coğrafyada yaşamış uygarlıklara karşı sorumluluğumuzdur.
Zeus Sunağı ile ilgili girişimler sahiplenilmeli ve desteklenmelidir. En başta da merkezi ve yerel yönetimler tarafından…
***
‘Silkeleme’ İzmir’den başladı
İktidarın CHP’li belediyelere yönelik mali ve idari kıskacı yeni bir aşamaya geçti. İller Bankası tarafından İzBB’nin 1,5 milyarlık payına bloke konulunca, belediyenin ödeme düzeni olumsuz etkilendi. Bazı şirketlerde çalışanların maaşlarında aksamalar ve gecikmeler oldu. İşyerlerinde yetkili sendikalar da hizmet üretimini durdurdu. Sonuçta ‘silkelenen’ çalışanlar ve İzmirliler oldu.
Daha geçtiğimiz hafta AASSM’de, Yerel Reform Girişimi ve Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi tarafından düzenlenen ‘Yerel Reform Buluşması’ etkinliğinde, bu konular masaya yatırılmıştı. Önceki genel başkanlardan ve derneğin kurucu başkanı Murat Karayalçın ile İzBB Başkanı Cemil Tugay; CHP’li belediyelerin infaz edilmek istendiğine dikkat çekmişlerdi. Aynı panelde konuşan hukukçu-siyasetçi Bülent Baratalı, akademisyenler Prof. Dr. Levent Köker ve Dr. Aydın Arı ile Konak Belediyesi Meclis Üyesi Dr. Nazlı Kayı; yetki paylaşımını tüm boyutlarıyla masaya yatırdılar.
Biz bütün bu konuşmaların ışığında: İzmir’de yaşanan olumsuz gelişmenin nedenlerinin ve sonuçlarının halka çok iyi anlatılması gerektiğini düşünüyoruz. ‘Silkeleme’ ile İzmirliye yaşatılan zorluklar; yerel yönetimlerin, sendikaların, siyasetçilerin, yerel toplumsal dinamiklerin iş ve güç birliği yapmasını zorunlu kılıyor. Siyasal muhalefet bu konuda yeni yol ve yöntemler bulmalı, yeni politikalar oluşturmalıdır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Merakla beklenen enflasyon rakamları açıklandı!
- Milyonlarca emeklinin gözü 3 Ocak'ta!
- Yapay zeka sağlıkta çığır açıyor
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
En Çok Okunan Haberler
- Hatay'da korkutan deprem: '6 Şubat gecesini hatırlattı'
- Çok konuşulacak 'Ahmet Türk' iddiası
- Kalın'ın o sözlerine tepki
- Özel'den emeklilere 'kırmızı kart' çağrısı
- Emekliye ek zam yapılacak mı?
- Edip Akbayram'ın ailesinden açıklama
- Eş başkanlar gözaltına alındı
- Cumhur İttifakı'nın oyları eridi!
- ‘Oğlum’ yasağı
- Biden'den Los Angeles yangını kararı