Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Silahlar IŞİD’e gidiyor...’

04 Haziran 2015 Perşembe

Dünkü BirGün gazetesinde arkadaşımız Erk Acarer’in manşeten yayımlanan röportajında, AKP’nin desteğinde kurulan Özgür Suriye Ordusu’nun militanı Muhammed Salih ile yapılan röportajdan çarpıcı itiraflar vardı. “Türkiye muhaliflere silah yardımı yaptı. Muhaliflerin bir kısmı silahları sattı, bir kısmı kaçarken bıraktı. Türkiye’den sağlanan silahlar IŞİD’in eline geçti...”
BM’den MİT TIR’larına ilişkin resmi açıklamada sözcünün gelişmeleri özetlemesi daha da suçlayıcı içerikte... Dujarrik, Türk yetkililerin BM’ye bilgi vermediğinin altını çizdikten sonra “Hangi taraf olursa olsun, hiçbir şekilde Suriye’de savaşan gruplara silah yollanmasına karşıyız” dedi.
Uluslararası koalisyonun Paris’teki toplantısında ise MİT TIR’ları ile ilgili görüntülerin gündeme geldiği, Türkiye’yi toplantıda temsil eden Bakan Mevlüt Çavuşoğlu’ndan açıklama istendiği bildirildi. Bu ciddi konuda Türk yetkililerle görüşüldüğü resmi vurgulamasının yanında, “eğit-donat” projesinin rafa kaldırıldığı da duyuruldu. Suriye’de savaşan taraflardan Esad’ı devirmenin değil, İŞİD’le savaşın esas olduğu sözünün istendiği, Suriye’de direnen örgütlerin taraflarından istenen güvence alınamayınca da Türk Hükümeti’nin çok ısrarcı olduğu bilinen projenin rafa kalktığı bilgileri sızdırıldı...
ABD resmi sözcü açıklamalarında Türkiye’den giden silahlara ilişkin açık bir suçlama söz konusu değilken, ABD medyasında yer alan haberler içinde, AB medyası ile paralel, sınırlardan denetimsiz İŞİD’e militan ve silah gittiği suçlamalarını içeren haberlerde çarpıcı artışlar görüldü...
ABD’nin IŞİD’le savaşta doğrudan kendi kaynaklarından, Irak yönetimi silahlı güçlerine, IŞİD’le doğrudan çatışan örgütlere, Suriye’deki operasyonların desteklenmesine yapılan silah yardımı ve donanımlardan önemli bir bölümünün IŞİD’in eline geçtiği saptamaları cabası... ABD yönetimi hava bombardımanları desteğinin yanında, kara savaşları için yapılan ciddi desteklerin, çatışan güçlerin yenilmesi, savaştan kaçmaları bağlantılı IŞİD silahlanmasına kaynak oluşturmalarının öfkesini, Irak yönetimini başarısızlıkla suçlayarak dünya kamuoyuna yansıtıyor...

***

Çok kritik seçimin son haftasında, iç siyaset, seçim kampanyalarında, İktidarlarının Cumhurbaşkanı-Hükümet ikilisi olarak, YSK’nin seyirci kalması ile de bağlantılı, hukuk devleti, yürürlükteki anayasal, yasal düzenin sayısız hükmünü çiğneyerek işlenen suçlara, baskılara karşı önlem almaya odaklanmışızız. Tek başına Cumhuriyet’i hedef alan Cumhurbaşkanı’nın önderliğinde, Can Dündar için 1’i ağırlaştırılmış 2 müebbet hapis istemli “Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs suçlaması”, rejimi demokrasi sayılabilen ülkeler için söz konusu bile edilemeyecekken.. Basın özgürlüğüne karşı ülkeyi, dünyayı ayağa kaldırması gereken vahim bir suçlama, yargılama konusunu oluşturmuşken.. Siyasi partiler, seçmenler bu noktadan sonra olabildiğince sağlıklı bir seçim sonucuna ulaşabilmeye odaklanmışken.. Sınırlarımızı çok daha yakından kuşatan, yeni IŞİD türevi terör örgütlerinin tırmanan operasyonlarının sonuçları üzerinde düşünmeyi seçim sonrasına ertelemiş oluyoruz...
Oysa İktidarlarının doğrudan, siyaseten sorumlu oldukları bu yaşamsal tehdidin, ülkemize dönük yeni tırmanışları çok çok daha can yakıcı... ABD, Irak işgali ile başlayan siyasal suçlarının ürünü Ortadoğu, İslam dünyası içinde yaratılmış bu büyük bataklık, ırk-İslam dünyası mezhepler ayrımcılığının, çağlar öncesinde kaldığı sanılan kanlı savaşlarından en az zararla kaçmakta kararlı. Vietnam sendromunu aşan bir kaygı, zorunluluk da söz konusu... Elleriyle yarattıkları günümüzde IŞİD, El Kaide türevleri terör örgütlerinin temizlenmesi belki de artık boylarını aşıyor. Bölge ülkelerine, her türden direnebilecek güçlere, hiçbir evrensel insan hakkı kriteri de olmaksızın “Sizin sorununuz, siz savaşacaksınız” deniliyor...
Doğrusu ortalıkta bu profesyonelleşmiş, giderek güçlenmiş, vahşette sınır tanımayan terör örgütlerinin önüne engel oluşturabilecek bölgesel silahlı güç de bulunamıyor... Türkiye Cumhuriyeti’nin rejimi, değerleri ile yarattığı dış politika güvencelerini korumak şöyle dursun.. İslam dünyasından ganimet koparma hevesine kapılmış İktidarlarının bu kirli savaşlara bulaşıklığı ile katlanmış tehditler.. Seçimin hemen ardında, bizi bekliyor...

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları