Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Selçuk’ Kardeşler’le Hacıbektaş’ta buluşma

23 Haziran 2015 Salı

Ergenekon yargılaması, Sevgili İlhan Ağabey’i (Selçuk) idianamesinin içeriğindeki onur kırıcı suçlamaları ile yaralamıştı... Ergenekon askeri darbe amaçlı terör örgütü senaryosunun içinde; TSK üst kademe komutanlarından gazetecilere, Çağdaş Yaşam’a, çok sayıda sivil toplum örgütlenmesine, Cumhuriyet Gazetesi’ne, gazeteye bomba atanlara, Danıştay cinayeti tetikçilerine uzanan bir halkada.. başı sonu belirsiz ek iddianamelerle genişletilen yargılamada, gazetede yayımlanmış yazılarının içeriği ile; Ergenekon terör örgütünün düşünce önderliğini yapmış olma suçlamasının hukuksuzluğu, izansızlığına.. kirli medyatik algılatılmayı eklemleyin...
İlhan Selçuk, 12 Mart sürecinde gördüğü ağır işkenceleri aşk mektuplarında kullanılan satırbaşları ile kamuoyuna dönük kanıtlamayı başarmış, yüzündeki onurlu gülümsemeyi parmaklıkların arkasında da hiç yitirmemişti. Turhan Selçuk’un kaburgasını da kıran gördüğü işkenceleri ise yıllar sonra anılardan ancak öğrenmiştik. Ömür boyu yargılamalar, işkence, cezalandırmalar, aydınlanma yolunda yürüyüşleri, kavgalarında güçlerine güç, dirençlerine direnç, inandıkları değerler yolunda ürettiklerine sonsuz kalıcılık, topluma ulaşabilirlik gücü katmıştı...
Yine de Sevgili İlhan Ağabey’in “Miad” yazısında bilgeliğin zirvesinde anlattığı; bedenin direnme, dayanma gücünün tükenmesi gibi bir gerçek de var... İlhan Selçuk’un birden fazla kriz geçirmiş kalbi, günler geceler süren bu sorgu sürecinde bir krize daha yakalanması atlandığı için de evine döndükten sonra daha ağırı ile vurulmuştu... İlhan Selçuk’u uzun süreler makinelere bağımlı kılacak hastane günleri gelmişti. Turhan Selçuk zaten son birkaç yıl sokağa çıkmadan, evinden en keskin, siyaseti çarpan çizgileri ile okurlarına ulaşmayı sürdürüyordu... Daha fazlasını kaldıramayan beynindeki balonun patlaması ile 11 Mart 2010 günü aramızdan ayrıldı.

***

Gazete bahçesindeki canlı yayında, programcının sorusu ile sevgili Selçuk Kardeşler’in, toprağa karışmak için Hacıbektaş’ı yurt seçtiklerini öğrendiğimde, aydınlanma bilgesi kişilik, kimliklerine saygınlıkla, seçimlerini onlara çok yakıştırmıştım... Hacıbektaş’ta ilk Turhan Selçuk’u, hemen ardından üç ay sonra 21 Haziran’da sevgili İlhan Ağabey’i toprağa verişimizle bu bilgece seçime, Hacıbektaş’ta buluşma iradelerine hayranlığım katlandı. Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu’nun katkıları, belediyenin kararı ile Çilehane’de Âşıklar Yolu üzerinde ayrılmış “İz Bırakan Aydınlar Gömütlüğü”, Anadolu aydınlanması şemsiyesinde, Hacıbektaş’ta nice anlamlı, işlevsel buluşmalara aracı olacaktı...
Hacıbektaş bu ülkede dışlanarak ağır bedeller ödetilenlerin, Anadolu aydınlanmacılarının çok işlevsel bir buluşma merkezi olacaktı... İkinci yılın etkinliğine İstanbul’dan gazetenin önünden kalkan Cumuriyet okurları otobüslerinden biri ile gitmeyi seçmiştim... Beklediğim gibi İlhan Ağabey, Balbay’ın tutuklanmalarında gazete bahçesini, sıcağa-soğuğa aldırmadan doldurup protesto edenlerden, Silivri duruşmalarına katılanlardan tanıdık yüzler, Cumhuriyet okuru dostlar ağırlıktaydı... Ankara, Eskişehir.. başka kentlerden kalkan otobüsler de sivil toplum örgütlenmelerinden katılanları taşıyorlardı. Bir de Hacıbektaş’ın her yerden gelen ziyaretçilerinin anma, kültürel etkinlikler, söyleşilerde buuşmaları eklemleniyordu...
İnanmayacaksınız ama bir de yaşamlarını Almanya’da sürdüren işçilerimizden, yaşını başını almış, tatil günlerini bu ağır üst üste iki gece yolculuğunda geçirmeyi seçmişler çıkıyor... Bu benim aynı otobüslerle Hacıbektaş buluşmasına üçüncü yıl katılışım yine Almanya’da yaşayan İsmail Kaya ve kardeşlerinin ailelerinden 7 kişi birden vardı. Yine tatillerinin sayılı günlerinde Selçuk Kardeşler anmasına Sivas katliamı protestolarına gidişlerini katacaklardı. Otobüs içinde, merdiven iniş çıkışlarında zorlanmaları, birbirlerine destek olmaları umurlarında değil gibi... Kırk yıllık dost sıcaklığında herkesle kucaklaşıyor, yakaladıkları tüm televizyon açık oturumlarını noktası virgülü ile soluksuz dinlediklerini aktarıyorlar... “Biz eskiden normal insanlar gibi yaşıyorduk. Yaşadıklarımız, çocuklarımız, ülkemizin geleceği için korkularımızla öyle politize olduk ki... Almanya’daki tüm eylemlere katılmak bizi kesmiyor, yetişebildiğimiz kadarı ile Türkiye’ye de geliyoruz... Selçuk Kardeşler bizim canımız, yol göstericimiz oldular..” sözleri arasında evden yapıp getirdikleri börek, kekleri ağzıma tıkıştırıyorlar...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘5N1K’ 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları