Referanduma Takılmak

16 Ekim 2012 Salı
\n\n\n\n\n\n

Karanın ak olarak pazarlanabildiği medya çağında, halkın oyuna başvurma anlamında en demokratik sayılabilecek referandum uygulamalarının, özünde demokrasi ile çatışan sonuçlar üretmesinden kaçınmak gerektiğini savunup durmanın ötesinde, çok tehlikeli bir araca dönüşebildiğinin altını çizmeye çalışmışımdır. Referandumun halkın eğilimlerinin doğru olarak ölçülebileceği alanlar ve konularda gerçekleştirilmesi ne kadar demokratik, işlevselse, çoğunluk eğilimlerinin ölçü yapılamayacağı hak-hukuk-insan hakları, hukuk devleti düzeni-insan hakları olmazları üzerinden çok tehlikeli, tersine bir silah olarak kullanılabileceği de bir o kadar açıktır. Toplumsal çoğunluğun eğilimleri, zaafları kullanılarak, azınlığın en yaşamsal insan haklarının gasp edilebilmesi sonucunu doğuran, çoğunluk diktatörlüğünü üreten, dahası çoğunluk adına vitrininde, demokrasinin özü ile çatışan oyunlarla, çoğunluğun da insan haklarının gasp edilmesini getiren çok tehlikeli bir tuzağa dönüşebilir.\n

\n

İktidarlarının, medya gücü, kavram karmaşasını çok iyi kullanarak, referandumları, genelde insan hakları, toplumun gerçek eğilimlerinin ölçmede de tersine amaçlarla, demok- ratik, hukuk devleti düzenini geliştirmenin tersine amaçlarda, siyasi çıkarlarına, hesaplarına yönelik olarak çok başarılı kullandığı yargım hiç değişmedi. AKPnin 12 Eylül referandumu bu anlamda tipik örnektir. Halkımız, AKPye güvenenler ve yetmez ama evetdiyenler hep birlikte, evetoyları ile, savlananın tersine daha demokratik bir düzene, sivil iktidar yönetimlerine kapı açmak hak götüre, kötü işleyen bir yargı düzeninin çok daha boyutlu iktidardan denetimine, kucağına düşmesine katkıda bulunduklarını göremediler ya da görmek istemediler. Demokrasinin en yaşamsal ilkesi güçler ayrılığını, demokrasinin bağımsız olması gereken kurumlarını işlemez kılmadaki olumsuz katkılarını, çoğunluk sivil ama diktatoryal iktidar eğilimlerine yaptıkları katkıları göremediler. \n

\n

***\n

\n

Geldiğimiz noktada bu kez iktidarlarının istemediği, öngörmediği bir referanduma gitme sonucu ile yüz yüzeyiz. Aslını ararsak çıplak hukuk düzeni mantığı içinde Cumhurbaşkanının otomatik onay vermesi gereken bir referanduma gidilmesi zorunluluğu sonucu var. Ancak öylesine mantıksız, akla ziyan bir referandum gündemi, zorunluluğu ortaya çıktı ki, vicdanı olan hiç kimse Cumhurbaşkanı veto etmesin, hukukun çizdiği çerçeve bu...önerisi ile kamuoyunun karşısına çıkamıyor. Nasılsa veto halinde gerekçelendirme zorunluluğu olmadığına sığınılarak, akılcı çözüm yolu olarak, yasanın hemen Meclise geri çevrilmesi öneriliyor.\n

\n

Belki sizin bu yazıyı okuyacağınız saate kadar bu sorgulamanın cevabı alınmış olacak. Ancak bence yasanın Meclise geri çevrilmesi, iktidarlarının yeni duruma göre çözüm üretmesi ile, sözü edilen bu sürpriz referanduma takılma sorununun kolay kolay çözümlenebileceği kanısında değilim. İktidarlarının MHP stepneleri, lider sözünden çıkmayan milletvekilleri ile anayasa değiştirme güçleri, silahlarında bir bozukluk çıktı. Hangi partinin ne kadar az milletvekilinin fire verdiği hiç de önemli değil. Kişisel kanım, çok profesyonel siyaset yapabilen ellerin işin içine girdiği gerçeğinin bilmesi gerekenler katında çok net görüldüğü.\n

\n

Demem o ki, iktidarları, iktidarda büyüme, istediğini yapma güçlerinde çok önemli bir kırılma noktasını yaşadılar. Referanduma takılma öylesine, sıradan, öngörülemeyen bir gelişme olarak geçiştirilecek gibi değil. Anayasayı değiştirme, başkanlık sistemine geçme, rejimin ekseninde büyük oynamalar gerçekleştirebilme.. savlarında bir iktidar ne kadar güçlü olursa olsun, bu kadar boyutlu sorunlar yumağında, PKK terörü, Suriye iç savaşına dibine kadar bulaşmanın tırmanan güncel boyutlarında, dünya ekonomik krizinde artık rüzgârlar da arkasından, şanstan yana işlemiyorsa, Meclisteki muhalefeti, Meclis dışındaki demokrasinin taraflarına, güç odaklarına böylesine sırtını çeviremez, önüne gelene posta koyamaz.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘5N1K’ 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları