Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Padişahla dalkavukları

22 Ağustos 2015 Cumartesi

Yüksek Seçim Kurulu, ortada resmi başvuru yapacak bir kurum, seçim sonuçlarına göre çalışmalarını yürüten bir Meclis, seçim sonuçlarına göre kurulabilmiş yetkin bir hükümet olamadığından olacak, durumdan vazife, görev çıkarmış havalarda seçim tarihini öne alabileceğini ilan etti... Cumhurbaşkanı Erdoğan hemen söz konusu kararın üstüne balıklama atlayarak, YSK’nin bu kararıyla ilişkilendirme yaparak, seçim tarihini 1 Kasım olarak belirlediğini ilan etti. CHP Genel Başkanı’na hükümeti kurma görevlendirmesi vermeyeceğini bir kez daha gerekçelendirerek, “Beştepe’yi tanımayanı niye çağırayım ki..” diye altını çizdi...
Sandıktan çıkan oyları ile her fırsatta övünen, yetkilerini anayasal, hukuk devleti düzenine aykırı olarak kullanmakla suçlanmalarını sandıktan aldığı güce, yetkiye dayandırdığını savunan Cumhurbaşkanı’nın, seçim sonuçlarını, seçmen oylarını, seçimle Meclis’e girmiş partilerin, milletvekillerinin iradelerini Meclis’i çalıştırmadan yok katına indirgeyen “seçime gitme” dayatmalarında sona yaklaşılıyor... Demokrasinin tüm kurum, kurulları, hukuk devleti, demokratik düzen ayaklar altında... Üstüne üstlük barış sürecinden kanlı savaşçatışmalar sürecine geçiş, ekonominin alarm sinyallerinin yaşamsal uyarıcıları.. bu kuralsız, 21. yüzyıl otoriter düzenine geçişi, liderliği birinci ağızdan kendileri ilan etmişlerken, sivil diktatoryal gidişin hızlı yol alışının birbirlerine eklemlenen atakları, yeni adımları durdurulamıyor...

***

Erdoğan’ın seçim tarihi içinde, Meclis Başkanı ile yeniden görüşerek seçim hükümeti görevlendirme koşullarını belirleyeceğini açıklamasının yanına, gerekçelendirme, pekiştirme ya da aklımızla alay etme, galiba da taban dalkavukluğunda kullanılmaya yarayacak biçimde gerekçelendirmeler sayılmaya başlanıyor... AKP adına gerekçelendirmelerde Cumhurbaşkanı’nın duruma bakarak tarafsız, gereken kararları verdiği imajı adına AKP çok daha yüksek sayıda milletvekili ile hükümet kuramamışken, CHP’nin genel başkanına boşu boşuna görev verilmediği savunuluyor. Başbakan Davutoğlu Cumhurbaşkanı’nın önden davranarak seçim hükümeti kurma kararını ilan etmesi karşısında, sanki hukuksallık havası yaratılabilirmiş gibi “Meclis’i toplayalım, CHP, MHP evet desinler, seçim hükümetini Meclis kursun” önerisi ile bizlerle kafa buluyorlar. Ya da HDP’nin öznel koşulları gereği her koşulda her karara, bu arada seçim hükümetine de evet ilanının; AKP açısından siyaseten götürülerini hesaplayarak, katılacak bakanlıkları belirleme ile savaştan çıkan, her cenaze töreni ile katlandığı kuşkusuz bedellerin, AKP’nin konum çelişkilerinin sonuçlarının, sorumluluklarının, oylara yansımasından sıyrılmaya çalışıyorlar...
Bütün bir yılı kaybetmiş siyasi kriz, iktidarlarının zikzaklık dış politikalarının iç yönetim kararlarının çok ağır bedelleri ile krizde, dibe vurmuş turizmin bir bayram tatili ile kurtarılacağı aldatmacası, yutturmacasından, okulların açılışı bayram sonrasına, iki hafta erteleniyor. Eğitime yansımaları kimselerin umurunda bile olamasa da, asıl yaşanan sıcak, kanlı çatışmalar ortamında okulların zaten nasıl açılabileceği gerçeği yokmuş gibi davranılıyor... Cumhurbaşkanı, buyruk ve ataklarında önde, demokrasi, parlamenter düzenin asıl karar vericileri, sorumluları karar alamaz konumda, suçlu ve sorumlu ya da tuzağa düşmüş olarak hep arkadalar... AKP liderinin apaçık partisini yok sayılmasının en ağır bedellerini ödemeye aday...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları